Cumhuriyet düşmanlığı

Temmuz / 1976

19 Mayıs törenlerinde gericiliğin ve faşizmin giriştiği gövde gösterisi, en geniş demokratik çevrelerde derin bir tepki yarattı. Cumhurbaşkanı’ndan, yüzlerce öğretim üyesine ve yurtsever subaylara kadar, Cumhuriyet ve Lâiklik düşmanlarına karşı çok yönlü protesto sesleri yükseldi.

Eski yazı, Arapça eğitim, çağ dışı, bilim dışı öğretim özlemleri en dar anlamıyla Atatürkçü olan kimselerin bile gözünü açacak ölçülere vardı. Bu gidişten şu yada bu ölçüde hoşnut olmayanların çevresi genişliyor. Faşizme tırmanışın günden güne saldırı cephesini genişletmesi sonucunda eylem birliği için yeni, ortak birleşme noktaları doğuyor. Ama bu gidişe karşı çıkan yeni öğelerin eylem alanına çıkmasına bakarak, günümüzde cepheleşmeyi hilâfetçilerle Cumhuriyetçiler arasındaki çatışma düzeyine indirmek doğru değildir. Ana sorun Cumhuriyetten, Lâiklikten yana olanları TKP’nin çizdiği anti-emperyalist, anti-faşist platformdan yana çekmektir.

Hükümete giren MSP Lâiklik düşmanlığıyla, halkın din duygularını sömürerek, faşizme taban sağlamaya çalışıyor. Bu faşist gidişe karşı çıkmadan, bu hükümete karşı durmadan, onu alaşağı ekmek için savaşmadan Lâikliği de savunmak mümkün değildir.

TKP ulusal kurtuluş savaşından arta kalan ilericilik adına ne kadar kazanım varsa tümünün ardıcıl savunucusudur. TKP gericiliğe karşı Cumhuriyeti savunmaktadır. Cumhuriyet ilkesine halkçı bir içerik kazandırma savaşımını yürütmektedir. TKP gericiliğe karşı Lâikliği savunmaktadır. Ama bu ilkeyi savunurken Marksizm-Leninizm konumlarından bir adım gerilemiyor.

TKP, Cumhuriyetin ve Lâikliğin düşmanlarına karşı savaşırken bu savaşı tüm gerici-faşist karması hükümete karşı savaşla birleştiriyor, aynı zamanda TKP, bu savaşa yalnız Cumhuriyetten yana, Lâik, Atatürkçü güçleri çağırmakla kalmıyor, dindar emekçilere de sesleniyor. Çünkü onların çıkarları, din tüccarlarının dayatmak istedikleri zulüm ve sömürü düzeniyle bağdaşmıyor.

18 May 2019
paylaş