Emeklilikte borçlanma sık sık karşılaştığımız bir soru. Özellikle son düzenlemelerde kadınların doğum borçlanması yapabilmesi bu konuya ilgiyi de artırdı. Ancak bu borçlanma meselesine bir başka pencereden bakmak gerekiyor. Çalışanlar haklı olarak bu haklardan yararlanmak istiyor, yararlanmaları da en doğal hakları. Ancak, böyle bir hakkın yasal düzenlemesi getirilirken, amacın ne olduğunu, hükümetin ne gibi saiklerle borçlanmaların yolunu açtığını da görmek gerekiyor.
Bilindiği gibi, AKP hükümetlerinin sürdürdüğü, onlardan önceki hükümetlerinin başlattığı uygulamayla, emeklilik yaşı ve emekliliğe hak kazanmak için ödenmesi gereken prim gün sayısı yükseltildi.
AKP hükümetinin eseri olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’ndan doğan borçlanma ile bir nevi bir taşla iki kuş vuruluyor: İlk olarak çalışanlar mezarda emekli edildiği için devletin ödediği emeklilik maaşı dönemi kısalmış oluyor. İkinci olarak da emekli yaşı bu kadar yükseldiği için prim gün sayısını dolduramayan çalışanlara, “borçlanma” adı altında bir hak tanınıyor. Amaç gün gibi ortada değil mi? Yurttaşın cebinden para toplamak, hükümetlerin günü kurtarmak için başvurduğu kolaycı bir yol.
Sistemi bunun üzerine kurunca da, yıllardır sürdükleri, sosyal güvenlik sisteminin zarar ettiği masallarını dinliyoruz. Kısa yoldan toplanan paralar daha sonraki dönemlerde sistemi çökertmiş kimin umurunda. Ama olaya bir de emekçilerin boyutundan baktığımızda da haklı olarak bu kadar çok prim ödemek zorunda kalan ve hatta emeklilik yaşını beklemek durumunda kalan çalışan, imkânı varsa, toplu para ödeyebilecek durumda ise, borçlanma olanaklarından birini kullanmak istiyor.
Bir hatırlatma babında kimler emeklilik primlerine saydırılmak üzere borçlanma yapabiliyorlar. Erkeklerde askerlik kadınlarda doğum borçlanması haricinde bu ikisinden sonra en yaygın borçlanma türlerinden biri yurt dışı borçlanması. Yine kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik sürelerini borçlanabiliyorlar.
Çok az bilinen diğer borçlanma türleri ise, örneğin sigortalı olmaksızın doktora öğrenimini veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirilen öğrenim süreleri. Yine sigortalı olmaksızın geçen avukatlık stajı yapanların normal staj süreleri, hekimlerin fahri asistanlıkta geçen süreleri de borçlanılabiliyor.
Sigortalıyken herhangi bir suçtan tututlanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri borçlanabildikleri ise çok az bilinen bir diğer borçlanma türü. İşçileri yakından ilgilendiren bir diğer borçlanma türü ise, grev ve lokavtta geçen sürelerin de borçlanılabilmesidir.
Borçlanmada bir diğer önemli nokta da, vefat eden bir çalışanın yakınlarının ölüm aylığını bağlatabilmek için eksik primlerinin tamamlamak üzere bu borçlanma türlerinden kendilerine uygun olanı kullanabilmeleridir, ki en çok bilinmediği için birçok aile bu haktan faydalanamamaktadır.
Not: Milyarlarca lira yolsuzluk ve rüşvet yoluyla birilerinin cebine inerken, bu paraların halktan çalınan emeklilik umudu, insan onuruna yakışan bir emeklilik olduğuna da işaret etmek lazım, bu da handikapın ötesinde bir çelişki.
- Fatma Şenden
