Biz bunları hak etmedik

Her gün ölüm haberleriyle uyanıyoruz. Bir IŞİD vuruyor, bir PKK. Bir PKK vuruyor, bir IŞİD.

Suruç, Dağlıca, Iğdır, Ankara Tren Garı, İstanbul Sultanahmet, Cizre, Ankara Merasim Sokak, Ankara Kızılay, İstanbul İstiklal Caddesi, Nusaybin, Bursa, Gaziantep... Katliamların, bombalı intihar saldırılarının ardı arkası kesilmiyor.

Ülkemiz kan gölüne döndü. Şehitler, yaralılar, kırılan, kırdırılan gençler içimizi yakıyor.

Şehirler yıkılıyor, insanlar evsiz barksız ortada kalıyor. Koskoca Kilis saldırganların insafına terk edildi. Herkes endişeli.

Metroya, otobüse binemez, meydanlara, parklara gidemez olduk. Çocuklarımızı okula nasıl göndereceğiz, işe nasıl gideceğiz, işten nasıl döneceğiz, çarşıya pazara nasıl çıkacağız, bilemiyoruz.

İş derdine, geçim derdine, sağlık derdine, eğitim derdine bir de can derdi eklendi.

Bunun arkasından acaba ne gelecek sorusu herkesin aklını kurcalıyor. Yoksa biz de Amerikan emperyalizminin mezhepçi ve etnik terör çeteleri eliyle harabeye çevirdiği Suriye, Irak, Libya, Afganistan gibi mi olacağız? Bölünüp parçalanacak mıyız, kardeş kavgasında kaybolup gidecek miyiz?

Böyle hükümet olur mu
AKP hükümeti Suriye’yi fethetmek, Ortadoğu’da imparatorluk kurmak hayaliyle işbirliği yaptığı terör örgütleri karşısında aciz durumda. Sınırlarımızı, şehirlerimizi kontrol edemiyor. Halkın can güvenliğini sağlayamıyor. Ülkenin birliğini, bütünlüğünü koruyamıyor, barışını sürdüremiyor. Yoksul çocukları sapıklardan, kadınları katillerden esirgeyemiyor.

AKP halkımızı, vatanımızı, çocuklarımızı, kadınları koruyamadığı gibi kimlik bilgilerimizi, ev adreslerimizi, TC numaralarımızı bile muhafaza edemiyor.

AKP Türkiye’yi Amerika’nın, Avrupa’nın kölesi yaptı. Bütün komşularımızla kanlı bıçaklı oldu. Tarımı, sanayiyi, turizmi, ihracatı çökertti. Ulusal ekonomiyi yıktı.

İşsizliği patlattı. Çiftçiyi, esnafı, küçük ve orta sanayiciyi çaresiz bıraktı. Eğitim sistemini kırıp döktü. Aklın, bilimin, araştırmanın yerine kör inancı koydu. Suriyeli göçmenleri Avrupa’yla pazarlık konusu yaptı.

AKP’nin derdine bak
İşte bu kadar ağır koşullarda bile AKP hükümeti hâlâ padişahlık, sultanlık, başkanlık peşinde koşuyor. Bütün özgürlükleri ayaklar altına alıyor. Demokrasiyi, laikliği, hukuku yok ediyor. Yargı örgütünü, polis teşkilatını kapıkulu yapıyor. Ülkeyi ortaçağa sürüklüyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni şeyhler, dervişler, müritler memleketine çeviriyor.

AKP hükümeti dur durak demeden devlet hazinesini, meydanlarımızı, dağlarımızı ovalarımızı, derelerimizi, ormanlarımızı yandaş şirketlerine peşkeş çekiyor.

AKP hükümeti Türkiye halkını din, mezhep, etnik köken temelinde kutuplaştırıyor. Barış içinde birlikte eşit ve özgür yaşama iradesini zayıflatıyor.

Ülke yangın yerine dönmüşken AKP yöneticileri iktidar kavgasıyla vakit geçiriyor. Tek dertleri hükümetin, partinin iplerini, hazinenin anahtarını ellerinde tutmak.

Reisçiler-Hocacılar birbirine giriyor, Erdoğan Davutoğlu’nu azlediyor.

Yeni hükümet
Oysa biz bunların hiçbirini hak etmedik. Alın terimizle çalıştık, vatanımızı sevdik, vergimizi verdik, görevlerimizi yerine getirdik. Barış içinde, dürüstçe insanca yaşamak için elimizden geleni yaptık.

Demek ki AKP’nin yerine yeni bir hükümete ihtiyacımız var. Ülkeyi felaketten çekip çıkaracak bir ulusal kurtuluş hükümetine ihtiyacımız var.

Bu hükümet her partiden, her sendikadan, her kurumdan, her görüşten, her inançtan, her kökenden bütün vatansever güçlerin bir araya gelmesiyle oluşmalıdır.

Halkın ve vatanın yüksek menfaatleri doğrultusunda birleşik demokratik halk hükümeti olarak iş görmelidir. İşçilerin, şehir ve köy emekçilerinin, esnafın, kadınların, gençlerin, aydınların, bütün vatandaşların ortak sesi olmalıdır.

Yeni hükümet ne yapmalı
Ulusal kurtuluş hükümeti ilk iş olarak bütün terör çetelerini dağıtmalı, ülke çapında can güvenliğini sağlamalıdır.

Ulusal kurtuluş hükümeti, vatanın birliğini bütünlüğünü korumak, ülkeyi barışa ve huzura kavuşturmak için derhâl harekete geçmelidir.

Ulusal kurtuluş hükümeti ülkemizi Amerikan-NATO üssü olmaktan çıkarmalıdır. Komşularımızla barış içinde yaşamayı sağlamalı, Suriye’ye, Irak’a, İran’a,

Rusya’ya düşmanlık politikasından vazgeçmelidir.

Ulusal kurtuluş hükümeti, sosyal adaleti gerçekleştirmek, herkese iş, herkese sigorta, herkese insanca hayat sağlamak için büyük bir kalkınma atılımı başlatmalıdır.

Ulusal kurtuluş hükümeti, bütün vatandaşlarımızı emek, akıl, bilim, çağdaşlık, özgürlük, eşitlik, kardeşlik ruhuyla birleştirmelidir.

Ulusal kurtuluş hükümeti, Türkiye’yi tam bağımsız, demokratik, laik, sosyal hukuk cumhuriyeti olarak yeniden inşa etmelidir.

Biz halkız, biz vatandaşız. Haydi el ele verelim, ulusal kurtuluş hükümeti için birlikte mücadele edelim.

15 May 2016
paylaş