ekmek

Ekmeğe ve una zam kapıda!
TMO, ekmeklik buğdaya yüzde 23, arpaya ise yüzde 24 zam yaptı Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 2022'nin ocak ayı için 1 milyon 220 bin ton hububatı satışa açtığını açıkladı. TMO, piyasayı regüle etmek için sattığı ekmeklik buğday fiyatına yüzde 23 ve arpa fiyatına ise yüzde 24 zam yaptı. Besici ve yetiştiricilere 2050 TL/Ton'dan satılan arpa fiyatı Ocak ayı itibariyle 2550 TL/Ton'a, un ve bulgur fabrikalarına 2625-2675 TL/Ton'dan satılan ekmeklik buğday fiyatı ise 3225 – 3275 TL/Ton’a çıkarıldı. Maliyetler artmış TMO’dan yapılan açıklamada: “Artan hammadde fiyatlarının et, süt ve yem üreticilerimizin maliyetleri üzerindeki olumsuz etkisini hafifletmek üzere temmuz ayından itibaren ‘Yem Regülasyon Çalışması’ kapsamında satışlara başlanmış, eylül ayı itibariyle de ‘Un Regülasyon Çalışması’ kapsamında un sektörüne yönelik ekmeklik buğday satışlarına başlanmıştır.” denildi. TMO’nun zam açıklamasından sonra milyonlarca yurttaş, temel gıda maddeleri olan ekmek, un ve makarnaya da zam ne zaman olacak sorusunu merak ediyor.
ekmeklik buğday fiyatı nereye
Buğday fiyatları yeni bir rekor daha kırdı Kuraklık, pandemi, yurt dışı piyasalar derken içeride de kurlarda yaşanan sert yükseliş buğday fiyatlarını da tahminlerin üstüne çıkardı. İki gün önce 5500 TL/Ton'u görerek rekor kıran buğday fiyatları bugün de 6000 TL/Ton'u gördü. Polatlı Ticaret Borsası'nda kırmızı sert buğday fiyatı en yüksek 6016 TL/Ton'a çıkarak yeni bir rekor kırdı.  Konya Ticaret Borsası'nda iki gün önce Anadolu Kırmızı Sert Ekmeklik Buğdayı 5500 TL'yi görerek rekor kırmıştı. 
istanbul'da ekmeğe yüzde 25 zam
İstanbul Fırıncılar Odası'nın İstanbul'da ekmek fiyatlarının 2 TL'den 2.5 TL'ye çıkmasını öngören Ağustos ayındaki zam talebi, İstanbul Ticaret Odası’nca (İTO) kabul edildi. Böylece 3 yılda ekmeğin fiyatı yüzde 120 arttı. İstanbul Ticaret Odası'ndan yapılan açıklamada “az önce, 230 gram 2,50 TL (Kg 10,87 TL) olarak tarifemizi oylattık. Meclis üyelerimizin kabulü ile tarifemiz onaylanmıştır” denildi. Karara göre İstanbul için 1 kg ekmek fiyatı azami 10,87 TL'yi geçmemek kaydıyla 230 gram ekmek için 2,50 TL olacak şekilde hazırlanan azami fiyat tarifesiyle satışa sunulacak.    
yılda 8 milyon ton yiyecek çöpe gidiyor
100 milyon ton ekmeğin 7 milyonu çöpe gidiyor Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, sebzenin yüzde 25’i meyvenin ise yüzde 40’ının israf edildiğini söyledi. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, sebzenin yüzde 25’i, meyvenin ise yüzde 40’ının tarladan tezgahlara gelene kadar ya da evlerden çöpe giderek israf edildiğini söyledi. Ülkemizde günde üretilen 100 milyona yakın ekmeğin yaklaşık 7 milyonu çöpe giderken, evlerde ısıtma ve aydınlatmada kullanılan enerjinin de yüzde 35’inin israf edildiğine dikkat çeken Bendevi Palandöken, “Ne ekmekte ne gıdada, ne enerjide ne de suda hiçbir konuda israf yapmamaya özen göstermeliyiz” dedi. Ekmek, su, gıda ürünleri ya da enerji gibi birçok konuda israfın boyutunun her geçen gün arttığını vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “İsrafın ne dinimizde ne de kültürümüzde yeri olmamasına ve israf değil aksine tasarruf etme devrinde olmamıza rağmen maalesef israf boyutları her geçen gün artıyor. Ülkemizde günde 100 milyona yakın ekmek üretiliyor ve bunun 7 milyona yakını çöpe giderken, evlerde ısıtma ve aydınlatmada kullanılan enerjinin yüzde 35’i israf ediliyor. Ne ekmekte ne gıdada ne enerjide ne de suda hiçbir konuda israf yapmamaya özen göstermeliyiz” dedi. Her saniye israf Ülkemizde her yıl 7,7 milyon ton yiyeceğin çöpe atılarak israf olduğunu vurgulayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Birleşmiş Milletler son Gıda İsraf Raporuna göre ülkemizde her yıl 7,7 milyon ton yiyecek çöpe atılıyor. Oysaki özellikle pandeminin de bizlere öğrettiği en önemli şey, sağlıktan sonra gıdanın, suyun ve enerjinin sağlık kadar önemli olduğudur. Yani israf değil aksine tasarruf etme devrindeyiz. Sebzenin yüzde 25’i, meyvenin ise yüzde 40’ı tarladan tezgahlara gelene kadar ya da evlerimizden çöpe giderek israf oluyor. İsrafın boyutları maalesef sadece gıda ile değil su, enerji gibi birçok konuda da yapılıyor. Üstelik bu israfın yarısından fazlası da gelişmiş ülkelerde yapılıyor. Damlatan muslukları tamir ettirmek, ihtiyaçtan fazla ekmek, gıda, kıyafet ya da ayakkabı gibi ürün almamak, kullanılmayan ışıkları kapatmak gibi basit ama çok etkili davranışları alışkanlık haline getirmeliyiz. İsrafın ne dinimizde ne de kültürümüzde hiçbir zaman yeri olmadığı gibi, tasarrufun da hem cebimize hem ülke ekonomisine hem de doğaya faydalı olduğunu unutmamalıyız” diye belirtti. İsrafı azaltmak enflasyonu düşürür Onlarca okul, köprü, hastane gibi topluma hizmet edecek harcamalar yapılabilecekken, israf nedeniyle bu meblağların buharlaştığını hatırlatan Palandöken, “Ekmek kadar kutsal bir yiyecek bile ülkemizde günde 7 milyona yakın adet israf oluyor. İsrafı durdurmazsak enflasyonun da düşmesini bekleyemeyiz. Buna dur demek bizlerin elinde. Bozulmaya yakın gıda ürünlerinden birçok şekilde faydalanıp başka formda tüketmek, sokak hayvanlarına artan yiyecekleri ayırmak gibi alışkanlık edinmeliyiz. Birçok konuda kolay şekilde israfın önüne geçildiğinde açlık ya da yoksulluk gibi terimler tamamen hayatımızdan çıkacaktır. Çünkü israfın ekonomik olarak boyutları ile onlarca okul, köprü, hastane yapılabilecekken bu kadar büyük bir meblağı çöpe atmak doğru bir davranış değil” diye konuştu.    
vatandaş ekmek arası makarna ile besleniyor Türkiye Ay'a gitmeye hazırlanıyor
Enflasyon sepetinde ekmek ve makarnanın dayanılmaz ağırlığı! Yıllık enflasyon son 17 ayın en yüksek seviyesine çıkıp, işsiz ya da kısa çalışma ödeneğine mahkûm kalan milyonlarca vatandaş da artık eti hayal eder duruma gelip karbonhidratla beslenince, TÜİK’in sepetinde de ekmek ve makarnanın ağırlığı arttı, etinki azaldı. Merkez Bankası’nın ise 2021 yılı için enflasyon beklentisi yüzde 9,4. Merkez Bankası’nın hedefinin gerçekleşmesi için aylık enflasyonun yıl boyunca yüzde 0,7 düzeyinde gerçekleşmesi gerekiyor. Ocak’ta aylık enflasyon yüzde 1,68 seviyesinde gerçekleşti. Ekmek ağırlığını artırdı Salgınla birlikte son yıllarda artan ekonomik krizle yoksullaşmanın etkisi, gıda sepetinde yer alan maddelerin ağırlıklarındaki değişimde de görüldü. Ekmeğin ağırlığı yüzde 2,17’den yüzde 2,47’e, makarnanın ağırlığı yüzde 0,15’den yüzde 0,16’ya, pirincin ağırlığı yüzde 0,30’den yüzde 0,36’ya yükseldi. Dana etinin ağırlığı yüzde 2,14’den yüzde 2,01’ye kuzu etinin ağırlığı yüzde 0,97’den yüzde 0,98’ye, tavuk etinin ağırlığı yüzde 0,83’den yüzde 1,14’e, sakatatın ise ağırlığı yüzde 0,03’den yüzde 0,05’e yükseldi. Etin ağırlığı azaldı TÜİK’in açıkladığı yüzde 14.97 yıllık enflasyon son 17 ayın en yüksek seviyesine çıktı. Ekmek ve makarnanın sepetteki ağırlığı artarken dana etinin ağırlığı azaldı. Ocak ayı zam şampiyonu mandalina oldu. TÜİK verilerine göre, son 1 yılda ekmek fiyatları yüzde 17,78, makarna fiyatları yüzde 20,53 artış gösterdi. Ekmek ve makarnadaki artış oranı yüzde 14,97 olan enflasyon oranının belirgin şekilde üzerine çıktı. Salgın harcama davranışlarını etkiledi Geçen ay en fazla fiyat artışı yüzde 26,77 ile mandalinada yaşandı. Pazarda kilosu 6-7 lira arasında değişen kış meyvesi mandalinanın fiyatı TÜİK’e göre ortalama 5 lira 40 kuruş. Aralıkta ise 4 lira 30 kuruştu. Mandalinadaki fiyat artışını yüzde 25,5, otoban geçiş ücreti, yüzde 21,29 ile salatalık izledi. 2020 yılının Ocak ayına göre ise en çok zamlanan meyve portakal oldu. Yine kış meyvesi olan portakalın fiyatı bir yıl içinde yüzde 70’e yakın zamlandı. Artan gıda harcamalarının sepet içerisindeki payı da artırıldı. Salgın ve ekonomik kriz nedeniyle geliri azalan milyonların gıda harcamaları artarken giyim, eğitim, lokanta ve otel harcamaları azaldı. Geniş kesimlerde meydana gelen bu değişim TÜİK’in hesaplamalarına da yansıdı. Buna göre, gıda ve alkolsüz içeceklerin ağırlığı yüzde 22,77’den yüzde 25,94’e çıkarıldı. Öte yandan salgın sürecinde önemi artan sağlığın ağırlığı ise yüzde 2,80’den yüzde 3,25’e yükseltildi. Salgın ve son yıllarda ekonomik krizle artan yoksullaşmanın etkisi, gıda sepetinde yer alan maddelerin ağırlıklarındaki değişimde de görüldü. Tavuk etinin ağırlığı yüzde 0,83’den yüzde 1,14’e, sakatatın ağırlığı yüzde 0,03’den yüzde 0,05’e yükseldi.  
Türkiye’de tonlarca gıda çöpe gidiyor
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre ekmek israfı günlük 4.9 milyon adet, meyve ve sebzede kayıp oranı yüzde 50 Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) verilerine göre üretim, kullanım, piyasa ve tüketim esnasında israf edilen gıdanın boyutu 35.4 milyar doları buluyor. 119.2 milyon tonluk gıda üretiminin 10.7 milyon tonu sofraya ulaşamadan yok oluyor. Dünya genelinde 821 milyon insan, bir başka deyişle her dokuz insandan biri açlık çekerken, 670 milyondan fazla yetişkin ve 140 milyon genç ise obezite sorunu ile karşı karşıya. İnsan tüketimi amacıyla üretilen gıdanın üçte biri (yaklaşık 1.3 milyar ton) kayıp ya da israf ediliyor. Bu kayıp ve israfın yalnızca dörtte birinin önlenmesi ile açlık çeken 821 milyon insanın doyurulabilmesi mümkün. Dünya genelinde kayıp ya da israf edilen gıdaları üretmek için gerekli olan ekili alan miktarı ise 9.6 milyon kilometrekare ile neredeyse Çin’in yüzölçümü kadar. Günde 4,9 milyon ekmek çöpe atılıyor Kayıp ya da israf edilen gıdanın parasal değeri sanayileşmiş ülkelerde 680 milyar dolarken, gelişmekte olan ülkelerde 310 milyar dolar. Türkiye’de yılda 18.8 milyon ton gıda çöpe gidiyor. Bu miktar, 625 bin çöp kamyonunun taşıdığı çöp miktarına denk. Ekmek israfı toplamda günlük 4.9 milyon adet ekmek seviyesinde iken meyve sebzede kayıp oranı yüzde 50. Türkiye çapında, gıda kayıp ve israfı en fazla yaş meyve ve sebzede görülüyor. Bunu hazır yemek ve ekmek takip ediyor. Meyve ve sebzelerde en fazla kayıp, hasat, depolama, işleme, nakliye ve satışta gerçekleşiyor. Hazır yemek sektöründe ise hastaneler, okul yemekhaneleri, oteller, lokantalar, kamu kurum yemekhaneleri gibi toplu tüketim yerlerinde yaşanıyor. Ekmek ise özellikle satış aşamasında israf ediliyor. Ekili arazi azalıyor TÜİK istatistiklerine göre, 2001’de 40,9 milyon hektar olan toplam tarım alanı, 2019’da 37.7 milyon hektara düştü. Aynı dönemde buğday ekilen alanlar 9.3 milyon hektardan 6.8 milyon hektara, arpa alanları 3.6 milyon hektardan 2.8 milyon hektara, pamuk alanları 684 bin hektardan 477 bin hektara, pancarı alanları 358 bin hektardan 310 bin hektara geriledi. Mısır ve ayçiçeğinde ise üretim arazileri arttı. Mısır arazileri 550 bin hektardan 638 bin hektara, ayçiçeği arazileri ise 510 bin hektardan 752 bin hektara yükseldi. İsraf edilen gıda ile 10 milyon insan doyar Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’de üretim, kullanım, piyasa ve tüketim esnasında israf edilen gıdanın parasal boyutunun 35.4 milyar doları bulduğunu bildirdi. Bayraktar, “Ülkemizde, temel ürünlerde 2019’da 119.2 milyon ton olan üretimin 10.7 milyon tonu sofraya ulaşamadan kaybedildi. Sadece bu bile 8-10 milyon nüfuslu bir ülkenin tüketebileceğinden fazla ürün demektir. Yaş sebze ve meyvedeki kayıp oranları yüzde 10 ile 30 arasında değişiyor. Toplam 51.4 milyon ton yaş sebze ve meyve üretimimizin 5,1 ile 15,4 milyon ton arasındaki kısmı zayi olmaktadır. Hasatta yüzde 4-12, taşıma sırasında yüzde 2-8, pazara hazırlıkta yüzde 5-15, depolamada yüzde 3-10, tüketici evresinde yüzde 1-5 oranlarında kayıp meydana gelmektedir” dedi. Neden israf oluyor? Ürünlerin tarladan özensiz toplanması, yanlış ısıda depolama, soğutmasız araçlarda nakliye, olgunlaşma sırasında etilen gazı üreten sebze-meyvelerin diğer ürünlerle birlikte taşınması, koruyucu paketleme yapılmaması, sergide sadece, ‘iyi görünen’ ürünleri sunmak, üretici ayağında yapılan hatalar. Plansız, ihtiyaçtan fazla ürün satın alma, tarih etiketlerine dikkat etmeme, yanlış ve fazla gıdayla pişirme ve uygun ortamda muhafaza etmemek de tüketicinin yaptığı hatalar arasında.  
buğday ithalatına devam
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından 10 Nisan'da yapılan ekmeklik buğday ithalat ihalesi sonuçlandırıldı. 250 bin ton ekmeklik buğdayı 240 dolardan ithal edilecek. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından 10 Nisan'da yapılan ekmeklik buğday ithalat ihalesi sonuçlandırıldı. İhalede ortalama fiyat 240 $/Ton seviyesinde gerçekleşti. TMO tarafından: 14.01.2020’de gerçekleştirilen 550 bin ton ekmeklik buğday ithalat ihalesinde ortalama fiyat 245 $/Ton olmuştu. 18.02.2020’de gerçekleştirilen 250 bin ton ekmeklik buğday ithalat ihalesinde ise ortalama fiyat 232$/Ton olarak gerçekleşmişti. Yine 11.03.2020’de gerçekleştirilen 305.000 ton ekmeklik buğday ithalat ihalesinde ortalama fiyat 225 $/Ton, 27.03.2020’de gerçekleştirilen 175.000 ton ekmeklik buğday ithalat ihalesinde ise ortalama fiyat 249 $/Ton olarak sonuçlandırılmıştı.  
Ankara'da ekmek fiyatlarına yapılan yüzde 25 oranındaki zam Ticaret Bakanlığı tarafından durduruldu. Bakanlık açıklamasında "Ankara'da 200 gram ekmeğin fiyatı azami 1 TL olacak şekilde uygulanmasına ilişkin görüş belirtildi. Ekmeğin 1 TL’nin üzerinde satılmasına Bakanlığımızca uygun görüş verilmemiştir" denildi.
Ekmeğe 25 kuruş zam yapıldı, böylecde 8 ayda yüzde 40 zamlandı. Ekmeğin fiyatı 1.25 TL'den 1.50 TL'ye çıktı. Halkın ekmeği ile oynamayın TükoDer'den zamma karşı yapılan açıklamada ekmeğe sürekli zam yapılmasına tepki gösterildi. Uygulamanın bölgelerde gram ve kalitesinin değişmesi sorununu da ele alan dernek adına açıklamada bulunan TükoDer Genel Sekreteri Onur Cingil yaptı. Tüketiciyi Koruma Derneği’nden yapılan "HALKIN EKMEĞİ İLE OYNAMAYIN!" başlıklı yazılı açıklamasının tamamı şöyle: "Türkiye yakın zamana kadar dünyada kendi kendine yetebilen 7 ülkeden birisiydi. Tüketim maddeleri başta olmak üzere her türlü ihtiyacını üreterek “karşılayabilecek olan” ülkemizde bugün antep fıstığı, kayısı, fındık, üzüm ve narenciye gibi dünyada en çok bizde yetişebilen gıda ürünleri dışında buğdaydan fasulyeye, baklagillerden pamuğa, cevize hatta samana kadar aklınıza gelebilecek her şey ithal edilmektedir. Artık üretmeyen, tükettiği her şeyi ithal eden ülkemizde, halkımız tarafından en çok tüketilen gıda ürünlerinden olan ekmeğin yapıldığı tarım ürünü buğday başta olmak üzere üretiminde kullanılan her şey ithal edilmekte, ekmekteki pahalılık sebebiyle halkımız artık ekmek dahi yiyemez bir halde. Bir zamanlar fakirliği anlatmak için dile getirilen ekmek ve kuru soğan ikilisinden ekmek yine zamlanırken, kuru soğanın fiyatı da neredeyse 7 TL’yi bulmuş bir durumda. Böyle bir ortamda, İstanbul Ticaret Odası’na bağlı fırıncılar İstanbul’da ekmeğe %20 zamla 25 Kuruş arttırarak bir ekmeğin fiyatını 1,50 TL olarak belirledi. Fırıncılar Odası bu zammın akabinde odalarına kayıtlı fırıncıların da zam yapacağını duyurdu. 8 ay önce ekmeğin gramajının düşürülmesi ile yapılan gizli zammı da dikkate alırsak ekmeğe 8 aylık dönemde toplamda % 40’a varan zam yapılmış oldu. Üretimi reddeden liberal politikaların uygulanması sonucu 2005 yılından bu yana 32 Milyon Dönüm tarım arazisi yani Belçika kadar bir alanı ve son bir yılda ise Zonguldak ilimizin yüzölçümü kadar bir alanı ekmekten vazgeçen ülkemizde, bir un çuvalı 70 TL’den 90 TL’ye çıkmıştır. İşte böyle bir ortamda ekmeğe diğer tüm tüketim mallarına olduğu gibi sürekli olarak fahiş zamlar gelmekte, ayrıca mevcut durumda da ekmeğin bölge bölge gram ve kalitesinin değişmesi sonucunu da doğurmaktadır. Dünyanın hiçbir yerinde “halk tipi ekmek”le fiyat, gramaj ve kalite olarak bu kadar oynanmaz. Nüfusun yüzde 20’sinden fazlasının açlık sınırının altında, yüzde 60’nın ise yoksulluk sınırının altında olduğu bu ülkede fakir fukaranın elinde bir tek ekmeği kalmışken, bırakın da onu rahatça evine götürebilsin! Ekmeğin sağlıklı ve kaliteli olmasına, ekmeğe etiket koymaya, toz toprak içerisinde her türlü hijyen koşullarından uzak satılmakta olan ekmeği poşete sokmaya yetkililerin gücü yetmemekte, fakat ekmeğe her fırsatta zam yapılması normal görülmektedir.  Yetkililerimize çağrımız şudur : “Halkın ekmeği ile artık oynamayın! Ekmek zammından vazgeçin!”   Bir haftada 2 zam Artan yoksulluk karşısında gıda harcamalarından kesip ekmek tüketimini artıran vatandaş için artık ekmek de lüks haline gelmeye başladı. Son bir yılda döviz kurundaki artış ve ithalata bağımlılığın etkisiyle girdi fiyatları artan gıda ve tarım ürünleri içinde ekmeğin hammaddeleri olan maya ve un da nasibini aldı. Buna göre, mayanın fiyatı 2017 Temmuz’undan 2018’in Temmuz’una kadar geçen bir yıllık dönemde yüzde 25, aynı dönemde unun fiyatı da yüzde 30 artınca, ekmeğe bir haftada iki zam birden geldi. 3 gün önce yalnızca İstanbul’da 25 kuruş zam yapılan ekmek, 1.25 TL’den 1.50 TL’ye çıkmıştı. Dün itibarıyla da Türkiye genelinde fiyatının yüzde 15 artacağı duyurulan ekmeğin 250 gramı İstanbul’da 1.75 TL’ye, Türkiye genelinde ise 1.50 TL’ye çıkacak.   Yoksulluk arttıkça ekmek tüketimi artıyor Son zamdan önce günde bir ekmek tüketenlerin yıllık ekmek harcaması 456.25 TL iken, son zamla birlikte bu harcama 547 TL’ye çıkacak. Günde en az iki ekmek tüketen ailelerin yıllık ekmek harcaması ise 912.5 TL’den 1.095 TL’ye yükselerek, 182.5 TL artmış olacak. Bu artış yalnızca İstanbul için düşünüldüğünde her gün 1.75 TL’den alınan iki ekmeğin yıllık faturası, ailelere 1277.5 TL’ye mâl olacak. Buna göre, asgari ücretle geçinen bir ailenin 1.75 TL’den günde iki ekmek aldığı düşünülürse, yıllık maaşının yüzde 5.91’ini ekmeğe yatırdığı söyleyenebilir. Diğer yandan Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, son 10 yılda ekmeğin kilogram fiyatının yüzde 180 arttığı görülüyor. Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, son yapılan yüzde 15’lik zamla birlikte ekmek fiyatlarının kilogram başına 5.75 TL’yi geçmeyeceğini belirtse de geçen yıl temmuz ayında kilogram fiyatı 4.1136 TL olan ekmeğin fiyatı, bu yılın aynı ayında 5.7500 TL’ye yükselerek yalnızca bir yılda yüzde 41 artmış oldu.   Simit de etkilenecek Maliyetlerdeki artış yalnızca ekmeği değil, simidi de vurdu. Önceki gün patlak veren, susamın kilo fiyatının bir yılda yüzde 76.4 artarak 12 TL’ye çıkmasına neden olan sebepleri, İstanbul Tüccarlar Kulübü Derneği Başkanı İlker Önel şöyle sıraladı: -Kur etkisi: Önel’e göre susam fiyatlarındaki tırmanışta etkili olan en önemli faktör dolar/TL kurundaki dalgalanmalar. Yılbaşından bu yana Türk Lirası’nın dolar karşısında yüzde 25 ila 27 değer kaybetmesinin ardından, fiyatlara en büyük etki kur tarafında gerçekleşti. Aralıkta kilogramı 9 liradan satılan simitlik susam, bugünlerde 11.50-12 lira seviyesinde satılıyor. -Girdi maliyetleri: Önel, enflasyon sebebiyle artan enerji fiyatları, finansman giderleri, vergi ve benzeri maliyetlerin imalatçının giderlerini yüzde 15 civarında artırdığını söylüyor