Nâzım diyor ki 18

                                                                                                                                1.9.1962 N.H.


Sorular – Karşılıklar
Toplanacak olan Zonguldak Maden-İş Sendikası Kongresi üstüne


Soru: - Önümüzdeki hafta Zonguldak Maden-İş Sendikasının Kongresi toplanacak. Bu kongre etrafında konuşmak ister misiniz?
Sorunun karşılığı: - Elbette ve sevinçle ve büyük umutlarla bu kongreyi şimdiden kendi adıma ve izin verirseniz, Bizim Radyo adına selamlarım.

Soru: - Kongrenin önünde duran belli başlı meseleler nedir size göre?
Sorunun karşılığı: - Bu sorunuza karşılık vermek için, rastgele bir gazete röportajından bir takım satırları okuyalım: “Zonguldak’ta ölümle karşı karşıya, ölmeyecek kadar ekmek parası kazanan 40 bin maden işçisi çalışıyor… Bunlardan on bini devamlı, otuz bini münavebelidir (dönüşümlü) çalışır… 8 saatlik çalışmaya giren yeraltı işçisi, bir ekmek ve taş haline gelmiş bir parçacık helva yer. Bu onun sekiz saatlik çalışması sırasındaki kalorisidir… Zaten ekserisinde (çoğunda) ciğer diye bir şey yoktur. Verem, maden işçileri arasında salgın bir hastalıktır. İşçilere idare ayakkabı ve şayak kumaştan elbiseyi bile artık vermemektedir. Yeraltında çalışma şartları berbattır. Emniyet tertipleri alınmamıştır.”
İşte o röportajdan rastgele birkaç satır. Bu satırlar bile bize Kongrenin önünde duran ana meselelerin neler olduğunu gösteriyor: İş ücretlerinin çoğaltılması, çalışma emniyet tedbirlerinin alınması için kongrede kararlara varılıp bu uğurda amansız savaşmak. Bu isteklerin bir an önce gerçekleşmesi kongrenin önünde duran ilk meselelerden biridir. Bunların yanında, sağlık tesisleri servisleri; hele münavebeli denilen işçilere insanın yaşayabileceği, haysiyetli ve normal bir insanın yaşayabileceği mesken ve yemek içmek tesislerinin kurulması uğrunda savaşmaya karar vermek de kongrenin önünde duruyor.

Soru: - Peki, size göre bu kongre böyle kararlar alacak mı? Aldığı kararların gerçekleşmesi için sendika savaşacak mı?
Sorunun karşılığı: - Yalnız belli başlılarını saydığım isteklerin gerçekleşmesi için kongre karar almazsa ona bir sendika kongresi adı verilemez. Yalnız, burada çok önemli sandığım bir iki noktaya dokunmak istiyorum. Gazetelerde çıkan haberlere göre, bundan önceki Maden-İş Kongresine katılan delegeler sendikaya kayıtlı 37 bin maden işçisini temsil etmek iddiasındaymışlar. Fakat bu delegelerin gerçek maden işçileriyle bir ilgileri yokmuş. Çoğu kontrolör, puantör gibi adamlarmış. Gerçekten maden işçisi olan birkaç delege, bu hâli protesto edince, kapı dışarı edilmişler adeta. Yine gazetelerde çıkan haberlere ve röportajlara göre yeraltında çalışan işçilerden çoğunluğunun, o zamanki kongreden haberleri bile yokmuş. Sendika başında bulunanlar, haftada bir kere olsun ocaklara inip işçilerle temas etmezlermiş zaten. Çeşitli gazete ve dergilerden aldığım bu haberlere bir kısa haber daha katacağım. On beş gün önce çıkan bir dergiden aldığım haber şu: Ereğli mitingine Zonguldak işçileri de büyük bir kitleyle katılmak istedi. Fakat Zonguldaklı sendika liderleri aşikâr şekilde mitingden yana değildi.

İşte, şimdi bütün bu olaylardan sonra, sorunuza karşılık vereyim: Önümüzdeki hafta Zonguldak’ta toplanacak Maden-İş Sendikası Kongresine yine yalnız puantörlerle, kontrolörler filan gelecekse, bu kongreden hiçbir gerçek sonuç beklenemez. Kongreye, maden işçileri, hele yeraltında çalışanlar, en demokratik şartlar içinde kendi delegelerini yine kendileri gibi işçiler arasından seçip göndermelidir. Sendika üyelerinin ezici çoğunluğunu puantörler, kontrolörler filan değil, madeni bizzat çıkaranlar teşkil ediyor. Kongre her şeyden önce onların kongresi olursa, hem dertler ortaya gereği gibi konmuş olur, hem de alınan kararların gerçekleşmesi için geniş işçi yığınları, gerektiği zaman, seferber edilebilir. Sözüm, sendika liderlerinin başı üstünden aşarak gerçek maden işçilerinin kulağına erişirse, kongreye yeni arkadaşlarını, kendileri gibi çalışanları, kendi benzerlerini seçip göndermek için ellerinden geleni yapsınlar! Bu çeşit demokratik bir seçime gitmezse sendika idarecileri, onlara kafa tutsunlar. Bu bir…

Gelelim ikinciye: Yılın belirli günleri ocakta, belirli günleri tarlada çalışan maden işçileri, işçi sınıfıyla emekçi köylünün arasındaki kardeşliğin kuvvetlenmesine yardım edebilir. Bundan dolayı kongrede işçi-köylü kardeşliğinden de söz edilmeli. Bu iki…

Gelelim üçüncüsüne: Zonguldak sendika liderlerinin şu şanlı Ereğli mitingine aşikâr surette gönüllü olmadıkları, bu mitinge kimisinin zoraki katıldığı haberi de doğruysa; bu haberle, bundan önceki kongrenin mahiyeti ve liderlerin haftada bir olsun ocaklara inmedikleri gibi haber ve olaylar da bir araya toplanınca, bana öyle geliyor ki, önümüzdeki kongrede tam bir işçi sendikası kongresi olabilirse, sendika liderleri sıkı bir hesaba çekilecek. Ve bence bu sıkı hesabı onlardan, gözlerinin yaşına bakmadan istemek, Zonguldak maden işçilerinin yarınları için, yakın bir gelecekte hiç değilse biraz insanca çalışabilmek ve yaşayabilmek imkânlarının gerçekleşebilmesi için şarttır.

26 Tem 2017
paylaş