gıda israfı

Her lokma değerlidir!
-“Her lokma, kayıp ve israf edilmeyecek kadar değerlidir” -“Tarladan sofraya kadar olan kayıp miktarı 18 milyon tona denk geliyor” -“Türkiye’de her yıl 7,7 milyon tondan fazla gıda israf ediliyor” -“Her gün 6 milyon ekmek çöpe gidiyor” -“İsrafın yüzde 61’i evlerde, yüzde 26’sı gıda hizmeti veren işletmelerde, yüzde 13’ü ise gıda satıcılarında meydana geliyor” -“Dünya Gıda ve Tarım Örgütü verileri hali hazırda 828 milyondan fazla insanın gıda güvenliğinin olmadığını yani açlıkla mücadele ettiğini gösteriyor” -“Dünyadaki gıdaların yüzde 14'ü hasat, taşıma, depolama ve nakliye aşamasında kaybedilirken, yüzde 17'si de tüketici tarafından israf ediliyor” -“İsrafla mücadele tarladan başlamalıdır. Üreticilerin öncelikle yetiştirme ve hasat teknikleri konusunda bilgilendirilmesi gerekiyor” -“2020 sezonunda istatistiği tutulan 63 üründe, toplamda 118 milyon ton olan üretimin 10,3 milyon tonu yani yüzde 8,7’si hasatla birlikte sofraya ulaşana kadar kaybedildi” -“2050 yılına kadar artan nüfusu besleyebilmek için mevcut üretimin yüzde 60 oranında artırılmasına ihtiyaç vardır” -“Tarladan sofraya kadar yüzde 25 ile 30’larda olan gıda kaybı ve israfının insani boyutu bir yana, ekonomik boyutu da çok büyük rakamlara ulaşıyor” -“2020 yılı hane halkı gıda ve alkolsüz içecekler için yapılan harcama dikkate alındığında 176 milyar lira gıda kaybı ve israfı bulunuyor” -“2020/2021 sezonunda tahıllarda, nihai tüketiciye varmadan 2,8 milyon tonluk kayıp meydana geldi. Arz açığımız bulunan ve bu nedenle net ithalatçı konumunda olduğumuz bu ürünlerde böyle bir kayıp lüksümüz olmamalıdır” TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “UNEP 2021 raporuna göre Türkiye'de, evde, gıda hizmeti veren yerlerde ve gıda satıcılarında her yıl kişi başı 93 kilogram, toplamda 7,7 milyon ton yiyecek çöpe gidiyor. Tarladan sofraya kadar olan kayıplarla birlikte bu miktar 18 milyon tona denk geliyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin yaptığı çalışmaya göre her gün 6 milyon ekmek çöpe gidiyor. Üstelik gıda ürünlerinde fiyat artışının ön plana çıktığı bugünlerde bu israfın önlenmesinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor” dedi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkemizde ve dünyada yaşanan gıda kayıpları ve israfına ilişkin görüntülü basın açıklaması yaptı. Dünya nüfusunun hızla arttığına dikkat çeken Bayraktar, “Buna karşılık şehirleşme, sanayileşme, turizm ve ulaşım sektörlerindeki gelişmeler tarım alanlarının daralmasına yol açıyor” dedi. Bayraktar’ın açıklaması şöyle; “7 milyar 957 milyona ulaşan nüfusun, 2050 yılında 9,8 milyara yükselmesi bekleniyor. Nüfusun artmasıyla birlikte gıda ihtiyacı ve talebi daha da artacak, sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşmak daha da zorlaşacaktır. Gıda güvenliği, tarım politikalarının odak noktası olmaya devam edecektir. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verileri hali hazırda 828 milyondan fazla insanın gıda güvenliğinin olmadığını yani açlıkla mücadele ettiğini gösteriyor. Pandemi dönemindeki üretim ve tedarik zincirindeki bozulma, sorunları daha da büyüttü.  Bu sorunun çözümü en başta verimliliği artırarak daha fazla üretim yapmakla mümkündür. Ayrıca üretimin de sağlıklı bir şekilde tüketiciye ulaştırılması gerekiyor. 2050 yılına kadar artan nüfusu besleyebilmek için mevcut üretimin yüzde 60 oranında artırılmasına ihtiyaç vardır. Gıda güvenliğini sağlamada kayıp ve israfın azaltılması da en az verimlilik kadar önemlidir. Büyük emek ve kaynak harcanarak üretilen her ürünün bir gramı dahi ziyan edilmeyecek kadar değerlidir. Kültürümüzde israfın hoş karşılanmaması, dinimizde israfın haram sayılması bu anlayışın sonucudur.” Dünya’da gıda israfı “Birleşmiş Miletler Çevre Programı (UNEP) tarafından hazırlanan Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre, 2019 yılında 931 milyon ton gıda israfı olduğu belirtiliyor. İsrafın yüzde 61’i evlerde, yüzde 26’sı gıda hizmeti veren işletmelerde, yüzde 13’ü ise gıda satıcılarında meydana geldi. Bu rakamlar dünya toplam gıda üretiminin yüzde 17’sinin israf edildiğini ortaya koyuyor. Evdeki yüzde 61’lik gıda israfının yalnızca ABD, İngiltere gibi ülkelerle sınırlı olmadığı, yoksul ülkelerin de etki oranının büyük olduğu yine raporda yer alıyor. Diğer yandan dünyadaki gıdaların yüzde 14'ü hasat, taşıma, depolama ve nakliye aşamasında kaybedilirken, yüzde 17'si de tüketici tarafından israf ediliyor.” Türkiye’de tarladan nihai tüketiciye kadar kayıp oranları “Türkiye’de bitkisel üretimde kayıpların önemli bir kısmı, zamanında ve uygun tekniklerle yapılamayan hasat işleri ve gerekli koşulları taşımayan depolama ve işleme sistemleri sonucu oluşuyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hazırlanan bitkisel ürün denge tablolarına göre, 2020 sezonunda istatistiği tutulan 63 üründe, toplamda 118 milyon ton olan üretimin 10,3 milyon tonu yani yüzde 8,7’si hasatla birlikte sofraya ulaşana kadar kaybedildi. 2020 yılı için bitkisel üretim değerini göz önüne aldığımızda bu miktar 21,3 milyar liraya denk geliyor. Buna nihai tüketimdeki israf dâhil değildir. Türkiye’de özellikle yaş sebze ve meyve, tarladan sofraya ulaşıncaya kadar önemli ölçüde kayıplara uğruyor. Yetiştiriciliğin yanı sıra, hasat sırasında ve hasat sonrasında kayıplar meydana geliyor. Özellikle hasat sonrasında taşıma, muhafaza ve pazarlama aşamalarında da önemli kayıplar yaşanıyor. Yapılan araştırmalara göre tür ve çeşitlere göre değişmekle birlikte, yaş sebze ve meyvedeki kayıp oranı yüzde 10 ile yüzde 30 arasında değişiyor.” Üretilen buğdayın yüzde 8,3’ü sofraya gelmeden kayboluyor “2020/2021 sezonunda tahıllarda, nihai tüketiciye varmadan 2,8 milyon tonluk kayıp meydana geldi. Arz açığımız bulunan ve bu nedenle net ithalatçı konumunda olduğumuz bu ürünlerde böyle bir kayıp lüksümüz olmamalıdır. Ayrıca sebze grubunda meydana gelen 3,9 milyon ton, meyvede 1,8 milyon ton kayıp da fevkalade önemlidir. Son tüketiciye varmadan meydana gelen kayıpların üretime oranı ise, buğdayda yüzde 8,3, arpada yüzde 8,4, mısırda yüzde 6,4, pirinçte yüzde 4,2’dir. Tüketimde yüzde 94,6 oranında dışa bağımlı olduğumuz soyada yüzde 23,5, yine net ithalatçı olduğumuz muzda yüzde 12 kayıp vardır. Kayıp, kuru sarımsakta yüzde 23,4, erikte yüzde 16,8’dir. Ürettiğimiz yaş çayın yüzde 17,7’sini, kuru soğanın yüzde 8,4’ünü, biberin yüzde 9,4’ünü, domatesin yüzde 15,9’unu, salatalığın yüzde 11,1’ini, karpuzun yüzde 5,3’ ünü, portakalın yüzde 8,3’ünü, elmanın yüzde 1,7’sini, üzümün yüzde 8,5’ini, Antep fıstığının yüzde 6’sını, bademin yüzde 3,9’unu cevizin yüzde 5,3’ünü, fındığın yüzde 1,4’ünü, kestanenin yüzde 8,7’sini kaybediyoruz.” Türkiye’de nihai tüketimde israf “Nihai tüketimde gıda israfı önemli bir seviyededir. UNEP 2021 raporuna göre, Türkiye'de evde, gıda hizmeti veren yerlerde ve gıda satıcılarında her yıl kişi başı 93 kilogram, toplamda 7,7 milyon ton yiyecek çöpe gidiyor. Tarladan sofraya kadar olan kayıplarla birlikte bu miktar 18 milyon tona denk geliyor. Buna en belirgin örnek, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)’nin yaptığı bir çalışmadır. Çalışmaya göre, her gün 6 milyon ekmek çöpe gidiyor. Üstelik gıda ürünlerinde fiyat artışının ön plana çıktığı bugünlerde bu israfın önlenmesinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.” Türkiye’de gıda kaybı ve israfı “Türkiye’de yapılan araştırmalara göre, tarladan sofraya kadar yüzde 25 ile 30’larda olan gıda kaybı ve israfının insani boyutu bir yana, ekonomik boyutu da çok büyük rakamlara ulaşıyor. Bu oranlarla hesap edildiğinde 2020 yılı hane halkı gıda ve alkolsüz içecekler için yapılan harcama dikkate alındığında 176 milyar lira gıda kaybı ve israfı bulunuyor.” Yapılması gerekenler “Tüm dünya Covid-19 salgınıyla birlikte yaşanan küresel gıda kriziyle gıda üretiminin ve gıdaya erişimin önemini bir kez daha anladı. Gıda üretiminin temeli olan tarım sektörünün önemini ve vazgeçilmezliğini bir kez daha gördü. Bu nedenle, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için sektörün pozitif ayrımcılık yapılarak desteklenmesi gerekiyor. Türkiye, tarımda kayıp ve israfı önlemede göstereceği başarıyla gıda krizini fırsata dönüştürme imkanına kavuşacaktır. Tüketicilerimiz gıdaya erişmekte zorluk çekmeyecek, gıdaya daha ucuz ulaşabilecektir. Böyle bir durumda, hem ülkemizin gıda güvencesini sağlamlaştırmamız hem de 25 milyar dolar civarındaki mevcut tarım ürünleri ihracatımızı artırmamız mümkün olacaktır. FAO, gıdada kıtlık yaşanmayacağını ancak, üretim kapasitesinin düşük olduğu ülkelerde uzun süreli gıda darlığının ortaya çıkacağını belirtiyor. İsrafla mücadele tarladan başlamalıdır Üreticilerin öncelikle yetiştirme ve hasat teknikleri konusunda bilgilendirilmesi gerekiyor. Üreticiden tüketiciye kadar uzanan zincirin halkalarının ıslah edilmesi şarttır. Tarımda kültürel işlemlerden, yetiştirme tekniklerine, hastalık ve zararlılarla mücadeleye, hasada, depolama, paketleme ve pazara ulaştırmaya, tüketicinin bilinçli tüketimine kadar her aşamada israfı en aza indirecek uygulamalara öncelik verilmeli, yatırımlar buna göre yapılmalı, toplumlar buna göre örgütlenmelidir. Bu amaçla soğuk hava depolarının sayısı ve kapasitesi yükseltilmeli ve bu tesislere verilen destekler artırılarak devam etmelidir. Aslında, gıda kaybı ve israfının önlenmesine yönelik çalışmalar; gıda zincirindeki tüm paydaşlar için fayda sağlayacaktır. Bu kapsamda, tarımsal ürünleri işleyen fabrikaların kaliteli ürüne ulaşımının sağlanması ve perakende noktalarına erişmede kullanılan nakliye koşullarının iyileştirilmesi gibi çözümler gıda kayıplarının azaltılmasını sağlayabilir. Tabii ki tüketicilerin gıda israfına mahal vermemek için yapması gerekenlerde vardır.” İsrafı önleme konusunda tüketicinin yapması gerekenler “Tüketici ürünü, kayba ve israfa uğratmayacak miktarda ihtiyacı kadar satın almalıdır. Başta sebze, meyve olmak üzere ürünleri uygun saklama ve kullanma şartlarına göre zamanını geçirmeden değerlendirmelidir. Alışverişe gitmeden önce evdeki yiyecekleri gözden geçirerek bir alışveriş listesi yapmalı, ihtiyacından fazlasını almamalıdır. İhtiyacın üzerinde ekmek alınmamalı, bayatlayan ekmekler uygun şekilde değerlendirilmelidir. Evde veya lokantalarda yemek küçük porsiyonlar halinde servis edilmeli, yenebilecek kadar alınmalı, tabakta yemek bırakılmamalıdır. Sipariş edilen yemeğin fazla gelmesi durumunda kalanların paketlenmesi talep edilmelidir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak kayıp ve israfın önlenmesi konusunda çalışmalar yapıyoruz. Ev sahipliğimizde düzenlenen panel ve toplantılarda israf konusunu tüm boyutuyla ele aldık ve raporlar hazırladık. Üretim kayıpları ve israfla ilgili eğitimler verdik, bu eğitim çalışmalarına devam edeceğiz.”
Türkiye’de tonlarca gıda çöpe gidiyor
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre ekmek israfı günlük 4.9 milyon adet, meyve ve sebzede kayıp oranı yüzde 50 Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) verilerine göre üretim, kullanım, piyasa ve tüketim esnasında israf edilen gıdanın boyutu 35.4 milyar doları buluyor. 119.2 milyon tonluk gıda üretiminin 10.7 milyon tonu sofraya ulaşamadan yok oluyor. Dünya genelinde 821 milyon insan, bir başka deyişle her dokuz insandan biri açlık çekerken, 670 milyondan fazla yetişkin ve 140 milyon genç ise obezite sorunu ile karşı karşıya. İnsan tüketimi amacıyla üretilen gıdanın üçte biri (yaklaşık 1.3 milyar ton) kayıp ya da israf ediliyor. Bu kayıp ve israfın yalnızca dörtte birinin önlenmesi ile açlık çeken 821 milyon insanın doyurulabilmesi mümkün. Dünya genelinde kayıp ya da israf edilen gıdaları üretmek için gerekli olan ekili alan miktarı ise 9.6 milyon kilometrekare ile neredeyse Çin’in yüzölçümü kadar. Günde 4,9 milyon ekmek çöpe atılıyor Kayıp ya da israf edilen gıdanın parasal değeri sanayileşmiş ülkelerde 680 milyar dolarken, gelişmekte olan ülkelerde 310 milyar dolar. Türkiye’de yılda 18.8 milyon ton gıda çöpe gidiyor. Bu miktar, 625 bin çöp kamyonunun taşıdığı çöp miktarına denk. Ekmek israfı toplamda günlük 4.9 milyon adet ekmek seviyesinde iken meyve sebzede kayıp oranı yüzde 50. Türkiye çapında, gıda kayıp ve israfı en fazla yaş meyve ve sebzede görülüyor. Bunu hazır yemek ve ekmek takip ediyor. Meyve ve sebzelerde en fazla kayıp, hasat, depolama, işleme, nakliye ve satışta gerçekleşiyor. Hazır yemek sektöründe ise hastaneler, okul yemekhaneleri, oteller, lokantalar, kamu kurum yemekhaneleri gibi toplu tüketim yerlerinde yaşanıyor. Ekmek ise özellikle satış aşamasında israf ediliyor. Ekili arazi azalıyor TÜİK istatistiklerine göre, 2001’de 40,9 milyon hektar olan toplam tarım alanı, 2019’da 37.7 milyon hektara düştü. Aynı dönemde buğday ekilen alanlar 9.3 milyon hektardan 6.8 milyon hektara, arpa alanları 3.6 milyon hektardan 2.8 milyon hektara, pamuk alanları 684 bin hektardan 477 bin hektara, pancarı alanları 358 bin hektardan 310 bin hektara geriledi. Mısır ve ayçiçeğinde ise üretim arazileri arttı. Mısır arazileri 550 bin hektardan 638 bin hektara, ayçiçeği arazileri ise 510 bin hektardan 752 bin hektara yükseldi. İsraf edilen gıda ile 10 milyon insan doyar Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’de üretim, kullanım, piyasa ve tüketim esnasında israf edilen gıdanın parasal boyutunun 35.4 milyar doları bulduğunu bildirdi. Bayraktar, “Ülkemizde, temel ürünlerde 2019’da 119.2 milyon ton olan üretimin 10.7 milyon tonu sofraya ulaşamadan kaybedildi. Sadece bu bile 8-10 milyon nüfuslu bir ülkenin tüketebileceğinden fazla ürün demektir. Yaş sebze ve meyvedeki kayıp oranları yüzde 10 ile 30 arasında değişiyor. Toplam 51.4 milyon ton yaş sebze ve meyve üretimimizin 5,1 ile 15,4 milyon ton arasındaki kısmı zayi olmaktadır. Hasatta yüzde 4-12, taşıma sırasında yüzde 2-8, pazara hazırlıkta yüzde 5-15, depolamada yüzde 3-10, tüketici evresinde yüzde 1-5 oranlarında kayıp meydana gelmektedir” dedi. Neden israf oluyor? Ürünlerin tarladan özensiz toplanması, yanlış ısıda depolama, soğutmasız araçlarda nakliye, olgunlaşma sırasında etilen gazı üreten sebze-meyvelerin diğer ürünlerle birlikte taşınması, koruyucu paketleme yapılmaması, sergide sadece, ‘iyi görünen’ ürünleri sunmak, üretici ayağında yapılan hatalar. Plansız, ihtiyaçtan fazla ürün satın alma, tarih etiketlerine dikkat etmeme, yanlış ve fazla gıdayla pişirme ve uygun ortamda muhafaza etmemek de tüketicinin yaptığı hatalar arasında.  
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi Yardımcısı Ayşegül Selışık, yoksul ülkelerde açlıkla mücadele edilirken, gelişmiş ülkelerde ise obeziteyle mücadele edildiğini anımsatarak şöyle konuştu: "Obeziteye ve diğer bulaşıcı olmayan hastalıklara ayrılan ciddi kaynaklar var, tüm bu kaynaklan toparladığınızda dünyada açlık diye bir şey kalmaz ama bunun için ortak bir çaba gerekiyor. Ülkelerin, kamu ve özel kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin bu konuda bilinçlendirme yapmaları gerekiyor. Bireyler olarak ilk önce israf etmemekten başlamamız lazım ama bir taraftan da sağlıklı gıda tüketimine de özen göstermemiz lazım. Bugün 670 milyondan fazla yetişkin, 120 milyon çocuk (549 yaş arası) obez ve 5 yaşın altında 40 milyonu aşkın çocuk fazla kilolu İken, 820 milyonu aşkın insan ise açlık çekiyor. Türkiye de aynı şekilde obezite sorunuyla uğraşan ülkelerin başında geliyor."   Gıdanın üçte biri israf oluyor Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi Yardımcısı Ayşegül Selışık, "Dünyada üretilen gıdanın üçte biri israf oluyor, israf olan gıdanın dörtte biri ile 820 milyon aç insanı doyurabilirsiniz" dedi. Selışık, Elazığ'da katıldığı sempozyumda yaptığı açıklamada, FAO verilerine göre dünya genelinde her yıl ortalama 750 milyar dolar değerindeki gıdanın israf olduğunu belirtti. Dünyada açlıkla mücadele eden 820 milyon kişinin büyük bölümünün Afrika ülkelerinde yaşadığına işaret eden Selışık, "Orada su kaynaklarının yetersizliği ve iklim şartları gibi nedenlerden yeteri gıda üretimi yapılamıyor. Ama gelişmiş ülkelerde de aşırı bir gıda israfı var. Dünyada üretilen gıdanın üçte biri israf oluyor, yine israf olan gıdanın dörtte biri ile 820 milyon aç insanı doyurabilirsiniz. Üretilen gıdanın yüzde 20'si tarlada, yüzde 40*ı da sofrada israf ediliyor. Bunda çelişki var. Bir taraftan insanlar açlıkla mücadele ediyor, diğer taraftan da bizler üretilen değerli gıdayı israf ediyoruz. Tüm ülkelerin birlikte mücadele etmesi gerekiyor" dedi.   Kaynak: Cumhuriyet
“Her yıl üretilen 4 milyar tonluk gıdanın sadece 2,7 milyar tonu tüketilirken, 1,3 milyar tonu israf ediliyor” -“Dünyada üretilen sebze meyvenin yüzde 46’sı sofraya ulaşmıyor” -“Açlık sorununu çözmenin yolu israfı önlemekten geçiyor” -“Gıda israfı konusunda halkı bilinçlendirecek kamu spotları hazırlanması ve israf konusunun medyada geniş yer alması toplumsal bilinç sağlanması için önemli bir ihtiyaçtır” Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, her yıl üretilen 4 milyar tonluk gıdanın sadece 2,7 milyar tonunun tüketildiğini, 1,3 milyar tonluk gıdanın israf edildiğini bildirerek, “açlık sorununu çözmenin yolu israfı önlemekten geçiyor. 2050 yılına kadar gıda tüketiminin en az 1,6 milyar ton artacak. Bunun yarısı israfın azaltılmasıyla karşılanabilir” dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, halen 7,7 milyara yaklaşan dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 9,8 milyara yükselmesinin beklendiğini belirtti. Halen küresel düzeyde tarımın kişi başına 4 bin 600 kalorilik üretim yaptığını vurgulayan Bayraktar, bunun dünya nüfusunu doyurmaya rahatlıkla yeteceğini ama Birleşmiş Milletler verilerine göre 815 milyon insanın açlık çektiğini, bunlardan 124 milyonunun ise açlıktan ölmek üzere olduğuna dikkati çekti. Dünyada üretilen gıdanın yaklaşık üçte birinin çöpe gittiğini belirten Bayraktar, “Bu rakam, 2,5 milyardan fazla insanı doyurmaya yetecek kadar çok. Dünyada üretilen sebze meyvenin yüzde 46’sı sofraya ulaşmıyor” diye konuştu.   ABD'de israf yüzde 40 Ulusal Kaynakları Savunma Konseyi (NRDC) raporuna göre, ABD’de her yıl üretilen gıdanın yüzde 40’ı, meyve ve sebzenin yüzde 52’si, deniz ürünlerinin yüzde 50’si, tahıl ürünlerinin yüzde 38’i, et ürünlerinin yüzde 22’si atıldığını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti: “Diğer gelişmiş ülkelerin de ABD’den farkı yok. Ülkemizde de çok büyük israf var. Üretilen meyve sebzenin en az yüzde 25-30’u daha sofraya ulaşmadan çöpe gidiyor. Araştırmalara göre gıda israfının yüzde 42’si evlerde meydana geliyor. İsrafın yüzde 39’u üreticiler, yüzde 5’i perakendeciler, yüzde 14’ü de yemek sektöründe gerçekleşiyor. Açlık sorununu çözmenin yolu israfı önlemekten geçiyor. Her yıl üretilen 4 milyar tonluk gıdanın sadece 2,7 milyar tonu tüketilirken, 1,3 milyar tonu israf ediliyor. 2050 yılına kadar gıda tüketimi en az 1,6 milyar ton artacak. Bunun en az yarısı israfın azaltılmasıyla karşılanabilir. İsrafı azaltamazsak üretmemiz gereken ek gıda, 2,4 milyar tonu bulacak.”   İsraf önlenebilir İsraf ile ilgili mücadelenin tarladan başlaması, kayıpların önlenmesi bakımından; yapılacak eğitim faaliyetleriyle üreticilerin yetiştirme tekniklerinin yanı sıra hasat teknikleri konusunda da bilgilendirilmesinin sağlanması gerektiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: “Üreticilerimiz üretim sırasında yanlış uygulamalar yapmamalı, hastalık ve zararlılarla mücadele konusunda dikkatli davranmalıdır. Ürün olgunlaşmadan önce veya aşırı olgunlaşmış şekilde toplamamalı, bahçede uygun meyve ve sebze toplama kapları bulundurmalı, ürün güneşten korunmalı ve paketleme tesislerine teslimde veya pazara taşımada gecikilmemelidir. Hasat edilen ürünler uygun şekilde paketlenmeli, taşınmalı ve depolanmalıdır. Bu amaçla soğuk hava depolarının sayısı ve kapasitesi yükseltilmeli ve bu tesislere verilen destekler artırılarak devam etmelidir.”   Tüketiciye öneriler İsrafı önleme konusunda tüketicinin de yapması gerekenler olduğunu belirten Bayraktar, şöyle devam etti: “Tüketici ürünü, kayba ve israfa uğratmayacak miktarda ihtiyacı kadar satın almalıdır. Başta sebze, meyve olmak üzere ürünleri uygun saklama ve kullanma şartlarına uymalı, zamanını geçirmeden değerlendirmelidir. Alışverişe gitmeden önce evdeki yiyecekleri gözden geçirerek bir alışveriş listesi yapmalı, ihtiyacından fazlasını almamalıdır. Ülkemizde her gün 5 milyon ekmek israf edilmektedir. İhtiyacın üzerinde ekmek alınmamalı, bayatlayan ekmekler uygun bir şekilde değerlendirilmelidir. Evde veya lokantalarda yemek küçük porsiyonlar halinde servis edilmeli, yenebilecek kadar alınmalı, tabakta yemek bırakılmamalıdır. Sipariş edilen yemeğin fazla gelmesi durumunda kalanların paketlenmesini talep edilmelidir.” Bayraktar, israf konusunun dünyanın sorunu olduğunu, 7’den 70’e herkesin bu konuda bilinçlendirilmesi ve sorumluluk içinde hareket etmesinin sağlanması gerektiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, gıda israfı konusunda halkı bilinçlendirecek kamu spotları hazırlanması ve israf konusunun medyada geniş ölçekte yer almasının toplumsal bilinç sağlanması için önemli bir ihtiyaç olduğunu vurguladı.