Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Nisan 2019 tarihinde Memur-Sen’in yeni genel merkez binasının açılışında düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada; “Memur-Sen'in her türlü vesayete karşı yürüttüğü mücadeleyi takdirde karşıladıklarını” belirterek, “Memur-Sen’in Türkiye’nin medarı iftiharı olduğunu” söylemişti.
Uluslararası İşçi Sendikaları Konfederasyonu ITUC tarafından, “Uluslararası sendikacılık kriterleri açısından bağımsız ve gerçek sendika olmadığı” gerekçesi ile 2015 yılında ITUC’a yaptığı üyelik başvurusu reddedilerek ‘Yandaş Sendika’ olduğu uluslararası alanda da tescil edilen sahte sendika Memur-Sen, neden Türkiye’nin medarı iftiharıdır?
Kamu görevlileri sendikalarına karşı eşitlik ölçüsü içinde adil davranış sergilemesi gereken kamu işvereni siyasi iktidar, Memur-Sen yönetimi ile neden işbirliği yapmaktadır?
Toplu görüşme masasına, kamu işvereni siyasi iktidarın sahte enflasyon oranlarını baz alarak hazırladığı, ‘Sahte Sözleşme’ teklifleri getiren Memur-Sen gerçek bir ‘Sendika mıdır? Yoksa siyasi iktidarın memur kolu mudur?
İmzalamış oldukları satış sözleşmelerindeki % 3’lük ve % 5’lik maaş zamlarıyla milyonlarca memur ve emekliyi yoksulluğa ve sefalete mahkum eden ve tüzük değişikliği yaparak sendikadan aldıkları yüksek maaşları gizleyen Memur-Sen yöneticileri ne kadar maaş almaktadırlar?
Memur-Sen üyesi kamu emekçisi arkadaşlar; Yoksulluk sınırının altında bulunan memur maaşlarından her ay peşin olarak kesilen sendika aidatları sayesinde, adeta bir eli yağda bir eli balda sefa süren Memur-Sen bürokratlarından gördüğünüz yerde emeğinizin ve alın terinizin hesabını lütfen sorunuz. Kamu emekçilerine ve emeklilerine ihanet edenleri unutmayın ve affetmeyin.
İşçiler, Memurlar, Emekli Yurttaşlar;
Türk-İş, Hak-İş ve Memur-Sen yöneticisi işbirlikçi sahte sendikacıların saltanatına son verelim. Emeğimizle ve alınterimizle beslenen, aşımıza ve ekmeğimize göz koyan sendika ağalarını her yerde teşhir edelim ve hesap soralım.
Tüm emekçilerin ve emeklilerin insanca ve onurlu bir yaşam sürdürebilmesi için, sınıf ve kitle sendikacılığı temelinde kapitalist sömürüye ve işbirlikçilerine karşı birlik ve dayanışmamızı güçlendirelim.
İşbirlikçi, sarı sendikacılığın tasfiyesi için DİSK’te ve KESK’te birleşelim. Savaşsız sömürüsüz bir dünya için sermaye egemenliğine ve sömürüye karşı sınıf mücadelesini güçlendirelim.
Yazar Rıfat Ilgaz’ın dediği gibi; “Sen ben neyiz ki bu patırtıda? Hepimiz bir araya gelirsek bir güç oluruz ancak.”
- Selim Dikel