Haziran / 1980
Türkiye uzun yıllardır, NATO’nun bir tutsağı, kölesi durumundadır. Bu emperyalist saldırganlık blokuna Türkiye’yi sokanlar, onu bu boyunduruğu koşanlar halkımızı korkunç bir haraca bağlamışlardır. NATO değirmeni Türkiye’nin özdeksel-tinsel tüm kaynaklarını öğütüyor. NATO yeni sömürgecilik sisteminin bir emme-basma pompası, askersel-politik mekanizmasıdır. NATO’da Türkiye, emperyalistlerin örsüyle çekici arasındadır. Hemen her NATO toplantısından sonra Türkiye halkının sırtına yeni bir yük yükletiliyor. NATO elebaşları dayatıyor, dizginlerini tuttuğu küçük, “ortakları”na: “Bizden silâh al, silâhlan!” diyor.
Yayılıcı Amerikan emperyalistleri, Türkiye’deki saldırı ve casusluk üslerini daha geniş çalıştırma aşamasına geçtiler. Uzatmalı ikili kölelik anlaşmasıyla bunu sağladılar.
Bugünkü işbirlikçi Demirel hükümetinin içte halk yığınlarına, özellikle işçi sınıfına karşı zorbalık, kanlı baskı politikası, dışta Amerika’ya, NATO’ya kölelik tutumu anayurdu, tüm halkımızı korkunç uçurumlara doğru hızla sürüklüyor. Amerikan üsleri üstüne araştırma yapan Cumhuriyet Senatosu Komisyonu’nun verileri, bu üslerin hem Sovyetler Birliği’ne, hem Ortadoğu ülkelerine karşı olduğunu vurguluyor. Tehlike böylesinedir.
Yabancı üsler, ordunun NATO komutasında olması, silâhlanma, uzun yıllardır bu yolda yapılan harcamalar, ekonominin askersel raylara bindirilmesi geniş halk yığınları için yıkım, bir avuç işbirlikçi, tekelci vurguncu için, silâh alış-verişi yapanlar için, Amerikan, Batı Alman, İngiliz silâh fabrikatörleri için büyük vurgun kaynağı olmuştur. Türkiye Amerikan kaynaklarının verilerine göre, 1967 yılında, silâhlanmaya 604 milyon dolar, 1976’da ise 2 milyar 350 milyon dolar harcamıştır. Ve bu yükseliş durmamıştır. Gene Amerikan kaynaklarına göre, satın alınan silâhların bakımı için, yalnız yüksek yabancı uzmanlara, yılda 430 milyon dolar aylık ödenmektedir.
NATO komutasındaki yarım milyona yakın bir ordu, gene uzun yıllardır hazır yiyor. Ulusal gelire bir şeycik katmıyor, onu tüketiyor. Ve bu ordu, sıkıyönetimle ikide bir halkın üzerine sürülüyor.
İşsizlik, pahalılık, geri kalmışlık, konut, okul, hastane, doktor, içme suyu, kanalizasyon, bütün bu yoklar, kuyruklar artan NATO harcamalarıyla atbaşı gidiyor.
Bu yıkımı durdurmak için tek yol vardır: NATO’dan çıkmak! İkili kölelik anlaşmalarını yırtmak! Anadolu’dan Amerikan üslerini, atom harmanlarını kaldırmak! Günün parolası budur.
- Atılım