Ceyda Karan, Sputnik Türkçe yayınında 31 Mart 2020 günü Doç. Burak Bilgehan Özpek'i konuk etmiş.
Küresel koronavirüs pandemisine karşı dünya çapında devletlerin aldığı önlemleri, devletlerin kriz karşısındaki tutumlarını ve Türkiye örneğini konuşmuşlar.
Konuşma oldukça uzun, içinde bol miktarda genel doğrular da var. Yazının tamamını merak edenler buradan "Koronavirüs krizinde merkezi otorite olarak kurumsal sorumluluk sergileyen kazanacak, popülist liderlikler yara alacak" okuyabilir.
Doç. Burak Bilgehan Özpek, görüşlerini anlatırken bunun 'kapitalizmin krizi olmadığını', sosyalizmde de bu doğal salgının yaşanabileceğini söylemiş.
Çok zekice!, gerçekten de salgın sosyalizmde de yaşanır, kapitalizmde de yaşanır.
Kış sosyalizmde de yaşanır, kapitalizmde de yaşanır.
Arada küçük bir fark vardır, sosyalizmde yaşıyorsan, kamucu, emekçileri önceleyen bir sistemde yaşıyorsan herkesi ücretsiz tedavi ederler.
Kapitalizmde yaşıyorsan sağlık sigortan yoksa, paran yetmiyorsa ölebilirsin.
Sosyalizmde, kış geldiğinde herkesin sığınabileceği bir evi, evinde ısıtma sistemi vardır.
Kapitalizmde, yüzbinlerce evsizden biri olabilirsin, soğukta donarak can verebilirsin.
Devamla demiş ki:
''Bir liberal olarak AK Parti’nin yapabileceği piyasaya müdahale içeren adımları destekleyebilecek noktadayım şu anda. Evimden çıkamıyorum çünkü. Beni hayatta tutması lazım. Birkaç ay sonra bu işler düzelince dükkanların tekrar açılması gerekiyor.
Bana emeklilerin ikramiyelerini ödemiyorum, memur maaşlarının yüzde 20’sini kesiyorum, vergilerinizi yüzde 10 arttırıyorum fakat bunu bir süre kaldıracağım, bu olağanüstü bir hâl dese, bu sorumluluğu alsa ben bunu kabul edebilirim, birçok insan da öyle.
Çünkü devlet şiddet kullanma tekeline sahiptir ve bunu yapmak hakkıdır. Siyasi olarak bedel ödemekten korktuğu için bu tip faaliyetler içine girmiyor AK Parti.''
AKP'nin piyasaya müdahalesini destekleyebileceğini okuyunca umutlanıyoruz, üç cümle sonra umut yerini hayal kırıklığına bırakıyor. Meğer, müdahaleden anladığı emeklilerin ikramiyelerini kesmek, memur maaşlarını yüzde yirmi azaltmak, vergileri yüzde on arttırmakmış. Nedense aklına, dolar milyarderlerinden, dolar milyonerlerinden servet vergisi almak, yap işlet projelerine bütçeden garantili avantajları kaldırmak gelmiyor.
Evinden çıkamıyor, çünkü salgından korkuyor. Oysa ki emekçiler, hâlâ bir işleri varsa korksalar da evden çıkıyorlar, çıkmazlarsa işsiz kalıp sefil olacaklar çünkü.
Biz emekçiler, emekliler bu ''liberal'' uzmanı hafızamıza kaydediyoruz.
- Fatih Kaplan
01 Nis 2020
