Emekli yurttaşların, “İnsanca, onurlu bir yaşam” talebi ve “Demokrasi mücadelesinden emekli olunmaz” şiarı ile 1995 yılında DİSK çatısı altında başlattığı toplu sözleşmeli sendika mücadelesi, siyasi iktidarın adli ve idari tüm engelleme girişimlerine ve emekli hareketinde yaşanan bölünmüşlüğe rağmen bugün hala devam etmektedir.
Ancak, 25 yıldan beri süren sendikal mücadele sürecinde ne yazık ki sayısı 13 milyonu aşan emeklilerin henüz birkaç bini sendika üyesi yapılabilmiştir.
Sendikalar, işçi sınıfının doğuşundan beri vardır. Sömürü devam ettikçe, sömürüye karşı mücadele eden sendikalar var olmaya devam edecektir.
Sınıf mücadelesi sendikalarda başlar. Sendikalar, yöneticileri için ikbal kapısı ve sendikacılık ise bir meslek değildir.
Gönüllülük temelinde ve üyelerinin çıkarlarını korumak amacıyla kurulan sınıf sendikaları işverenden, devletten ve siyasi partilerden bağımsız olarak sınıf ve kitle sendikacılığı ilkelerine göre faaliyette bulunur.
Emekli kimliği taşıyan herkesi kapsamak emekli sendikasının öncelikli hedefi olmalıdır. Dil, din, ırk, siyasi görüş, cinsiyet ayrımı gözetmeden tüm emeklileri üye yapmayı, sınıf ve kitle sendikacılığı ilkeleri temelinde ortak sendikal hedefler ve program doğrultusunda sınıf mücadelesine katmayı hedeflemelidir.
Sınıf ve kitle sendikacılığının en temel ve en önemli ilkelerinden biri “Birlik” ilkesidir. İşçi sınıfı ve tüm emekçiler, sermayeye, işverenlere ve hükümetlere karşı gücünü birliğinden alır. İşverenlerin ve hükümetin karşısında bölünmüş vaziyette hak aramak ve başarıya ulaşmak mümkün değildir.
Mevcut emekli sendikalarının fiili ve meşru mücadele yoluyla toplu sözleşmeli sendika hakkını elde edebilmesi için milyonlarca emeklinin tek çatı altında örgütlenmesi zorunludur.
Bu nedenle, değişik isimler altında örgütlenmiş emekli sendikalarının birleşik mücadelesi ve örgütsel birliğinin gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Emekli sendikaları hakkında açılan kapatma davaları ve ülkemizin içinde bulunduğu koşullar dikkate alındığında, Tüm Emekli-Sen ve DİSK Emekli-Sen’in tabanlarından genel merkezlerine kadar tüm üye ve yöneticileri tarihsel bir görev ve sorumlulukla karşı karşıya bulunmaktadır.
Görev, yıllardan beri insanca onurlu bir yaşam ve toplu sözleşmeli sendika hakkı için mücadele eden emeklilerin birleşik mücadelesinin ve örgütsel birliğinin gerçekleştirilmesidir.
Bu onurlu görevin yerine getirilmesine katkıda bulunanlar, Türkiye işçi sınıfının sendikal mücadele tarihinin şanlı sayfalarında hak ettikleri yeri alacaklardır.
Sınıf ve kitle sendikacılığı temelinde yeni bir atılımla emeklilerin birleşik sendikal mücadelesini gerçekleştirmek için bir an önce harekete geçilmelidir.
Artık söz bitti, şimdi birlik zamanıdır. Birleşirsek kazanırız, bölünürsek yok oluruz.
İnsanca onurlu bir yaşam, huzurlu güvenli bir gelecek ve toplu sözleşmeli sendika hakkı için, Türkiye’nin bütün emeklileri birleşin.
- Selim Dikel