otel

Turizmde geçen yıl başlayan krizin otel çalışan istihdamına olumsuz etkisi 2017'de de sürmeye devam ediyor. Otel ve konaklama sektöründe çalışanların sayısı 2017’nin ilk ayında yüzde 12,4 dolayında düşüş gösterdi. Turizmdatabank’ın, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerinden derlediği bilgilere göre kriz döneminde ciddi oranda gerileyen otel ve konaklama sektörü çalışan istihdamı, 2017’nin ilk ayında da düşmeye devam etti. 2016 krizi yılında ortalama yüzde 16, yüksek sezonda yüzde 20’den fazla gerileyen otel ve konaklama çalışanıi stihdamı, 2017’nin ocak ayında yüzde 12,4 daha azaldı.   Çalışan sayısı azalıyor Otellerde sigortalı çalışan sayısı ocak 2017’de 184 bin dolayına geriledi. 2016’nın aynı ayındaki çalışan istihdamı 211 bin civarındaydı. Konaklama sektöründe sigortalı çalışan sayısı 2014/2015 döneminde 193 binden 211 dolayına çıkmış, krizin başladığı 2016 başında da bu rakamları korumuştu.
Tüm-Emek Sen'e üye oldukları için işten atılan Dora Otel işçileri her pazar olduğu gibi bu pazar sabahı da Dora Otel'in önünde eylemdeydi. Sendikalı işçiler ile dayanışmak için çeşiti parti ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla kurulan Dora İşçileriyle Dayanışma Platformu bu haftaki eylemini oteller bölgesi olarak da anılan Talimhane Caddesi'nden başlattı. Eyleme TKP 1920 İstanbul il örgütü de destek verdi İşçiler, yürüyüşte turizm sektöründe çalışan işçilerinin sorunlarının tartışılacağı ve 14 Şubat’ta yapılacak “Turizm İşçileri Sorunlarını ve Çözümü Tartışıyor” konulu panele çağrı yapan bildiriler de dağıtıldı. İşçi Dayanışma Koordinasyonu ve Mağaza Çalışanları Platformu’nun da destek verdiği yürüyüşün sonunda bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Sendikalı işçiler ve platform üyeleri, 14 Şubat’taki etkinliğe çağrı yaparak eylemi sonlandırdı.
Dora Otel işçilerinin eylemi devam ediyor. Bu pazar günü yapılan eyleme TKP 1920 İstanbul İl Örgütü bir kez daha destek verdi. www.tkp.org'da yer bulan haber ise şöyle: Sendikalı oldukları için işten atılan ve sendikaları Tüm Emek Sen öncülüğünde direnişe geçen Dora Otel işçileri direnişlerini her hafta yaptıkları eylemle sürdürüyor. Yasa dışı işten atma kararlarına karşı bir yandan hukuk mücadelesi veren işçiler diğer yandan da eylem alanlarını bırakmıyor. Patron üzerinde kurdukları kamuoyu baskısını her geçen gün yükseltmeye çalışıyor. Oteller bölgesi eylem alanı Dora Otel işçileri bugün (1 Şubat 2015) sabah saat 09.00’da Taksim’deki oteller bölgesi olarak anılan Talimhane’de buluşarak kortej oluşturup sloganlar eşliğinde Dolapdere’deki Dora Otel önüne kadar yürüdüler. Otellerde çalışan işçiler de korteji selamladılar. Yaklaşık saat 10.00 sularında otel önünde olan işçiler burada bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Katılan kurumların temsilcilerinin birer konuşma yaptığı etkinlikte parti adına Yaşar Saltürk konuştu. Dora Otel önünden metal işçilerinin haklı mücadelesini selamlayan Saltürk, önemli olanın mücadelede ısrar etmek olduğunu vurguladı. Dora patronlarına seslenerek “mücadelemizin devamı zaferimizin teminatı olacaktır” dedi. Daha sonra yapılan konuşmaların ardından eylem sonlandırıldı.  
Tüm Emek Sen'de örgütlenip sendikalı olmak istedikleri için işten atılan Dora Otel işçileri 2015 yılının ilk pazar eylemini gerçekleştirdi. Her pazar Dora Otel önünde buluşan işçiler bu yıl da direnişe aynı kararlılıkla devam edeceklerini ilan ettiler. Şişli Metro İstasyonu çıkışında toplanan Dora İşçileriyle Dayanışma Platformu üyeleri “Atılan işçiler geri alınsın”, “Sendika haktır engellenemez” ve “Dora işçisi yalnız değildir” sloganlarıyla Dora Otel önüne yürüdü. Eylemde yapılan açıklamada 2014 yılında turizm ve otel işkolunda 400 bin civarında işçinin işten atıldığı belirtildi. Eyleme Dora İşçileriyle Dayanışma Platformu, Birleşik Haziran Hareketi Şişli Meclisi ve İnşaat İşçileri Sendikası üyeleri destek verdi. Otel önünde Tüm Emek-Sen üyesi olduğu için işten atılan işçilerden Muhammed Uysal açıklama yaptı. Turizm işkolunda yaklaşık 2,5 milyon işçi bulunduğuna dikkat çeken Uysal, ancak resmi olarak 750 bin işçinin kayıtlı olduğunu belirtti. Birçok işkolunda olduğu gibi turizmde de sigortasız çalışmanın olağan hale geldiğini ifade eden Uysal, yaşadıkları sorunları örgütlenerek, sendikalaşarak aşılacağını kaydetti. Uysal, taleplerinin karşılanmasını istedi.
Tüm Emek Sen'in Dora Otel direnişi devam ediyor. Sendika, yaptığı eylem ve açıklamalarla mücadeleyi sürdürüyor. 26 Ekim günü yayınladığı bir bildirgeyle direnişi ve gelinen aşamayı anlattı. Sendikanın internet sitesinden de yayınlanan açıklama direniş sürecinin de kısa bir özeti niteliğinde. Tüm Emek Sen'in basın açıklamasının tam metni: "Değerli basın emekçileri, Dora İşçileriyle Dayanışma Platformu Bileşenleri, Emek dostları ve Demokratik Kitle Örgütleri temsilcileri, Bugün bir kez daha Dora Otel önündeyiz. Dora otel patronları, antidemokratik, hukuksuz uygulamalarına her geçen gün bir yenisini ekliyor, Dora Otel işçilerinin, demokratik hak mücadelesini hukuk dışı yöntemlerle engellemeye çalışıyorlar. Dora Otel patronları, Tüm Emek Sen üyesi bir arkadaşımıza izinde ve raporlu olduğu dönemde 'işten çıkarma tebliği' yollayarak antidemokratik, hukuk dışı uygulamalarını sürdürüyorlar. Dora Otel patronlarının bu antidemokratik uygulamalarına akıl verenin, kendisinin “Çağdaş Avukatlar Grubu'na dahil olduğunu” söyleyen Avukat Muharrem Özay olduğunu biliyoruz. Türkiye işçi sınıfı mücadelesin de olanlar, Çağdaş Avukatlar Grubu'nun emek dostu tavrını uzun yıllardır sürdürdüğünü bilirler. Burdan, ÇAG'lı avukatlara sesleniyoruz, 'emek dostu' olarak, sendika ve işçi düşmanı bu avukatı tecrit ediniz. Yoksa Türkiye işçi sınıfının bir parçası olan Dora Otel işçileri, emek dostu olduğunu söyleyen bu avukatın, yöntemlerine nasıl cevap vereceğini iyi bilir. Değerli dostlar, Dora Otel işçisi 25 Eylül günü iş bıraktığında, “sendikaya karşı” olmadığını, “işçi dostu” olduğunu söyleyen Genel Müdür Hulusi Çevik, 9 Ekim 2014 Perşembe günü işçilerle yaptığı bir toplantıda aynı yalanları yine dile getirdi. Toplantıya katılan arkadaşlarımızı ikna etmek için bir yandan bu yalanları söylerken, bir yandan da “İsteyen istediği zaman iş bırakamaz, burası 'muz cumhuriyeti mi” diye de tehdit etmeye devam etti. Evet, Türkiye bir 'muz cumhuriyetidir', 'taşeron cumhuriyetidir', 'işçiler için cehennemdir'. Eyy Hulusi Çevik, işçiler direnişe geçtiğinde, nasıl dostları kesildiğini, o gün nasıl tabak topladığını unutmadık... Ancak, işçiler, sizin ne kadar 'dost' olduğunuzu otelde kullandığınız ürünlerden de iyi bilirler. Dora Otel patronları, kendileri gibi sendika ve işçi düşmanı olan Sütaş ürünlerini kullanmaktadır. Sütaş patronunun, sendika ve işçi düşmanı tavrına karşı, otel çalışanı arkadaşlarımızın uyarılarını ciddiye almayıp Sütaş ürünlerini kullanmaya devam ediyorlar. İşte, onların işçi dostluğu bu kadar sahtedir. Dora işçileri olarak turizm otel işçileri adına, insanca yaşam, güvenceli gelecek için Sütaş önünde direnen sınıf kardeşlerimizi de burdan selamlıyor, sınıf dayanışmasını sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz. Değerli dostlar, Dora Otel patronlarını, antidemokratik hukuk dışı uygulamalara son vermeye çağırıyoruz. Atılan arkadaşlarımızı geri alın, anayasal demokratik hakkımız olan örgütlenme hakkımızı tanıyın. Dora Otel patronları, antidemokratik yöntemlerini sürdürdükleri sürece, Türkiye işçi sınıfının bir parçası olan Dora Otel işçilerinin yapacağı tüm eylemler de meşru ve haklıdır... Gösterdikleri dayanışma için basın emekçilerine ve tüm katılımcılara teşekkür ederiz..."
Hatırlanacağı gibi Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Sivas Katliamı'na ilişkin 21 Ekim 1993’te Ankara 1 Nolu DGM’de 125 sanıkla başlayan yargı sürecinde sanıklar için "zaman aşımı" nedeniyle beraat kararı vermişti. Vicdanları yaralayan bu karar da müşteki (şikayetçi) vekillerince temyiz edilmişti. Yargıtay’ın gündemine gelen dosyanın esas incelemesi Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde tamamladı. Davanın zaman aşımından düşmesine yönelik kararı onayan Daire gerekçesinde şöyle denildi: "765 sayılı TCK’nın (eski) 146. Maddesinin 2. Fıkrasında tarif edilen fiiller dışında suçun işlenmesinden veya işlendiği sırada, yasa dışı yürüyüş ve toplantılara katılıp Türkiye Cumhuriyetinin laiklik ilkesini kaldırmaya yönelik sloganlar atarak anılan maddenin 1. Fıkrasındaki amaç suçun işlenmesini kolaylaştırmak suretiyle fer’an katıldıkları iddia edilen sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu’nun eylemlerini sübutu halinde haklarında 765 sayılı TCK’nın 146/3. maddesinin uygulanması gerekeceği yönündeki kabul ve vasıflandırmada ve buna bağlı olarak da zaman aşımının gerçekleştiği yönündeki kabul de bir isabetsizlik görülmemiştir." Daire böylece, sanıklar Cafer Erçakmak ile Yılmaz Bağ’ın ölümü nedeniyle, sanıklar Şevket Erdoğan, Hakan Karaca, Necmi Karaömeroğlu, Köksal Koçak ve İhsan Çakmak hakkında ise olağanüstü zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davaların düşürülmesine dair verilen yerel mahkemenin kararını usul ve kanuna uygun görülerek onanmasına hükmetti. Mağdurların ve vekillerinin temyiz itirazları ise reddedildi. Adalet yerini bulmuyor Zaman aşımı iddiasıyla kapanan dosya katliamın acısını bir kez daha perçinlemiş oldu. Yıllardır süren davanın sanıklarından Cafer Erçakmak aranırken askere gitti, ehliyet aldı, evlendi, çocuğunu nüfusa kaydettirdi. Yılmaz Bağ ise Sivas'ın Kangal ilçesinde düğün yaptı. Kısaca katliamın elebaşları ellerini kollarını sallayarak yaşamayı sürdürdü. Burdan bakınca zamanaşımı nasıl görünüyor sizce?   Editörün notu: Kullanılan görsel sanatçı Menekşe Çam'ın Sivas Davası'nda zaman aşımını protesto eden çizimidir.