Bu sabah her günden farklıydı. Tüm haber kaynaklarında tek bir haber vardı. Aynı haber başka bir öfke, başka bir korku, başka bir utanç, başka bir acı hissettiriyordu bu kez.
Çok sevdiğim, her gittiğimde mutlu olduğum, en sevdiklerimin yaşadığı Tarsus'tandı haber.
Her gün gazetelerde okuyor, televizyonlarda görüyor buna karşı durmak için de sokaklara atıyordum kendimi aslında. Ama bu kez ensemde hissetmiştim o soluğu.
Uzaktaki yakın
2012. Yer Hindistan. Yine toplu taşıma aracı... Yine tecavüz... Yine vahşet...
O gün hissettiklerim aslında aynıydı. Ama uzakmış demek ki.
Hayır demiştik. Hayır biz toplum olarak bu konuda Hindistan'ın ötesinde... Ötesinde değilmişiz.
Zaman durdu
Korkuyorum. Neden, kimden?
Öfkeliyim. Neden, kime, neye?
Utanıyorum. Neden, kimden?
Canım acıyor. Neden?
Kocaman bir boşluk, küçüçük bir oda. Ama dört duvar değil. Bir yanım erkek, bir yanım feodalizm, bir yanım gericilik, bir yanım erkek egemen sistem, bir yanım hukuksuzluk, bir yanım adaletsizlik, bir yanım vahşet, bir yanım eğitim sistemi, bir yanım aile sistemi. Bir yanım kadın, bir yanım çocuk daha.
Kulaklarımda Rakel Dink'in sözleri. "Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz.”
Daha suskun, daha öfkeli
Erkekler -benim çevremdekiler- suskun. Konuştukça büyüyor utançları. Ben onlar gibi değilim -ki öyle olmadıklarını biliyorum- demek istiyorlar. Öfkemiz büyük, o an diyemiyorlar. Erkekler ilk defa suskun ve utançlı.
Kadınlar öfkeli. Konuştukça büyüyor öfkemiz, büyüyor acımız, büyüyor korkumuz ve yükseliyor sesimiz. İsyandayız. Kadınlar ilk defa daha güvenli. Daha çok güveniyoruz kendimize, birbirimize...
Farkındayız
Kadınız ve yaşamın tüm alanlarında maruz kaldığımız ayrımcılıkların farkındayız. Feodal öğretilerin, gericiliğin, erkek egemen sistemin yaşamı çekilmez kılan baskılarıyla boğuşuyoruz. Eziliyoruz, sömürülüyoruz, tacize uğruyoruz, tecavüz ediliyoruz, öldürülüyoruz, yakılıyoruz.
Ama artık bugün dünden farklı, biz kadınlar -sorunlarımız tüm toplumu ilgilendiriyor olsa da- bu sorunları ortak mücadelemizle çözüme ulaştırabileceğimizi biliyoruz. Hem de ekonomik, toplumsal, politik, hukuksal, kültürel, ideolojik bağlamlarını gözardı etmeyen bir mücadele ile.
Sabrımız yok
Çözümü biliyoruz. Bunun için zamana ihtiyacımız olduğunu da biliyoruz. Ama biz kadınların bekleyecek sabrı kalmadı.
İnsanca bir yaşam istiyoruz. İnsanca bir yaşam için birlikteyiz. İsyandayız. Sokaktayız.
- nöber