Temmuz / 1975
Amerika’nın ambargo kararı, halk düşmanı hükümeti oluşturan partilerin, işbirlikçi burjuvazinin Amerikan emperyalizmine bağımlılığını, satılmışlığını bir kere daha gözler önüne serdi. Topraklarımızı parselleyip Amerika’ya satan ve sonra “Türkiye’de üs yok, tesis var” diyen Demirel ve ortakları, şimdi de, meydanlarda “Bağımsız Türkiye !”, “NATO’dan çıkalım !” diyen halk yığınlarının kararlı tutumu yönünde bir adım atıldığı izlenimini yaratmak istiyor. Üslere Amerikan bayrağını çektirmekle halkımızı aldatacaklarını sanıyorlar.
Karma hükümet, topraklarımızdaki Amerikan üslerinden en büyüğü olan İncirlikten NATO’nun yararlanabileceğini ilân etmekle, NATO Konseyini derhal toplantıya çağırmakla uyduluk politikasını sürdürdüğünü belgeliyor. Topraklarımızdaki harp üsleri, Amerikalı personeliyle, nükleer silâhlarıyla her an patlamaya, halkımıza ve bölge halklarına ölüm saçmaya hazır, olduğu gibi kalacak. Başka bir deyişle, silâhlı kuvvetlerimiz NATO’dan ayrılmadıkça bu üsler Amerika’nın elinde, emrinde olacaktır. Halkımızın sırtındaki NATO masrafları yükü bir kat daha artacaktır.
Bir Amerikan senatörünün açıkça belirttiği gibi, bugün Türkiye baştan başa bir nükleer silâh deposu haline getirilmiştir. TKP, daha İnönü’nün, Truman doktrinini benimsediği sıralarda ülkemizin, Amerika’nın istediği zaman ateşleyebileceği bir barut fıçısı haline getirebileceğini söylemiş ve Amerika ile yapılan ikili anlaşmalara da karşı çıkmıştı. Geçen yıllar içinde NATO’nun, ikili anlaşmaların yurdumuza sadece bunalımlar, işsizlik, açlık getirdiğini gören, TKP’nin sloganlarını benimseyen halkımız NATO’dan çıkılmasını, ikili anlaşmaların yırtılmasını, topraklarımızdaki bütün NATO ve Amerikan üsle-rinin kaldırılmasını, bu günkü halk düşmanı, gerici-faşist karması hükümetin yerine demokratik bir hükümet ve düzenin gelmesini istiyor. Türkiye Komünist Partisi bu savaşın içinde, başındadır.
- Atılım