Türkiye Amerika'ya hizmet etmek zorunda değildir

Mart / 1985

Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ, ABD’ye hareketinden önce hükümete bir rapor sundu: 28 Şubat 1985 günlü milliyet gazetesinde yer alan raporda, açıkça dolar karşılığı Türkiye topraklarının bir bölümünün ABD’ye üs olarak kiralandığı itiraf ediliyor. Yine raporda, bütün NATO ülkeleri içinde son on yıldır kendi ulusal kaynakları çerçevesinde savunma harcamalarında en çok artış yapan ülkenin Türkiye olduğu ve bunun “Türkiye’nin kalkınmasını engellediği” belirtiliyor.

Bütün bunlar komünistlerin, sol güçlerin yıllardır kamuoyuna açıkladığı, egemen çevrelerin ise kamuoyunun dikkatinden özenle uzak tutmaya çabaladığı gerçeklerdir. Rapor militarist kliğin çifte ölçütünün, ikiyüzlülüğünün bir belgesidir. Onlar halkın karşısına çıkıp, “biz NATO ülkeleri içinde ulusal kaynaklardan silahlanmaya en çok para ayırıyoruz, böylece kendi ellerimizle ülkemizin ekonomik kalkınmasını baltalıyoruz.” diyemiyorlar. Halka dobra dobra“ sizin çoluk-çocuğunuzun rızkından zorla kestiğimiz milyarları kendi ellerimizle silahlara yatırıyoruz” diyemiyorlar. İşte ancak şimdi olduğu gibi, Washington’dan daha çok yardım dilenirken, kendilerinin daha çok dolar ve silah almayı hak ettiklerini efendilerine “kanıtlayabilmek” için bu gerçekleri dile getiriyorlar. Bu itiraf karşısında, ihanetin böylesi karşısında artık ne denebilir?

Demek ki, komünistlerin, sol güçlerin öteden beri dile getirdikleri gerçeklerin onlar da farkındadırlar. Peki, bütün bunlardan nasıl bir sonuç çıkıyor?

Genel Kurmay Başkanı’nın hükümete sunduğu raporda, Yunanistan’daki Amerikan üslerinin Yunan topraklarından atılması durumunda bu üslerin Türkiye topraklarına aktırılması olasılığından söz ediliyor. Bununla ilgili olarak da, “her hizmetin bir bedeli vardır” deniliyor.

Bu sözler ne anlama geliyor?

Yıllarca şunu dediler ve hala diyorlar: “Amerikan ve NATO üsleri Türkiye’yi koruyor. Bu üsler düşmanı caydırıcı bir işlev görüyor.”

Biz de dedik ki: “Bu üslerdeki Amerikan roketleri, nükleer silahlar komşularımızı hedef alıyor. Bu da, Türkiye topraklarını bir karşı darbenin hedefi durumuna getiriyor. ABD emperyalizminin yaratacağı bir çatışma durumunda yaşamını yitirecek olan milyonlarca Anadolu insanıdır, bizim insanlarımızdır.” Eğer topraklarımızdaki ABD üsleri, Türkiye’nin korunmasını ve savunmasını sağlıyorsa, Türkiye’ye hizmet ediyorsa. O zaman ABD böyle bir hizmet karşılığında niye Türkiye’ye üste para versin? Yok, eğer bu üsler ABD çıkarlarına hizmet ediyorsa (ki öyle), o zaman biz niye yurt topraklarını dolar karşılığı ABD’ye verelim? Üstelik bütün halkın yaşamını tehlikeye atalım?

Şimdi topraklarımızdaki irili ufaklı 60 ABD ve NATO üssünün varlığı yetmiyor. İran halkının söküp attığı Amerikan üslerindeki casusluk ve dinleme aygıtlarını, silahları Türkiye’ye aktardıkları yetmiyor. Yunanistan’ın atmaya hazırlandığı Amerikan üslerini, buradaki silah, araç ve gereçleri de Türkiye’ye taşımayı pazarlık konusu yapıyorlar. Hem ABD emperyalizminin Yunanistan üzerindeki baskılarına araç oluyorlar.
 
Hem de “her hizmetin bedeli vardır” diyerek açıkça üslerin Türkiye’ye değil, ABD emperyalizminin çıkarlarına hizmet ettiğini, dolar karşılığı Türkiye topraklarını ABD’ye kiraya verdiklerini itiraf ediyorlar. “Ne kadar çok dolar verirseniz, ABD’ye o kadar çok hizmet ederiz” diyorlar.

Genel Kurmay Başkanı’nın raporu, dolar karşılığı ABD’ye “hizmet” ettiklerinin, Türkiye topraklarını ABD’ye peşkeş çektiklerinin kayda geçmesidir. Kendi ağızlarından Amerikalı efendilerine uşaklık ettiklerini gösteren bir ibret belgesidir. Nitekim Pentagon, Üruğ’a üstün hizmet ve liyakat madalyasını boşuna vermiyor.

Şimdi Genel Kurmay Başkanı’ndan sonra, Başbakan Özal’da ABD’ye gidecek. Yüz kızartıcı tezleri Genel Kurmay’da hazırlanan, ön çalışmaları Genel Kurmay’da yapılan pazarlık Washington’da tamamlanacak. Süresi 1958 Eylül’ünde sona erecek olan Savunma İşbirliği Anlaşması, anlaşılan bir kez daha onaylanacak.

Şimdi bütün demokrasi güçleri bu onursuz pazarlığı protesto etmeli, Evren’in, Özal’ın Genel Kurmay Başkanı’nın resmi raporlarında itiraf ettikleri vatan hainliğine karşı seslerini yükseltmelidirler. Türkiye, Amerika’ya hizmet etmek zorunda değildir. Bizim vatanımız, 3–5 dolara satılık bir “muz cumhuriyeti” olamaz.

08 Nis 2022
paylaş