kaçak saray

Tayyip Erdoğan'ın güvenlik paranoyasının vardığı nokta, TMMOB Mimarlar Odası'nın Kaçak Saray açıklamasıyla ortaya çıktı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan tarafından yapılan açıklamaya göre sarayın sadece güvenlik harcamaları için ödenen para 50 milyon liranın üstünde.  Harcamanın yüksekliğine değinen Candan örnek olarak '378 kameralı bir statın güvenliği 2 milyona mal oluyor' dedi. Candan'ın açıklamasının devamı ise öyle: “Atatürk Orman Çiftliği’nde yasadışı şekilde inşa edilen sarayda 3 bin tane kamera olduğu kendileri tarafından da söyleniyor. Kent İzleme Merkezi kamera maliyetleri ve sistemi üzerinde çalıştı. Saraydaki kameraların Axis marka olduğunu öğrendik, kameraların tanesinin 2 bin ile 2 bin 500 Euro arasında değiştiğine dair bilgiler edindik. Kamera sisteminin çalışabilmesi için ciddi bir alt yapının olması, aktif cihazlar, izleme üniteleri gerekiyor. Uygulanmış projeler üzerinden örnek verirsek, şu anda 378 kameralı bir stadın güvenliği en az 2 milyon Euro’ya mal ediliyor. 3 bin kameralı ve altyapı cihazları ile birlikte Kaçak sarayın güvenlik teknolojisi en az 50 milyon liraya mal olur.” Hürriyet
Yandaş basın, geçtiğimiz gün Kaçaksaray'da Filistin devlet başkanı Mahmut Abbas'ı 16 Türk devletinin askeri kıyafetleriyle donatılmış bir müsamere taburuyla karşılayan Tayyip Erdoğan'a destek vermek için ne yapacağını şaşırdı. Adeta bir okul müsameresine dönüşen töreni aklamaya çalışan Takvim gazetesi ise 'yaratıcılıkta' tüm sınırları yıktı! Cuma günü sosyal medyada adından en çok söz ettiren gazete olmayı başaran Takvim 'ata sözü' manşeti altında 16 Türk devletini konuşturmayı başardı. Hal böyle olunca da ortaya bir defa daha 'yandaş medyadan korkulur' dedirten cinsten bir bayağılık çıktı. İşte Takvim gazetesinin manşetindeki o 'özlü' sözler: Karahanlılar: “Gerçekleri tarih yazar, tarihi de merdivendekiler” Altınordu: “Hepimiz bir milletiz, paraleli tek tek çizeriz!” Gazneliler: “Herkesi dinlediniz böcekler, artık söz dinleyin” Avarlar: “Je Suis Charlie değil, bi sus Çarli!” Uygurlar: “Kraliçe’nin askerleriyle selfie, bize gelince Seyfi:)” Osmanlı: “Hürriyet her gün bana manşetten saldırıyor. Sonra beni millete anlatan kitabı kuponla veriyor!” Timur: “Onların Fox’u varsa bizim forsumuz var.” Avrupa Hunları: “Frenk topic değil, trend topic arkadaş!”  
AKP’li İmar Komisyonu Başkanvekili Timur Soysal, parsel üzerinde kaçak bina bulunup bulunmamasının ilçe belediyesinin sorumluluğunda olduğunu söyledi. Teklif ile ilgili yapılan görüşmenin ardından yeni imar planı, AKP’lilerin oylarıyla oy çokluğu ile kabul edildi. Yeni imar planı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından da oy çokluğu ile kabul edildi. CHP’li meclis üyesi Nezih Küçükerdem, söz konusu inşaat ile ilgi yapı tatil tutanağı bulunduğunu ve Üsküdar Belediye Encümeninin yıkım kararı aldığını hatırlatarak plan değişikliği ile kaçak olarak yapılmış olan üniversite binasının yasal konuma kavuşturulmaya çalışıldığını söyledi.  CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, söz konusu kaçak üniversitenin yasal statüye kavuşturulmak istendiğini önerge ile TBMM’ye taşımıştı.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) asgari ücretin 1800 TL'ye yükseltilmesi için bir kampanya başlattı.  Disk Genel Merkezi'nde dün (2 Aralık 2014) Genel Başkan Kani Beko tarafından yapılan basın açıklamasında işçiler için oldukça önemli noktalara dikkat çekildi.  DİSK, 22 Kasım’da bilim insanlarının, sendika uzmanlarının ve basın emekçilerinin katılımı ile gerçekleştirdiği 2015 Bütçesi ve Asgari Ücret Çalıştayı'nda Asgari ücretin en az net 1800 lira olması gerektiğini belirledi. "Hane payı aylık 7200 TL" Kişi başına düşen milli gelir 2014 yılı itibarıyla aylık 1800 lirayı aştığını ifade eden Beko  "Hükümet bu rakamla çok övünüyor. Biz işçiler 4 kişilik hanemiz için payımıza düşenin sadece birini talep ediyoruz. En azından yaşamak için buna ihtiyacımız var. Ve soruyoruz: Hanemizin payına düşen aylık en az 7 bin 200 liramız nerede?" diye sordu. "Cumhurbaşkanlığı bütçesi iki katına çıktı" Beko "Biz işçiler çalışıyoruz ekonomi büyüyor. Ekonomi büyürken biz alınteri döküyoruz, çalışırken biz ölüyoruz, biz sakatlanıyoruz, biz hastalanıyoruz. Madem Türkiye ekonomisi büyüyor, bizim aşımız, bizim ekmeğimiz neden büyümüyor? Büyümeden pay alsaydık, birilerini zengin ettiğimiz oranda zam alsaydık şimdi asgari ücret yaklaşık 1800 lira olacaktı. Cumhurbaşkanlığı bütçesi geçtiğimiz yıla göre neredeyse 2 katına çıktı. Bu ülkede tüm değerleri üretenler için daha düşük bir artış kabul edilemez. Asgari ücret artış oranı, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin artış oranına eşitlenmelidir. Bu rakam yaklaşık net 1800 liradır" dedi. "Yoksulluk sınırı 4000 lira" 4 kişilik bir hanede yoksulluk sınırı 3500-4000 lira civarında ve asgari ücret için belirlenmesi gereken gerçek tutarın da aslında bu olduğunu belirten Beko "Yoksulluğa mahkum eden ücrete asgari ücret denmez! İki kişi çalışmamıza rağmen çocuklarımızı yoksulluğa mahkum etmemek için 1800 lira şarttır! Öte yandan Türkiye’de eğitimden sağlığa her şey AKP hükümeti döneminde paralı hale gelmiştir. Eskiden parasız olan kamusal hizmetler paralı hale gelmiş ve giderek daha pahalı olmuştur. Bu nedenle biz “sosyal haklar şart” diyoruz. Asgari ücretle çalışanlar için elektrik, su, doğalgaz kullanımı asgari ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olmalıdır. İşe gidiş gelişlerde ulaşım ücretsiz olmalıdır. Eğitimde hiçbir ad altında para alınmamalı, eğitimin okul dışı giderleri devlet tarafından karşılanmalı, sağlık tümüyle parasız olmalıdır. Çalışanların çocuklarını bırakabilecekleri kamusal parasız kreş şarttır. Tüm bu taleplerimizin yanında en önemli taleplerimizden biri de asgari ücretin belirlenme sürecinde işçi sınıfının söz hakkıdır!" dedi. Bu konuda bir yasal düzenleme önerisi hazırladıklarını ve önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giderek, hükümete ve tüm siyasi partilere bu önerilerini ileteceklerini belirten Beko, Aralık ayı boyunca her hafta asgari ücretle ilgili DİSK-AR’ın bir raporunu yayınlayacaklarını da sözlerine ekledi ve açıklamayı şöyle bitirdi:  Değerli basın emekçileri, Konfederasyonumuz “Asgari Ücret 1800 Net!” sloganı ile yüz binlerce işçiye ulaşmak üzere bildiriler hazırladı. Bu bildirileri kentlerin meydanlarında, işçi havzalarında, iş yerlerinde dağıtacağız. Türkiye’nin dört bir yanında stantlar açacak, basın açıklamaları düzenleyecek, eylemler, yürüyüşler organize edeceğiz. Ve de Asgari Ücret Tespit Komisyonu milyonlarca işçinin geleceğini belirlerken kapının önünde olacak ve şu sloganlarımızla kulaklarını çınlatacağız: Asgari ücret 1800 net! Saraylar değil ekmeğimiz büyüsün! Siz basın emekçileri de dahil olmak üzere Türkiye işçi sınıfını bu mücadelede DİSK’e güç vermeye, DİSK’li olmaya #Direnİşçi olmaya çağırıyoruz!