BUGÜN GİBİ
“…Gelenek, büyük tutucu bir güçtür, tarihin hızını keser. Ama edilgendir, bu nedenle yenilmek zorundadır. Din de kapitalist topluma uzun süre koruyucu duvar olamaz. Hukuk, felsefe ve din alanındaki düşüncelerimiz, topluma egemen olan ekonomik koşulların uzak ya da yakın evladı olsalar da o ekonomik koşullar temelden değiştiğinde uzun süre aynı kalamazlar. Eğer doğa üstü güçlere inanmıyorsak, dinsel vaazların yıkılmakta olan bir toplumu ayakta tutmaya asla yetmediğini itiraf etmeliyiz.
Gerçekten de, bizzat Türkiye’de işçiler yeniden hareketlenmeye başladılar. Gerçi yalnızca iki partinin CHP ve AKP’nin var olabileceğini ve işçi sınıfının kurtuluşunu büyük CHP aracılığı ile sağlaması gerektiği yolundaki yaygın batıl inanç gibi benzer geleneklerin işçilere ayak bağı olduğu kuşkusuz….Ama her şeye ve her şeye karşın Türkiye işçi sınıfı…ileriye doğru hareket ediyor. Türkiye’deki her şey gibi o da hareket ediyor, ağır ve ölçülü adımlarla, burada duraksayarak, orada kısmen verimsiz, el yordamıyla; kimi yerlerde sosyalizmin adına karşı aşırı dikkat ve güvensizlikle ama yavaş yavaş dava’yı kavrayarak hareket ediyor ve hareket bir vardiyanın ardından öteki vardiyaya geçiyor. Şimdi İstanbul’daki, Soma’daki, Zonguldak’taki, Amasya’daki vasıfsız işçilerin üstünden ölü toprağını kaldırdı ve hepimiz bu yeni güçlerin harekete nasıl görkemli bir katılımla yanıt verdiğini gördük.Ve hareketin gidişi şunun veya bunun sabırsızlığına uygun adımlarla yürümüyorsa, şu ya da bu kişi unutmasın ki, Türkiye halklarının karakterinin en iyi yanlarını ayakta tutan yine de işçi sınıfıdır ve Türkiye’de bir kez kazanılmış her ileri adım asla bir daha yitirilmeyecektir...
Kaldı ki Türkiye Halklarının ve işçi sınıfının zaferi salt Türkiye’ye bağlı değildir. En azından Türkiye işçi sınıfı ve Kürt özgürlük hareketinin birlikte hareket etmesiyle güvenceye kavuşabilir. Kürt hareketi, işçi hareketinden oldukça önde. Hatta zafere…ölçülebilir bir mesafede bulunuyor. Orada otuz yıl içinde gerçekleşen ilerleme benzersiz. Ve gittikçe artan bir hızla ileriye doğru hareket halinde...Türkiye burjuvazisi ve Kürt burjuvaları ve ağaları disiplin, cesaret, enerji gibi politik yetenekler açısından ne kadar zavallı durumda olduğunu kanıtlarken Türkiye işçi sınıfı ve Kürt halkı bu yeteneklere sahip olduğunu bol miktarda gösterdi.’’
Yukarıda tırnak içine alınmış pasaj Engels’e aittir. “Ütopyadan bilimsel sosyalizme” isimli broşüre 20 Nisan 1892 tarihinde yazılmış önsözün son bölümündendir. Ben sadece günümüze ve coğrafyamıza uyarlamaya çalıştım. Sadece ülke ve özel isimler değiştirildi. Bunları da bold olarak belirttim.
Toplumsal değişim, kapitalist üretim ve yönetim tarzı altında çoğu zaman benzer dinamiklerin etkisiyle gerçekleşiyor.Türkiye işçi sınıfının kurtuluşu ve Kürt halkının özgürlük mücadelesi de tüm özgünlüklerine rağmen tarihin bu yaratıcı dinamikleriyle ilerliyor.
- Raşit Şahin