Ayaklar, başlar ve başbakanlar

28 Haz 2013

Çapulcular, Ayaklar, Ayaktakımı, Baldırı çıplaklar, Paryalar, Plebler, Ameleler, Ümmiler, Sefiller Bunlar . . .

Egemenler ve muktedirler tarih boyunca halkı tahkir etmek için nice sıfatlar kullandı. Başbakan da benzer bir söylemle yurttaşların bir bölümünü "ayaklar" bir bölümünü "başlar" diye ayırmaya devam ediyor. Başbakan'ın bu söylemi yeni değil. 2008'de ı Mayıs'ı Taksim'de kutlamak isteyen işçiler ve sendikacılar için de "ayaklar baş olursa kıyamet kopar" demişti. Şimdi de "ayaklar ne zamandan beri baş olmaya başladı" diyor. Başbakan Türkiye'nin kast sistemini anlatıyor: En altta ayaklar, sonra başlar ve en üstte ise "baş"bakan. Başbakan'ın söylemi tarihsel açıdan da yeni değil.

Tarih boyunca egemen sınıflar, seçkinler, aristokratlar ve burjuvalar halka karşı bir dizi aşağılayıcı ve onur kırıcı kavram kullandılar. Bunların bir bölümü ters tepti ve egemenlere karşı mücadelenin simgesi haline dönüştü. Fransız devrimi sırasında soylular ve burjuvalar gibi pantolon giymeyen halka şans culottes (donsuzlar, baldırı çıplaklar) dendi. Baldırı çıplaklarayaklanan halktı. Önce aristokrasi, sonra burjuvazi onları baldırı çıplaklar olarak küçümsedi. Ancak tarih baldırı çıplakları haklı çıkardı. "Amele" sözcüğü de ülkemizde uzun süre işçileri, emekçileri hakir gören bir ifade olarak kullanıldı. Başbakan'ın bumerang etkisi yaratan "çapulcular" ifadesi ise son örneklerden biri. Bütün bu kavramlar egemenlerin ve muktedirlerin yurttaşları, yoksulları kendileri ile eşit görmeyen zihniyetinin ürünü.

Bir bölümü doğuştan kendilerini üstün ve farklı görüyor. Bir bölümü ise sonradan edindikleri mal-mülkve mevki ile kendilerinin üstün olduğunu düşünüyor. Ancak vahim olanı yasa önünde (kağıt üstünde) eşit yurttaşlar tarafından seçilenlerin kendilerini "baş" ve halkı "ayak" olarak görmeleri. Aslında Başbakan'ın söylemi temsili demokrasinin gerçek yüzünü ortaya sermesi açısından çok önemli. Alt sınıflardan gelse de artık bir muktedir olan Başbakan, alt sınıflara yerlerini ve hadlerini hatırlatıyor. Başbakan yıllarca kendilerinin mağdur olduğu, "zenci" olduğu edebiyatına sarıldı. Ancak şimdi yurttaşlarının bir bölümünü "ayaklar" olarak "alenen tahkir ve tezyif" ediyor, aşağılıyor, değersizleştiriyor ve hakaret ediyor.

Başbakan ve onun medyadaki entelektüel muhafızları "hükümeti eleştirme" ve "hükümete karşı eylem" suçu gibi akıllara durgunluk verici suçlar imal ediyor. Başbakan kendisini eleştiren herkesi çapulcu ve ayaktakımı olarak ötekileştiriyor. Başbakanın bu söylemi Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre suçtur. TCK'nin "halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama" başlıklı 216. Maddesi'nin 2. Bendi'ne göre, halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılamak suçtur. Başbakan sistemli bir biçimde "ayaklar" ve "bunlar" diyerek halkın bir kesimini alenen aşağılamaktadır. 1 Mayıs 2008'de işçileri, Gezi eylemleri sonrasında da hükümeti protesto edenleri alenen aşağılamakta ve hakaret etmektedir. Başbakan'ın elindeki iktidar ve medya olanakları nedeniyle bu eylemi, toplumda tehlikeli ayrıştırmaya yol açmaktadır. Başbakan'ın ayaklar-başlar söylemi aslında devletçi-seçkinci geleneğin, egemen sınıfların halkı ve alt sınıfları hakir görme geleneğinin devamıdır. Rejim el değiştirince yeni seçkinler ve egemenler de toplumsal ve sınıfsal hiyerarşiyi hatırlatmaya başlamıştır.

Devletçi seçkincilerin yerini muhafazakâr devletçi seçkinciler almıştır hepsi bu. Başbakan birkaç gün önceki bir başka konuşmasında sosyalistleri karalamak için "Bunlar, güya sosyalist ama milleti böyle tahkir ederler" demişti. Başbakanın sosyalistler hakkında hiç bir şey bilmediği açık veya bildiği halde çarpıtıyor. Sosyalistler yaşamları boyunca eşitlik mücadelesi verirken, kendisi muktedir olur olmaz yurttaşların bir bölümünü "ayaklar" olarak tahkir ediyor. Kimin halkı "tahkir" ettiği açık. Evet, gerçekten aynaya bakmak iyi fikir. Gezi eylemlerinin ve Haziran 2013 başkaldırısının nedenlerini hâlâ anlamayanlar varsa, Başbakanın konuşmalarını bir kez daha okusunlar. Hâlâ anlamadılarsa yapacak bir şey yok.

 

paylaş