Bir zamanlar “Gençliğin Yolu İşçi Sınıfının Yoludur” sloganı ile vurgulanan politik gerçeklik, emekliler için de söz konusudur. Diğer bir deyimle, Emeklilerin de Yolu İşçi Sınıfının Yoludur.
Emeklilerin toplu sözleşmeli sendika hakkı için yıllardır devam eden mücadelesi, sendikal hak ve özgürlükler üzerindeki yasakların kaldırılması ve sömürünün sınırlandırılması için işçi sınıfının sermayeye karşı yürüttüğü sınıf mücadelesinden soyutlanamaz.
Yasal çalışma sürelerini tamamlayarak emekli olmaları nedeniyle üretim süreci dışında kalan emekliler esasen işçi sınıfının bir parçası olarak değerlendirilmelidir.
Sınıf ve kitle sendikacılığının en temel ilkelerinden biri olarak değerlendirilen ve “İşyerinde Birlik, İşkolunda Birlik, Ülke Çapında Birlik ve Uluslararası Birlik” şeklinde tanımlanan “Birlik İlkesi” gereğince sınıf sendikalarının en başta gelen görevlerinden biri, işçi sınıfının sermayeye karşı sendikal birliğini gerçekleştirmektir. Bu gerçeklik, sınıf ve kitle sendikacılığının olmazsa olmaz koşuludur.
Bir taraftan sınıf ve kitle sendikacılığını savunuyormuş gibi görünerek, diğer taraftan emeklilerin işçi sınıfı ile birlikte sendikal birliğinin sağlanmasına hangi gerekçe ile olursa olsun karşı çıkmak tam anlamıyla samimiyetsizliktir. Birlik karşıtı tavırların arka planında başka niyetlerin de olabileceğini akıldan çıkarmamak gerekir.
Sendikacılık bir meslek ve ikbal kapısı değildir. Böyle düşünenlerin ve davrananların emeklilerin ve işçi sınıfının onurlu mücadelesine kazandırabileceği hiç bir şey yoktur.
Aklının bir köşesinde herhangi bir kariyerist amaç taşımayan, sınıf ve kitle sendikacılığını ilke edinmiş ve gerçekten işçi sınıfının ideolojisine samimiyetle inanan kadrolara düşen en önemli görev, emeklilerin ve işçi sınıfının siyasal, ulusal ve dinsel temeldeki bölünmüşlüğüne derhal ve öncelikle son vermektir.
Bu onurlu görevin yerine getirilmesinde katkı sağlayanlar, Türkiye işçi sınıfının sendikal mücadele tarihinin şanlı sayfalarında hak ettikleri yeri alacaktır. Aksi halde bu konuda engel olanları tarih affetmeyecektir.
Zafere giden yol birleşik yığınsal mücadeleden geçmektedir. Birleşirsek kazanırız, bölünürsek yok oluruz.
15-16 Haziran’ı, DGM ve MESS Direnişlerini yaratan DİSK'in, Kemal Türkler ve yoldaşlarından miras kalan şanlı mücadele bayrağını geleceğe taşımak için omuz omuza hep birlikte yürüyelim.
Türkiye’nin Bütün Emeklilerini Birleştirmek İçin Haydi, Görev Başına!
Yaşasın Tüm Emeklilerin Birlik ve Dayanışması!
Birleşe birleşe kazanacağız!
- Selim Dikel