Kasım / 1975
Türkiye’nin doğal kaynakları zengindir. Toprakları verimlidir. Halkımız çalışkandır, yeteneklidir. Kısacası halkımız özgür, mutlu bir yaşam düzeyine yükselmek, memleket ekonomisini geliştirmek için gerekli olanaklara sahiptir. Böyleyken ülkemiz geri kalmışlıktan kurtulamıyor. Geniş emekçi yığınları en ağır koşullar altında adaletsizlik, yoksulluk, bakımsızlık, cehalet içinde yaşıyor. Halk yığınlarının yoksullaşma süreci durmadan artıyor. Bunun nedeni, geriliği, yoksulluğu biteviye arttıran etkenlerin başlıcası Türkiye’nin sadece bir kapitalist ülke olması değildir, aynı zamanda ekonomik, politik ve askersel yönden emperyalizme bağımlı bir devlet olmasıdır.
Emperyalizm, Türkiye’yi bir ahtapot gibi kucaklamıştır. NATO’su, SENTO’su, CIA’si, askersel üsleri, dev tekelleri, sermayesi, bankalarıyla yurdumuzun doğal kaynaklarını, insan gücünü sömürüyorlar. Halkımızın kanını emiyor. Emperyalizm, özellikle Amerikan emperyalizmi bu soygun ve sömürüyü sürdürebilmek için yurdumuzda bir asalaklar, işbirlikçiler çetesi yaratmıştır. Demirel, Erbakan, Feyzioğlu ve Türkeş’i hükümet koltuğuna oturtan ve orada tutan gene emperyalizmdir. Bu günkü gerici-faşist karması hükümet yerli-yabancı 51 bankanın, 110 multimilyonerin, 3 bin büyük toprak ağasının, 120 yabancı kumpanyanın soygun ve talanını sürdürüyor.
Bugün Türkiye’nin iç ve dış borçlarının toplamı 105,5 milyar lirayı, yani 1975 yılı devlet bütçesi düzeyine ulaşmıştır. 9 aylık dış ticaret açığı ise 39 milyar liradır. Bu açık yıl sonunda 45 milyar lirayı bulacaktır. Türk parasının değeri sürekli düşüyor. İşbirlikçi hükümet, Merkez Bankası aracılığıyla piyasaya durmadan kağıt para sürüyor. İşsizlik, fiyatlar çığ gibi büyüyor, artıyor.
Bu durum karşısında halk yığınlarının, başta işçi sınıfı olmak üzere tüm ilerici ve devrimci güçlerin gerici hükümete, yabancı boyunduruğuna karşı direnişi genişliyor. Bu direnişi boğmak için bu asalaklar çetesi, onların emperyalist efendileri, bu ahtapot halkımızın gırtlağına sarılıyor. Demireller faşizme böyle tırmanıyor. TKP, böylesi bir canavara karşı ölüm-kalım savaşı yürütüyor. Ahtapotu can evinden vurmak, onun kanlı dokunaçlarını budamak bu savaşın başarısına bağlıdır.
- Atılım