Amerikalı defol

Ağustos / 1983

Vedat Demircioğlu. Bu yurtsever, bu sosyalizme yürekten inanmış genç bundan 15 yıl önce öğrenci gençliğin Amerikan 6. Filosu’na karşı yürüttüğü protesto eylemleri sırasında polis tarafından barbarca öldürülmüştü. Demircioğlu’lar, Turgut Aytaç’lar, Duran Erdoğan’lar, Deniz’ler, Çayan’lar öldürüldü ama, kanlı 6. Filo da uzun yıllar büyük limanlarımıza gelmeye cesaret edemedi. Şimdi ise, cunta ABD ile yeni bir anlaşma imzaladı: Bundan böyle 6. Filo’nun gemileri, hem de bu kez nükleer artık bırakanlar, yeniden sularımızı kirletebilecek, ABD’ye yeni üsler verilmesi, Çevik Kuvvetlere topraklarımızın açılması, Türk ordusuna Ortadoğu’da jandarmalık yaptırılmak istenmesi, AWACS casusluk uçaklarının ülkemize gelmesine izin verilmesi, vb… ne eklenen yeni bir uşaklık belgesi daha!

ABD Büyükelçisi Hupe, SİA Anlaşmasına dayanarak, küstahça “ABD’nin Türkiye’ye yeni atom silâhları sokma hakkı vardır” diyor. Saldırgan Reagan yönetiminin baş adamlarında R. Peris “Türkiye’nin doğusunda askersel boşluk var” diyor, cuntanın Savunma Bakanı H. Bayülken derhâl onaylıyor. “Türkiye’yi modern silâhlarla donatın ki, bölgede caydırıcı olsun” diyor. İngiliz New Statesman dergisi, Irak topraklarındaki operasyonun aylarca önce plânladığının Washington’da bilindiğini yazıyor, cunta yönetiminin Irak’ta bir karışıklık olduğunda, ABD onayıyla, bu ülkeye dalıp Kerkük petrollerine el koyma niyetlerinden söz ediyor. Yine aynı dergi, Türkiye ile Pakistan’ın nükleer silâh teknolojisi üzerine işbirliği yaptıklarını, ABD yönetiminin buna göz yumduğunu yazıyor.

ABD yönetiminin, Türkiye-Sovyetler Birliği İlişkilerini bozmak, soğuk savaş rüzgârları estirmek için her türlü yalanı, provokasyonu kullanıyor. “Hürriyet” gazetesi, Sovyetler Birliği’nin Türkiye’yi ele geçirme plânları, olduğu yalanını 20 yıl sonra yeniden piyasaya sürüyor. Kıbrıs’ın işgaliyle bu “plânların” suya düştüğünü söyleyerek, üstüne üstlük Kıbrıs’ın işgalini de kendince haklı göstermeye çalışıyor. Yine aynı gazete, “Rusya Kuzey İran’ı işgal edecek” diye yazıyor ve ekliyor: “Türkiye’deki Amerikan üsleri en üst düzeyde teyakkuza geçirildi”. Sovyetler Birliği’nin “Kuzey İran’ı Batı Avrupa’ya Amerikan roketleri dikilince işgal edeceği”ni de ekleyecek, Batı Avrupa’ya ve giderek ülkemize Sovyetler Birliğini hedef alan atom roketleri yerleştirilmesini haklı göstermeye çalışıyor. Televizyonda, “Sovyet saldırısı” üstüne kurulu Amerikan yapımı “Üçüncü Dünya Savaşı” filmleri oynatılıyor. Öte yandan, Ağca tertibi yeniden piyasaya sürülüyor. Ağca’ya “bu işleri kendisine KGB’nin yaptırttığı” söyletiliyor. Ağca olayı artık gerek uluslararası alanda, gerekse ülke içinde emperyalizmin antisovyetizmi olağanüstü bir biçimde artırmak istediği zamanlarda ısıtıp ısıtıp kullandığı bir araç durumuna gelmiştir. Aynı şekilde, CİA güdümlü Ermeni teröristlerinin tertipleri de, ülkede şovenizmi kışkırtmak, cuntanın içerdeki baskı ve dışa karşı saldırganlık tehditlerini yoğunlaştırmak için kullanılmaktadır.

ABD eliyle çılgın boyutlara doğru götürülen bu soğuk savaş histerisi, cuntanın içerde baskıları arttırmasını da beraberinde getiriyor. Barış Derneği yöneticilerinin, nükleer savaş tehlikesine karşı çıktıkları, komşularla iyi dostluk ilişkileri ve bağlantısız bir dış politika istedikleri için sıkıyönetim mahkemelerinde “Sovyetlere bağlı teröristler” suçlamasıyla yargılanmaları sürüyor. Pervari kaymakamı K. Baykal’ın, yıllarca önce Mustafa Kemal’in “Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı, tüm milletçe savaşmayı caiz gören bir mesleği takip eden insanlarız” sözleri yazılı bir büstünü diktirmiş olduğu için işine son veriliyor. Basın iyice susturuluyor. Sendikalar iyice cuntanın güdümüne alınıyor.

Reagan yönetimi ile cunta arasındaki saldırgan, aşırı gerici anti-Sovyetik işbirliği döne döne artıyor. Böylece, Türkiye’mizin ABD’ye uydulaşması artıyor, iç gericilik, şovenizm güçleniyor. Ülke yeni tehlikelere doğru sürükleniyor. Bu durumda, tüm yurtseverlerin, barış isteyen herkesin Vedat Demircioğlu gibi “Amerikalı defol” belgisini yükseltmesi her zamankinden daha yakıcı oluyor.