Soylu’nun din istismarı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AKP Bursa İl Başkanlığına yaptığı ziyaretinin ardından partililere hitaben bir konuşma yaptı.

Konuşmasında AKP’ye ve Erdoğan’a övgüler düzen Soylu, sözlerinin devamında ise din istismarının en son örneğini sergileyip, “Cenab-ı Allah biliyor. Milletimize hiç ihanet etmedik. Üzerimize ne kadar gelirlerse gelsinler hiç ihanet etmedik. Kim ne derse desin. Onun için sadece bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır.” ifadelerini kullandı.

Dini ve Allah’ı bu kadar rahat siyasi propagandasına alet eden Soylu’ya değişik çevrelerden tepkiler geldi.

Anayasa suçu işliyor
Soylu’nun açıklaması, Anayasa’nın 2. Maddesinde yer alan laiklik ilkesi ve 24. Maddesinde yer alan din ve vicdan hürriyeti ilkeleri ile ters düşmüştür.

Anayasa 2. Madde: “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” der.

Anayasa 24. Madde: “Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir.
Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.”

Hatırlatıyoruz:
O halde, iktidarının 20 yılını doldurmak üzere olan bir partiye şunları hatırlatmak boynumuzun borcudur;

  • Türkiye’nin tüm kamu mallarını haraç mezat özelleştirerek devleti ekonomik anlamda savunmasız bıraktınız.
  • Türkiye’de işsizliği, 20 yılda yüzde 10,3’den (yaklaşık 2,5 milyon), yüzde 21,9’a (yaklaşık 7,5 milyon) yükselttiniz.
  • Türkiye’yi 20 yıl önce kendini doyuran ilk 7 ülke olmaktan çıkarıp, samanı bile ithal eden, tarımı dışa bağımlı bir ülke konumuna getirirdiniz.
  • Türkiye’de yoksulluk sınırı 13 bin, açlık sınırı 4 bin lirayı bulmuşken, milyonlar yarınından endişe duyar hale getirdiniz.
  • Türkiye’de üniversite ve yüksek okul bitirmiş milyonlarca genci işsiz ve gelecek güvencesiz durumda bıraktınız.
  • Türkiye’yi kuyruklardan kurtardık derken, binlerce yurttaşın halk ekmek büfelerinde ucuz ekmek kuyruklarında sabah ayazında bekler hale getirdiniz.
  • İktidarınız sürecinde 28 bin 380 işçinin, 787 işçi çocuğun iş cinayetlerinde yaşamını yitirmesine göz yumdunuz.
  • İktidarınız sürecinde yüzlerce kadın, canını yitirdi, yüzlerce kadın tacize uğradı.
  • İktidarınız sürecinde, tarikat yurtlarında kalan onlarca çocuk yangınlarda yaşamını yitirdi, onlarcası taciz ve tecavüze uğradı.

AKP iktidarı boyunca halkımıza reva görülen bu olayların nedeni ile Soylu’nun arkasına sığındığı dini ögelerin tek bir bağlantısı olabilir, o da dini duyguları sömürerek vurgunculuk politikalarının önüne bir perde çekmek istenmesidir.

Soylu, bu açıklamasıyla, anayasanın laiklik ile din ve vicdan hürriyeti ilkelerini de ihlal etmiştir. Soylu’nun bu açıklamasının Anayasa suçu olduğunu tekrar ediyor, hukuka saygılı, savcı ve hakimleri göreve çağırıyoruz...

 

30 Ara 2021
paylaş