Ekim / 1976
TKP’nin Genel Sekreteri İ. Bilen yoldaşın, TKP’nin kuruluşunun 56. yıldönümünde “TKP’nin Sesi” radyosuna verdiği demecin özeti
İ. Bilen yoldaş bundan 54 yıl önce TKP’ye girdi. Onun, Partiye girmeden önce, Ulusal Kurtuluş Savaşımıza silâhla katıldığı da gözönüne alınırsa İ. Bilen yoldaş TKP tarihinin savaşan canlı bir tanığıdır.
İ. Bilen yoldaş Partiye girdikten sonra işçi sınıfının savaşında aktif görev aldı. Türkiye işçi sınıfının tarihindeki önemli grevlere katıldı, onların örgütleyicisi oldu. TKP’nin gizli basımevlerini yönetti. Çeşitli Parti organlarında görev yaptı. Uzun yıllar hapiste yattı. Komintern’de TKP’nin temsilcisi olarak çalıştı. Komintern’in dergisinde R. Davos imzasıyla sürekli yazılar yazdı. Bugün Genel Sekreter'lik görevini yükümlenen İ. Bilen yoldaş, Partinin geçmişi ile geleceği olan genç kuşakları birbirine bağlıyor. Ve savaşıyor.
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda Komünistler
İ. Bilen yoldaş konuşmasında komünistlerin Ulusal Kurtuluş Savaşımıza katılmasını şöyle anlattı: “Parti daha kurulmadan komünist gruplar memlekete dalan emperyalizme karşı savaş boylarında, halk çeteleriyle birlikte Ulusal Kurtuluş Savaşı’na katıldılar. Ve halk güçlerinin örgütlenmesine katkıda bulundular. Affan Hikmet yoldaş, daha 1919’da Bandırma’da liman işçilerinden, demiryolculardan ve fabrika işçilerinden bir gerilla grubu kuruyor. Bu gerilla grubu Maydos’da İngilizler’in eline geçen silâh depolarını basıyor, aldığı silâhları savaşa savaşa Balıkesir-Afyon üzerinden ta iç Anadolu’ya götürüyor ve çeteleri silâhlandırıyor. O zaman, Anadolu’nun değişik yerlerinde, işgal altına alınan İstanbul, İzmit, Düzce taraflarında da komünistlerin kurduğu silâhlı gruplar vardı. Bunların başında Oktobr Devrimi’ne katılmış Maraş’lı Süleyman gibi, Ardişen’li Abdullah gibi, makinist Ahmet gibi komünistler vardı. Bizim gerilla grubumuz da İstanbul’da tersane fabrikaları işçilerinden kuruldu. Anadolu’nun değişik bölgelerinden Anzavur haydutlarına karşı, İngiliz Fransız ve Yunan birliklerine karşı savaşa girdik.
Ulusal Kurtuluş Savaşı’na katılma komünistlerin, emekçileri, halkı örgütlemelerine ve kendilerinin de örgütlenmesine yardım etti. Komünistler cepheye silâh sağlama, İstanbul’dan Anadolu’ya silâh aktarma, silâh fabrikalarında çalışmaya da önem verdiler. Örneğin: O zaman Ankara’daki İmalâtı Harbiye Fabrikası’nı işçiler kurdular, işin örgütlenmesine komünistler önayak oldular. Komünistler ve onlardan yana olan işçiler İstanbul’da fabrikalardan tezgâhları, makineleri söküp ta Ankara’ya götürdüler. O zaman komünistler, çapına uymayan obüsleri tapasını çıkarmadan, torna tezgâhlarında işlediler. Şaban yoldaşlar, sonradan Partinin Merkez Komitesi üyesi olan Seyfi yoldaşlar, Osman yoldaşlar böylesi kahramanlıkların örneklerini verdiler.
O zamanki Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa (Cebesoy) anılarında komünistlerin yiğitliklerini, cephelerdeki savaşını anlatmadan geçememiştir. Tarihçi Uzunçarşılı İsmail de Kütahya kenti üstüne yaptığı incelemelerde çok önemli bir olayı belirtiyor. O zaman Kütahya’da bir Halk Kurtuluş Alayı kuruldu. Bunun komutanı sonradan TKP’nin kurucusu Mustafa Suphi yoldaş ile birlikte Karadeniz’de boğdurulan TKP Merkez Komitesi Politbüro üyesi Topçu İsmail Hakkı idi.
TKP’nin kuruluşu ve I. Program
İ. Bilen yoldaş TKP’nin kuruluşu üzerine özetle şunları söyledi: “Bir dal Almanya’dan Spartaküs hareketinden geldi. Bunların başında Ethem Nejat vardı. Öteki ve daha büyük dal Sovyetler Birliği’nde oluştu. Bu grubun başında ise Mustafa Suphi’yi görüyoruz. Hem Sovyetler'den hem Almanya’dan dönen devrimciler memlekette gelişen ana kolla Leninci ilkeler temelinde Kongre'de birleştiler. Bu işçi sınıfının, halkımızın yazgısında köklü tarihsel bir dönüşümdür.”
I. Programın temel ilkelerinin anti-emperyalist savaşı içerdiğini, ileri demokratik bir düzeni ve memleketin sosyalizme açılmasını amaçladığını belirten İ. Bilen yoldaş, egemen çevrelerin, anti-emperyalist kurtuluş savaşının demokratik, köklü bir devrime dönüşmesinden korktuklarını, bunun emperyalistlerin, memleketin ekonomik, politik kilit noktalarına yeniden yerleşmesine yol açtığını, bu nedenle I. Programın temelinin II., III. ve IV. Kongrelerde de geçerliliğini koruduğunu söyledi.
Konuşmasında devamla, burjuvazinin TKP’ne karşı kaba terörle, ideolojik saldırıyı, provokasyonları, Partiyi içten vurma eğilimlerini bir arada yürüttüğünü vurgulayan Bilen yoldaş, “Tekkecilikle, oportünizmle, likidatörlükle boğuşa gelen TKP’nin gelişmesindeki iniş çıkışları ve hataları da görmenin gerektiği üzerinde durdu.
TKP’ne özgürlük!
“Aşırı gerici, sömürücü, emperyalizme bağlı çevreler, doğrudan doğruya emperyalizmin, özellikle Amerikan emperyalizmi, NATO’ya egemen çevreler TKP’ne özgürlük vermezler. Onlar, demokratik gelişmeden, anti-emperyalist demokratik hareketin gelişmesinden ve egemen olmasından korkuyorlar.” Bilen yoldaş, Partinin legale çıkması sorununu ve aşırı gerici büyük sermaye çevrelerinin anti-komünizmi ve TKP düşmanlığını körüklemesinin nedenlerini yanıtlamaya böyle başlıyor.
Daha sonra, işçi sınıfımızın ve halkımızın sosyal kurtuluş savaşının geliştiğini, özellikle bugünkü gerici-faşist karması hükümeti memleketin başından atmakla halkımızın ileri demokratik bir düzene kavuşacağını belirten Bilen yoldaş, “TKP, Türkiye’nin kurtuluş yolunu, bağımsızlık yolunu, Türkiye’nin barış ve güvenlik yolunu, onun NATO’dan, CENTO’dan çıkmasında görüyor. Anadolu’daki atom harmanları, saldırı üsleri kaldırılmalıdır. Ordumuz NATO’nun komutasından geri alınmalıdır” diyor. Ve burjuvazinin TKP’ni yasaklatmakta direnmesinin nedeninin, TKP’nin bunalımdan çıkış yolu arayan milyonlara bu yolu göstermesi olduğunu belirtiyor.
Anti-emperyalist demokratik cephe konusunda ise, TKP’nin bu sorunu “Tek parti döneminde de, sözde çok partili dönemde de” elden bırakmadığını hatırlatan Bilen yoldaş, şöyle devam etti: “Yalnız bu sorun TKP’nin tek başına çözümleyeceği bir sorun değildir. Öteki demokratik, anti-emperyalist, anti-feodal güçlere ve örgütlere de bu konuda tarihsel sorumluluklar, görevler düşmektedir. Büyük burjuvazinin, emperyalizmin kışkırttığı anti-komünizm bu ulusal sorunun çözümünü bir hayli zorlaştırmıştır. Bugün anti-komünizmin gide gide kırıldığını görüyoruz. Birçok yığınsal gösterilerde, grevlerde “TKP’ye özgürlük!” “141. ve 142. maddelerin kaldırılması haykırışlarını duyuyoruz. Bu olay, ulusal demokratik cephe sorunun olgunlaştığını gösteriyor. Partimiz bütün demokratik, anti-emperyalist güçlerle diyaloglar kurmaya hazırdır.”
- Atılım