12 Eylül 1980 faşist darbesinin komutanı Kenan Evren 10 Mayıs 2015 günü 98 yaşındayken öldü.
Kenan Evren, modern tıbbın tüm olanakları kendisine cömertçe sunulduğu için, ve belki de vicdan denen insani duygudan yoksunluğu sayesinde Türkiye ortalamasının çok üstünde bir yaşam süresine sahip oldu.
Darbe döneminde benzerlerini kıskandıracak bir kudrete sahipti, asmayalım da besleyelim mi diye soruyor, 17 yaşındaki Erdal Eren’i yaşını büyüterek idam ettiriyordu.
Mustafa Asım Hayrullahoğlu İstanbul’da işkencede katlediliyor, DİSK’e bağlı, T. Maden-İş Sendikası 13. Bölge (Bursa) Temsilciliği’nde hukukçu olarak görev yapan Ahmet Hilmi Feyzioğlu, Bursa emniyetinin 5. katından atılarak öldürülüyordu.
Ülkemizin yüz akı devrimcileri, ilericileri, her meslekten kadın, erkek, genç emekçileri, sınıf sendikacıları, 90 günlük gözaltılarla, tutuklamalarla hapishanelere dolduruluyordu.
Darbe öncesi, Süleyman Demirel hükümetinin İMF ile anlaşma imzalayarak uygulamaya koyduğu 24 Ocak kararlarının fiili yürütücüsü, Başbakanlık müsteşarlığına atanan Turgut Özal idi. Turgut Özal, devlette değişik sürelerle bürokrat olarak çalıştı, ardından Türkiye kapitalist sınıfının en etkili örgütlerinin başında gelen Madeni Eşya Sanayicileri Sendikası MESS’in başkanlığını yaptı. MESS başkanlığı sırasında asıl çabası, o dönem sınıf ve kitle sendikacılığının en güçlü temsilcisi olan DİSK’e bağlı T.Maden-İş sendikasını geriletebilmekti. Maden İş’in başkanı Kemal Türkler 22 Temmuz 1980’de kontrgerilla tertibiyle kurşunlanarak öldürüldü.Kemal Türkler öldürüldükten sonra kapitalistlerin önünden önemli bir engel ortadan kaldırılmış oldu.
24 Ocak kararlarının özü, “acı reçete” diye adlandırdıkları, kamu harcamalarını kısmak, ücretleri düşürmek, emekçilerin kazanılmış haklarından kesintiye gitmek idi.
Darbe yapıldıktan sonra kurulan hükümette yetkileri arttırılarak ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı oldu.
Ekonomide özelleştirmenin, taşeronlaştırmanın, güvencesiz çalıştırmanın, kamu kaynaklarını dizginsiz olarak tekellere aktarmanın şampiyonu Turgut Özal, Kenan Evren diktasının silahla, süngüyle, hapisle sağladığı muhalefetsiz ortamda, İMF programını engelsiz olarak uyguladı.
Kenan Evren bir yandan yaptığı mitinglerde kürsüden ayetler okuyor, din derslerini zorunlu hâle getiriyor, Kürtçeyi yasaklıyor, dinci mezhepçi gericiliğin gelişmesini sağlamak için saha temizliği yapıyordu. Bu dönemde gerçek anlamda laik, demokrat, sosyalist, komünist, ilerici örgütler yasaklanıyor, dağıtılıyor, üyeleri yıllarca sürecek sürgün ve hapislerle cezalandırılıyordu.
AKP iktidarının liderleri her fırsatta Demokrat Parti DP kurucusu Adnan Menderes ve Anavatan Partisi ANAP kurucusu Turgut Özal’ın devamcısı olduklarını gururla yinelerler. Turgut Özal’a hükümet olma yolunu açan Kenan Evren diktasıdır, aynı yolu kullanan AKP Kenan Evren’e varlığını borçludur.
Kenan Evren’in yaptırdığı darbe anayasasının, başta yüzde on barajı olmak üzere bütün avantajlarını tepe tepe kullanan AKP, cenazeye katılmayarak fırsatçılığını, ikiyüzlülüğünü göstermiştir.Güçlünün önünde eğilirim, çaptan düşeni görmezden gelirim demiştir.
- Ali Uğur