Erdoğan kliğinin soğuk savaşı

AKP 2002 seçimlerinde hükümet oldu. Seçmen desteği burjuva parlamenter sistemlerde hükümet olabilmek için gerekli, ancak iktidar olmak için yeterli değil. İktidar olmak demek başta ordu olmak üzere polisin ve sivil bürokrasinin size tabi olmayı kabullenmesi demek. Büyük burjuvazinin sizi desteklemesi demek, yetmez diğer devlet gücünü elinde tutan yargının sizin politikalarınız doğrultusunda kararlar vermeyi kabullenmesi demek. Ancak diğer bir koşulun yokluğunda bütün bunların gerçekleşmesi mümkün olmaz. Bu zorunlu şart uluslararası egemen güçlerin siyasi, ekonomik ve askerî desteğinin sağlanmasıdır. AKP iç ve dış egemen güçlerin anlaşmasının ve/veya uzlaşmasının sonunda on bir yıldır iktidardadır.

Soğuk savaşın birincil hedefi
Mayıs-Haziran Büyük Halk  Direnişi sadece bu iktidarı sarsmakla kalmadı, diğer alanlardaki başarısızlıklarının da açık, açık ortaya konmasına ve tartışılmasına sebep oldu. Başarısızlıklar ortaya çıkıp da iktidar zayıfladıkça hem İktidar bloğu (AKP – cemaat - diğer tarikatlar – liberaller) içinden, hem de dış egemen güçlerden tepkiler yükselmeye başladı. İktidara destek veren dış güçlerin Erdoğan'sız bir iktidar arayışına girmeleri, iktidar bloğundan Erdoğan uygulamalarına itirazın yükselmesi Erdoğan’ı bir iktidar temsilcisi durumundan iktidar içinden bir kliğin temsilcisi durumuna getirdi.

Şimdi bu klik her türlü mücadele yöntemiyle iktidarda kalmak ve eski güçlü günlerine dönmek için tüm muhalif ve çekimser güçlere karşı bir soğuk savaş başlatmış durumda.

Soğuk savaşın yöneldiği temel kitle, iktidarı sarsan halk direnişine katılanlar ve özellikle de bu hareketin en dinamik ve militan kesimi olan öğrenciler. Gösteri ve toplantılara katılanlar okullardan ve yurtlardan atıldılar.

İktidarın başlattığı cadı avı burada da kalmadı. Çoğunluğu modern ve laik bir yaşamı benimsemiş olan, cinsiyetçi saplantılardan uzak, ilerici öğrencilerin yaşam alanları hedef alınmış durumda. Bu saldırı soğuk savaşın şimdiki güncel halkası olduğu için en başta değerlendirilmesi gerekiyor.

Ayaklanmadan hemen sonra başlamış olan soğuk savaşın son halkasında temel amaç iki hedefi gerçekleştirmeyi amaçlıyor: Öncelikle ayaklanmaya katılmış olan öğrenciler evlerinden, yurtlarından, okullarından atılıp güçsüzleştirilecek cezalandırıldı. İkinci aşama okulların açılmasıyla yeniden güçlenmesi muhtemel öğrenci muhalefetini “yuvasında” boğma harekatı. Muhafazakâr seçmenin psikolojik desteğini mobilize ederek kolluk güçleri öğrenci evlerini denetim, gözetim ve baskı altına alarak öğrenci muhalefetini varoluş sorunlarıyla baş başa bırakıp mücadele alanlarından uzak tutacak.

İktidar bu soğuk savaşı ayaklanmanın geçici sönümlenmesinden ve sözde zaferlerinden hemen sonra başlatmıştı. İlk adım da ayaklanmanın başlamasında ve yürütülmesinde etkin rol oynayan Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği TMMOB'un gelir kaynaklarını torba yasayla tırpanlayarak başlamıştı. TMMOB'a saldırının ikinci aşamasına geçilmiş bulunuyor. Bu aşamada yapılacak yasal bir düzenlemeyle bu birlik hükümete bağlanacak. Böylelikle oda yönetimlerindeki muhalifler tasfiye edilecek, oda yönetimlerine Erdoğan yanlısı kimseler getirilecek. Muhalefet odaklarından biri daha ortadan kaldırılmış olacak..

Demokratik kitle örgütleri ve dernekler de bu cadı avının hedefi arasına girmiş durumda. Bu örgütler yasadışı faaliyetlerin planlandığı alanlar olarak ilan edilip, ’’kızlı-erkekli’’ alanlar kodlamasıyla çökertilmeye çalışılacaktır.

Birlik her zamankinden daha acil ve daha önemli
Erdoğan kliğinin bu gayrimeşru ve intikamcı uygulamalarının, iktidarı yönetemez hâle getireceğinden kaygılanan iç ve dış çevreler bu politikaya açıktan itiraz etmeye başlamışlardır. Bu itirazın ileride açık karşı çıkmaya ve engellemeye dönüşmesi kuvvetle muhtemeldir. İktidar bloğundaki çatlama sadece ülkede değil, uluslararası ilişkilerde de yeni bir dönem açmaya adaydır. İlerici, demokrat, sosyalist güçlerin planlı, programlı güç birliği bu dönemde etkin olmak için çok önemlidir.

 

12 Kas 2013
paylaş