Şubat / 1983
“Türkiye barış güçlerinin dile getirdikleri derin kaygıların haklılığı artık kanıtlanmıştır. ABD'nin, Batı Asya ve Ortadoğu'da 19 ülkeyi kapsayan yeni bir 'Merkez Komutanlığı' (CENTOM) kurduğu ve buna 1 Ocak 1983'de eyleme geçirdiği açıklandı. Söz konuşu komutanlığın görevi, bölgede savaş eylemlerini ve manevralarını plânlamak, elindeki 200 bin kişilik “çevik güç” adlı birlikleri, savaşta ve bu arada adı geçen 19 ülkenin işçilerine karışmak amacıyla kullanmaktır.
“ABD, bu yeni 'Merkez Komutanlığı'nı eyleme geçirmekte, bölgemizde savaş hazırlığı yönünde yeni bir adım atmıştır. Bu, ABD emperyalizminin saldırgan politikasının yeni bir kanıtıdır. Kuşkusuz bu karar, ABD emperyalizminin dünya çapındaki militarist hazırlığının, nükleer silâhlanma politikasının ve hegemonyacı girişimlerinin bir halkasıdır. ABD emperyalist çevreleri, ülkelerinden binlerce kilometre uzaklıktaki tüm ülkeleri kendi 'çıkar bölgesi' ilân ediyor. Bölge halklarının egemenlik haklarına el uzatmış, dahası enerji ve hammadde kaynaklarının yollarını denetime almak niyetini açıklıyor.
“Türkiye'nin saldırgan ABD plânındaki yeri nedir? Generaller bu soruya açık bir yanıt vermekten kaçınıyorlar. Kamuoyunda 'çevik güçlere', nükleer savaş tehlikesini kamçılayan ABD emperyalistlerinin karşı büyüyen tepkiyi yatıştırmayı çalışıyorlar. Onlar, gerçek durumu yansıtmaya çalışan Atatürkçü ve ulusal islâmcı gazeteleri kapatıyor, başta komünistler olmak üzere tüm barış yanlısı, yurtsever ve demokratik güçleri yıldırmaya çalışıyorlar. Bu komutanlık ABD-İsrail stratejik işbirliği anlaşmasından bağımsız değildir. Bu komutanlık, Türkiye ile ABD arasında imzalanan bir dizi anlaşmadan, topraklarımızdaki NATO ve Amerikan üslerini genişletme girişimlerinden de bağımsız düşünülemez. Türkiye'ye bu saldırgan plânda tehlikeli bir rol verildiği çok açıktır.
“Geçtiğimiz günlerde açıklanan ve ABD Savunma Bakanı Weinberger'in imzasını taşıyan 22 Mart 1982 günlü gizli belge bu görüşü doğruluyor. Tam bir yıldır halkımızdan gizlenen bu belgeye göre, Türkiye'deki ABD üsleri, genişletilecek, bu üslere ABD hava kuvvetlerine bağlı savaş uçakları yerleştirilecektir. En önemlisi, Türk askersel birlikleri Basra Körfezi'yle bağlanmaya hazır tutulacak, bunun yanı sıra, Türkiye'ye gerektiğinde Güney Avrupa'dan Amerikan birlikleri getirilecektir.”
TKP MK Çağrısında, daha sonra Türkiye ile ABD arasında imzalanan 'Uyum Anlaşması'nın ve Bayülgen'in 26.1.83 günlü demecinin bu plânın uygulandığını kanıtladığını ve bunun Türkiye militarist çevrelerince desteklendiği belirtiliyor. Artan tehlikenin Sovyetler Birliği'nden değil, NATO ve Pentagon'dan geldiği, askersel diktatörlük rejiminin de tehlikeleri artırdığı vurgulanıyor ve şöyle devam ediliyor:
“TKP, ABD 'Merkez Komutanlığı'nın eylem alanına istemleri dışı alınan söz konusu 19 ülkenin halklarıyla, ABD emperyalizmine karşı savaşta dayanışma içindedir. TKP, ABD emperyalizminin ülkemizi bu 'komutanlık' aracılığıyla kardeş halklara karşı vurucu bir güç olarak kullanmasının önüne geçmek için hiçbir özveriden kaçınmayacaktır. Amerikan plânları Türkiye'nin de ulusal çıkarlarıyla kesin bir biçimde çelişiyor.
“Ortadoğu'da başlatılacak ve Türkiye'nin kaçınılmazlıkla sürükleneceği bölgesel bir savaş, tüm dünyayı nükleer bir yıkıma itebilir. Böyle bir serüven karşısında hiç kimse, sorumsuzca hareket edemez. TKP, generalleri ve onların hükümetlerini bir kez daha uyarıyor: Zaman varken, ülkemize ve halkımıza karşı onarılması olanaksız yeni suçlar işlemekten geri durun!
“Barış, ulusal bağımsızlık ve demokrasi yanlısı güçlerin önünde tarihsel, ertelenmez ve ivedi bir görev duruyor: Barışı korumak, halkımızı nükleer savaşta yok olmaktan kurtarmak, Türkiye'yi bölge halklarına karşı saldırı aracı olmaktan çıkartmak elimizdedir. Şimdi demokrasi isteyen, sosyal hak ve en önemlisi yaşama hakkı isteyen herkes barış için savaşmalıdır. Anayasa referandumu öncesi savaşımı günlerinde olduğu gibi, her türlü araç ve olanakları kullanalım, ABD emperyalizmin yeni saldırgan politikasını ve Türkiye'yi serüvene iten cuntayı protesto edelim. Nükleer silâhlanmaya, savaş tehlikesine karşı barış ve tüm komşu halklarla bölgedeki 19 ülkenin halklarıyla dostluk için sesimizi yükseltelim.
Çevik güçlere geçit yok!
Amerikan Merkez Komutanlığı'nı durdurun!”
TKP MK 27 Ocak 1983
- Atılım