Hayattaki yerini ilerici mücadele olarak belirleyenler pek çok saf belirleme sınavıyla karşılaşmaktadır. Emek-sermaye çelişkisinde patrona karşı emekçinin safını tutmakla başlayan sınavlarımızın bir sonu olduğunu söylemek güç. Üstelik kendini “sol”da tanımlayarak milliyetçi, gerici ve hatta ırkçı yorumları ortaya çıkaranlar yüzünden sınavlarımız daha da çoklaşmaktadır. Bugün bu sınavlardan birine daha tüm Türkiye ilericileri olarak girmekteyiz.
İsrail'in Filistin topraklarına saldırısı yeni bir evreye girdi. İsrail'in 7 Temmuz'da Gazze'ye başlattığı saldırıda çoğu sivil yüzü aşkın kişi hayatını kaybetti. Saldırılarda ağır yaralanarak kaldırıldığı hastanede komaya giren 9 yaşındaki Meryem'in fotoğrafları sivilleri hedef alan savaşa karşı bir bayrağa dönüştü. 68 yıldır işgal altında olan Filistin toprakları nice Meryemlerin hikayeleriyle dolup taşıyor. Enternasyonel bir mesele haline gelen İsrail'in Filistin işgali ve yaşattığı vahşet dünya çapında pek çok kesimden tepki topluyor. Tepkilerin, sözlerin birbirine karıştığı bu dönemde kendimize tekrar bakıp, safımızı doğru belirlemekte yarar var.
Filistin halkının yanındayız! Peki kime karşıyız?
Meselenin Türkiye tarafı ise bir hayli ilginç. Türkiye'de Filistin meselesine duyarlı olmamak ile apolitiklik aynı anlamı taşıyor. Yani hangi safta olursanız olun Filistin halkının yanında olduğunuzu duyurmak zorundasınız. Filistin halkının yanında olmak herhalde bir ilerici için de vazgeçilmezdir. Gelin ana akım medyanın, okulların, toplumdaki gerici-ırkçı öbeklerin etkisinde söylemlerimizi sorularımızla gözden geçirelim. Meselenin kilidi bir soruyla açılıyor: Peki kime karşıyız?
Anti-semitizm ile anti-siyonizm arasında ince değil kalın bir çizgi var
Dinci-gericilerin cephesinden bakarsak en başta Müslüman bir halk katledildiği için karşı olunması gereken Yahudiler ve Yahudileri temsilen İsrail Devleti'dir. Çok uzağa gitmeden ırkçıların cephesinden bakmayı denesek yine benzer bir manzarayla karşılaşacağız. Yalnız bu sefer sözlerimizi biraz değiştirip aslında Yahudi halkının lanetlenmiş, gaddar bir halk olduğunu ve Yahudileri temsilen İsrail Devleti'ne karşı olduğumuzu belirtmemiz gerekecek. Peki 73 halkın dilinden “Yaşasın halkların kardeşliği” diyenlerin Yahudi halkına düşman olması mümkün müdür? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu lafı bu durumlar için icat edilmiş olsa gerek. Yahudilik'in tohumuna kafa yormak ve bu konuda sözler söylemek bizi götürse götürse anti-semitizme götürmez mi? Bu tavır bizim anti-siyonistliğimizi gizli değil apaçık bir ırkçılığa götürmez mi?
En sevdiğimiz değil hep sevdiğimiz bütün halklar
“Sizce 'Musevilik, İsrail Devleti'ni reddeder' sloganıyla yola çıkan anti-siyonist Yahudiler nasıl tanımlanır?” sorusuna sokaktan geçen pek çok insanın “Çok yaşasınlar işte Yahudi olacaksa da böyle olsun” diyeceğine eminim. Bu cümlelerdeki gizli ırkçılığı görmek bu kadar zor mu? Onun yerine “Para babalarının İsrail'ine karşı kendi halkını ve inancını en önemlisi de vicdanını koruyan insanlar” demek daha doğru olmaz mı? Varsayalım ki hiçbir Yahudi kendisinde örgütlenme cesareti bulup, sokağa çıkıp İsrail'e karşı tepkisini ortaya koyamadı. Bu durumda Yahudi halkıyla olan kardeşliğimiz de bir şey değişecek mi?
Son söz yerine: Emperyalistler düşman, halklar kardeştir!
Son sözde başlığı slogana teslim ettik. Satırı da üniversiteye ilk başladığım günlerden bir anıyla doldurayım. Üniversitede sanırım ikinci senemdeydim. Liseli bir dostum “Amerikan Kültürü” bölümünü kazanmıştı. Başarısının üzerine herkes onu tebrik ederken “Amerikan emperyalizmi” temelli espriler yapmayı da es geçmiyordu. Derken hepimizin saygı duyduğu bizden yaşça büyük bir dostumuz yanımıza geldi. Hangi bölümü kazandığını duyduktan sonra verdiği tepki hala kulaklarımdadır: “Aferin. Kardeş Amerika halkı'nın el birliğiyle yarattığı kültürü öğreneceksin demek.” Bu sözle beraber esprilerimiz bıçak gibi kesildi. Emperyalizmin beşiğinde yaşayan bir halka kardeşim demekten çok ne anlatabilir son sözün gerçekliğini: “Emperyalistler düşman, halklar kardeştir!”. Düşmanlığımızı İsrail'e, ABD'ye, emperyalizme ve emperyalizmin tüm yandaşlarına yönelteceğimiz yeni günlerde görüşmek üzere.
- Ersu Eren
14 Tem 2014
