Milyonlarca emekçinin oyunu alarak işbaşına geldiği 18 yıldan beri uyguladığı ekonomik politikalarla, ‘Emek karşıtı, sermaye ve patron dostu’ olduğunu açıkça ortaya koyan siyasi iktidar, ‘Ekonomi ve Hukukta Reform’ çalışması bahanesiyle ‘İş Dünyası’ adını verdikleri milyarder patron örgütleri olan TÜSİAD, MÜSİAD ve TOBB yöneticileri ile peş peşe görüşmeler yaparken, ‘Emek Dünyasının’ temsilcilerinden biri olan emekli sendikaları hakkında açılan kapatma davaları ile emekli sendikalarını haksız ve hukuksuz bir şekilde faaliyetten men ederek, insanca ve onurlu bir yaşam için mücadele eden emeklileri susturmak istemektedir.
Tüm Emekliler Sendikası (Tüm Emekli-Sen) hakkında Ankara Valiliği tarafından Ankara 34. İş Mahkemesi’nin 2020/79 Esas sayılı dosyasından “Sendika Faaliyetinin Durdurulması ve Sendikanın Kapatılması” talebiyle 17.02.2020 tarihinde açılan davada, 30.09.2020 tarih ve 2020/333 Karar sayılı kararla, “Ülkemizin mevcut yasal düzenlemeleri ve T.C. Anayasası’nın amir hükümleri karşısında emeklilerin sendika kurması ve sendikal faaliyet göstermesinin mümkün olmadığı” gerekçesi ile Tüm Emekli-Sen’in kapatılmasına karar verilmiştir. Sendika tarafından söz konusu karara itiraz edilmiş olup, iç hukuk süreci devam etmektedir.
Diğer taraftan yine Ankara Valiliği tarafından Emekliler Sendikası (DİSK Emekli-Sen) hakkında Ankara 26. İş Mahkemesinin 2020/35 Esas sayılı dosyasından açılan davanın 17.12.2020 tarihinde görülen 4. celsesinde Ankara Valiliği Avukatı, “Mevcut yasal düzenlemeler ve Anayasa’nın amir hükümleri karşısında emeklilerin sendika kurması mümkün bulunmadığından herhangi bir araştırmaya gerek olmadan davanın kabul edilerek sendikanın kapatılmasına karar verilmesini” talep etmiş olup, mahkeme tarafından duruşmanın 16 Şubat 2021 Salı günü saat: 10.03’e bırakılmasına karar verilmiştir.
“İnsanca, onurlu bir yaşam” talebi ve “Demokrasi mücadelesinden emekli olunmaz” şiarı ile 1995 yılında DİSK’in öncülüğünde emekli yurttaşların başlattığı toplu sözleşmeli sendika mücadelesi bugün hala devam etmektedir ve kazanıncaya dek devam edecektir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Milyarlarca liralık servet sahibi olan işverenlere hiç ihtiyaçları olmadığı halde sendika kurma hakkı tanıyıp, buna karşın açlık ve yoksulluk sınırının altındaki maaşlarla yoksulluğa ve sefalete mahkum edilen milyonlarca emekli yurttaşın sendika hakkının engellenmesi girişimlerini kabul etmiyoruz ve asla da kabul etmeyeceğiz.
Emeklilerin sendikal hak mücadelesi esas olarak kamu emekçilerinin (memurların) 1989 yılında başlattığı sendikal mücadele ile aynı süreçten geçmektedir.
O yıllarda Öğretmen, Maliyeci, Belediyeci, Sağlıkçı ve diğer kamu emekçileri tarafından kurulan memur sendikaları “Memurların sendika kurma hakkı olmadığı” gerekçesi ile kapatılmış ve mühürlenmiştir.
Ancak, kamu emekçilerinin ısrarlı ve kararlı bir şekilde sürdürdüğü fiili ve meşru mücadele sonunda 1982 Anayasası’nın 51. Maddesinde yer alan “İşçiler ve işverenler sendika kurabilir” ibaresi “Çalışanlar ve işverenler sendika kurabilir” şeklinde değiştirilerek, memurların “Sendika Kurma ve Toplu Sözleşme Hakkı” için gerekli Anayasal ve yasal düzenlemeler yapılmıştır.
Dolayısıyla, bugün için de “emeklilerin sendika kurma hakkı olmadığı” iddiası gerçekçi değildir.
Kamuda, özel sektörde veya kendi namı hesabına yıllarca çalışıp hizmet üreten, ekonomiye artı değer katan, ödediği vergilerle ve sigorta primleriyle devlet bütçesine katkı sağlayan milyonlarca emekçi yurttaş, yasal çalışma süresini tamamlayıp yaşlanarak emekli olmak suretiyle çalışma hayatının dışına çıkmaktadır.
Ancak, milyonlarca emeklinin işvereni durumundaki bir devlet kurumu olan SGK tarafından maaş ödenmeye devam edilmektedir. Bu sosyal devlet olmanın kaçınılmaz bir görevidir. Aksi halde toplumlar ve dolayısıyla devletler ayakta duramaz, çöker.
Emekli sendikaları kapatılamaz
Emeklilerin, ekonomik, demokratik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için sendika kurmaları yasal ve meşru olup, kaynağını Anayasadan almaktadır.
Anayasada ve yürürlükteki yasalarda emeklilerin sendika kurmasını yasaklayan herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Anayasa’da açıkça yasaklanmayan bir hakkın kullanılması söz konusu olduğunda hukuk açısından esas olan özgürlüklerdir.
Temel hak ve özgürlüklere ilişkin tüm uluslararası sözleşmelerde, sendika kurma hakkı bir insan hakkı olarak herkese tanınmıştır.
Anayasamızın 17. ve 90. maddeleri ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 23/4. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11/1. maddelerinde yazılı olan metinlerde de açıkça görüldüğü gibi, Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmeler dikkate alındığında yürürlükteki Anayasanın 17. ve 90. madde hükümlerine dayanılarak kurulan emekli sendikaları yasaldır ve haklarında kapatma davası açılamaz.
T.C. Anayasası
Madde 17 - Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Madde 90 - Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi
Madde 23/4 - Herkesin çıkarını korumak için sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkı vardır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
Madde 11/1 - Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir.
Sendika hakkı engellenemez
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi” başlıklı 118. Maddesinin 2. Fıkrasında; “Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” denilmektedir.
Söz konusu yasa kapsamında, 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa göre kurulan ve faaliyet gösteren işçi ve memur sendikalarının eylem ve etkinlikleri sırasında yaşanan sendikal faaliyeti engelleme girişimleri karşısında, özel sektöre ait işyeri patronları ve yöneticileri ile kamu kurumları yöneticileri hakkında daha önce verilmiş mahkumiyet kararları mevcuttur.
Emekli sendikaları, her ne kadar kuruluş ve çalışma esaslarını belirleyen bir yasal düzenleme mevcut olmasa da hukuki dayanağını Anayasa’nın 90. Maddesi ile Uluslararası Sözleşme hükümlerinden almaktadır.
Emekli sendikalarının faaliyetten men edilerek kapatılmasına ilişkin idari talebin hukuki dayanağının bulunmamasına rağmen, siyasi iktidarın talimatı üzerine Ankara Valiliği tarafından kapatma davalarının açılmış olması aynı zamanda kamu görevinin kötüye kullanılması anlamına da gelmektedir.
Dolayısıyla, Ankara Valiliği’nin kapatma davasına dair talebi, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 118. Maddesinin 2. Fıkrasında belirtilen “hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi” şeklinde de değerlendirilebilir.
Ankara Valiliği tarafından, “mevcut yasal düzenlemeler ve Anayasa’nın amir hükümleri karşısında emeklilerin sendika kurmasının mümkün bulunmadığı” iddiası ile açılan kapatma davaları tamamen hukuk dışıdır.
Bu nedenle, Tüm Emekliler Sendikası (Tüm Emekli-Sen) ve DİSK Emekliler Sendikası (Emekli-Sen) hakkında açılan kapatma davaları derhal geri çekilmelidir.
TBMM’ye çağrı: “Emekli sendikaları statü yasası çıkarılmalıdır”
Milyonlarca emekli yurttaşın oylarıyla işbaşına gelen siyasi iktidara ve T.B.M.M.’ne düşen görev, mevzuattaki yasal boşluğun arkasına sığınarak emeklilerin sendikal haklarını engellemek değil, emekli yurttaşların insanca ve onurlu bir yaşama sahip olabilmelerini sağlamaktır.
Bu görev, aynı zamanda demokratik hak ve özgürlüklerin uygulanması bakımından da elzem ve kaçınılmaz bir görevdir.
Dolayısıyla, yapılması gereken şey emekli sendikalarını kapatmak için dava açmak değil, bu konuda gerekli olan Anayasal ve yasal düzenlemeleri bir an önce gerçekleştirmektir.
Bunun için, emekli maaşlarının hükümet tarafından sahte enflasyon oranlarına göre tek yanlı olarak belirlenmesi uygulamasına derhal son verilmeli ve maaşların toplu sözleşme yoluyla belirlenmesi için, Anayasanın “Sendika Kurma Hakkı” ve “Toplu Sözleşme Hakkı” ile ilgili 51. ve 53. Maddelerine “Emekliler” ibaresi eklenerek, emeklilerin sendika kurma ve toplu sözleşme hakkı Anayasal güvence altına alınmalıdır.
- İnsanca yaşam, güvenli gelecek ve toplu sözleşmeli sendika hakkı için Türkiye’nin bütün emeklileri birleşin!
- Yaşasın toplu sözleşmeli sendika mücadelemiz!
- Emekliyiz, haklıyız, kazanacağız!
- Selim Dikel