Kasım / 1985
Reagan yönetimi savaş çılgını planlarını geliştirdiğinden ve Türkiye, 12 Eylülcü militarist generallerin eliyle bu tehlikeli plânların peşine takıldığından bu yana, Türkiye toprakları Amerikan savaş birliklerinin talim alanına döndü. NATO tatbikatı adı altında, ortak tatbikat adı altında, Amerika sürekli olarak topraklarımızda, kara ve hava sularımızda mevcut anlaşmaların da üzerinde asker ve silâh bulunduruyor.
Tatbikatlardan biri bitiyor, öteki başlıyor. Bir bakıyorsunuz, Amerikan askerleri tankları, topları, mermileri, mutfakları ve çöpleri ile birlikte Eskişehir’e yayılmışlar. Bir bakıyorsunuz Amerikan tankları Erzurum’un yaylalarında doludizgin ilerliyor. Havadan askerler iniyor, mermiler patlıyor.
Şimdi Trakya’da da aynı manzara ile karşı karşıyayız. NATO manevraları adı altında Amerikan birlikleri uzun süredir Trakya’yı savaş alanına çevirmiş durumda. Aralarında elini Grenada halkının, Lübnan halkının kanına bulanmış 82. Hava İndirme Tugayı’nın da bulunduğu Amerikan Çevik Kuvvetleri Amerika’dan gelerek Trakya’ya indirme yapıyor ve çevreye yayılıyorlar. Amerikan F–16 savaş uçakları, İncirlik’teki Amerikan üssünden havalanarak Trakya üzerinde alçak uçuşlar yapıyor. Birkaç gün önce Akdeniz’de uçak korsanlığı yapmış olan 6. Filo’ya bağlı Saratoga uçak gemisi de tatbikata denizden katılıyor.
Ama bu arada, militaristlerin hiç de istemedikleri şeyler de oluyor. Manevraların geçtiği yörelerdeki yurttaşlar ne olup-bittiğini anlamaya çalışıyorlar. Neden bu yabancıların kendi topraklarında değil de bizim topraklarımızda tatbikat yaptıklarını kendi kendilerine soruyorlar. Tarlasından traktör yerine tankın, zırhlı aracın geçtiğini gören köylü, bir tankın yerine kaç traktörün yapılabileceğini hesaplamaya çalışıyor. Dumanlar savurarak geçen tankın kaç ton mazot yaktığını düşünürken, aklına kendisinin mazotunun her damlasını hesaplı harcamak zorunda kaldığı geliyor.
İşte kafalarda doğacak böylesi soruları daha başında etkisizleştirmek için, bu kez de, Pentagon’un propaganda uzmanlarının tekelci basın ile elele harıl harıl bir kampanya yürüttüklerine tanık olduk. Tekelci basın “Türkçe de biliyorlar”, “NATO Başkumandanı Rogers’in karısı tam bir halk kadını”, Trakya köylüleri savaşı sevdi” gibi başlıklarla, köfte ekmek yiyen, postallarını boyatan, “barışçı” Amerikan askerlerinin resimleri ile doldu.
Bu kampanya çerçevesinde, gazetecilere tüm dişlerini göstererek poz veren bir NATO generali, bir de demeç verdi. General, “Merak etmeyin Türk vergi mükelleflerinin cebinden tek kuruş çıkmıyor” diyor. Bu sözler, Türk askerlerini Amerika’nin çıkarları için Kore’de öldürmeye gönderen işbirlikçilerin sart ettiği “Amerika doları, biz ise Mehmetçiğin kanını koyduk” sözlerini hatırlatması bir yana, gerçeklerle de taban tabana zıttır.
Bunun en iyi kanıtı, tatbikat günlerinde Türkiye’ye gelen Evren’in samimi dostu, NATO Başkomutanı Rogers’in, Türkiye’ye silahlanma harcamalarını daha da artırması için dayatmalarda bulunmasıdır. Bu konularda “Türk vergi mükelleflerinin cebinden tek kuruş” çıkıp çıkmadığını da, Özal’ın silah sanayine destek fonu oluşturma adı altında, vergilerin daha da artırılacağını açıklaması ortaya koyuyor.
- Atılım