Taksim Direnişi'ne kasabadan bakmak

Yaz aylarının tatil rehaveti, ülke tarihinde ilk kez ortaya çıkan, yaygın niteliğiyle pek çok çevreyi sarsan direnişe farklı açılardan bakma fırsatı sunuyor. Ülkenin toplumsal hareketlenmesini derinliğine ve genişliğine etkileyen bu direnişe "Bugüne kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf mücadeleleri tarihidir" bakış açısına sahip olanlarla; direnişçilerin niteliğinden ziyade dışsal görünümlerine bakarak yapılan değerlendirmelerin arasındaki fark direnişe kasabadan bakmakla kentin içinden bakmak kadar farklıdır. Nitekim kasabadan bakanlar bu fırsatı kasaba kurnazlığıyla, çeşitli araçları kullanarak birbirinin aynı ucuz ürünlerle paraya tahvil etmeye çalışıyorlar… Ünvanları, eğitimleri, etkinlikleri ne olursa olsun direnişi burjuva eğitiminin dar ufkuyla değerlendirmek ve sunmak kasaba eşrafının dar ufkunu gösteriyor.

Bu değerlendirmelerin başlıcalarını ele alıp sınıfsal bakış açısıyla değerlendirelim:
1- Kasabalılar hareketin yaş ortalamasını esas alarak "Gençlik hareketi" tanımlamasını her değerlendirmenin baş cümlesi yaptılar. Gençlikten söz ederken onu işçi sınıfından, köylülükten, burjuva sınıfından da ayırt etmek için, farklı bir toplumsal sınıf gibi sundular. Yaş ortalamasının düşük olduğu bir demografiden yeni bir sınıf yaratma kurnazlığına girişerek hareketin sınıfsal niteliğini gizlemeye çalıştılar.

Direnişin içinde olanlar veya yakından izleyenler bilir ki yaşları ne olursa olsun direnişçiler emekçi sınıflardan gelmektedir, ezici bir çoğunlukla. İster kol emekçisi olsun, ister beyin emekçisi olsun ya da işsiz olsun direnişçiler emekçi sınıfın üyesidirler.

2- Kasabalılar hareketi kendiliğinden bir hareket olarak sundular. Taksim'deki doğa kıyımının yarattığı beklenmedik tepkiyi ve arkasında gelişen yaygın desteğin bir anda ortaya çıkmasını kendiliğindencilik tanımlaması için yeterli gördüler. Direnişin; hegamonik örgütsel önderlikten yoksun olmasını, yani örgütsüz başlamasını kendiliğindecilik olarak tanımladılar. Oysa kendiliğindencilik siyasallaşmanın karşıtı olarak kullanılır sınıfsal literatürde. Eğer direniş sadece Gezi'deki ağaçları korumakla ya da Taksim’e AVM yaptırmamakla sınırlı olsaydı dedikleri doğru olurdu. Ülke yaygınlığında ve iktidarı istifaya çağıran, onun siyasal, ekonomik politikalarına karşı çıkan bir hareket kendiliğinden değil, siyasal bir harekettir.

3- Kasabalılar sağlı sollu liberalerin pozitivist "Bu hareket bir haysiyet hareketidir" tanımlasını pek sevdiler. Bu tanımla; "Hareket düzen içi bir harekettir, amacı sadece iktidarın aşırı otoriteleşmesine karşı çağdaş demokratik bir çizgiye çekmektir. İktidardaki kişisel otoriteye karşıdır, başka bir amacı yoktur" noktasına geldiler. Her ne kadar ikinci maddede saydığımız tespitleriyle çelişse de gerçeklikle de çelişen bir durumdur. Direnişi ören temel etmenlerden biri neoliberal kapitalizmin krizidir. Direnişçiler kapitalizm ve emperyalizm karşıtı olduklarını her fırsatta dile getirdiler.

4- Kasabalılar bu direnişte halkçı, devrimci, sosyalist, komünist örgütlerin etkisini yok saymaya ya da kendilerince aşırı gördükleri direnme yöntemlerini kriminalize ederek bu çevrelere mal etmeye çaba gösterdiler. İyi çocukları bu "kötü çocuklardan" uzak durmaya çağırarak direnişin başarısızlığa uğraması için çabaladılar. Emekçi sınıfların bu örgütlerini birer suç odağı olarak tanıtmaya çabaladılar. Amaç hareketi temel dinamiklerinden yoksun bırakmak ve ezilmesini kolaylaştırmaktı. Ancak bu konuda da muratlarına eremedikleri anlaşılıyor.

14 Ağu 2013
paylaş