Pusulayı kaybetmemek

Çalkantılı bir dönemden geçiyoruz. Sömürgeci işgalcilikte ABD’yi taklit eden Fransa, 11 Ocak 2013’te Mali’yi işgal etmeye başladı. Hem de, bu ülkeyi Libya ve Suriye’de bizzat desteklediği İslamcı çetelerin tehdidinden korumak bahanesiyle. Hemen ardından, 22 Şubat’ta, ABD, Mali’nin komşusu Nijer’e 100 asker çıkardı. Nijer uranyum ve değerli madenler açısından zengin bir ülke.

Ne yaparlarsa yapsınlar, egemenlerin işi zor. Suriye halkının NATO’nun yönettiği emperyalist istilaya karşı kahramanca direnişi iki yılı buldu. ABD; İngiltere, Fransa, İsrail, Türkiye, Arabistan ve Katar’ın beslediği, eğittiği ve silahlandırdığı çeteler Suriye’yi çökertemedi. Suriye halkının ulusal ve mezhepsel temelde bölünmeyi reddetmesiyle AKP’nin Ortadoğu’daki yayılmacı hesapları şaştı.

Mısır ve Tunus’ta halk ayaklanmasının ikinci yıl dönümünde Müslüman Kardeşler diktatörlüğüne karşı yoğunlaşan halk eylemleri, emperyalizm ve işbirlikçilerinin devrimin enerjisini bastıramadığını gösteriyor. Yunanistan, Portekiz, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Slovenya kaynıyor. İsrail zindanlarında tutulan Filistinli tutsakların kitlesel açlık grevleri, Filistin’de sömürgeci işgale karşı yeni bir atılımın habercisi.

Öfkeli kitleler
Bu noktaya bir gecede gelmedik. Dünya kapitalist sistemini saran ekonomik kriz sürüyor. Krizin patlak vermesinden bu yana, bütün dünyada mitinglere, gösterilere, yürüyüşlere, grevlere, direnişlere, ayaklanma ve savunma savaşlarına katılan insanların sayısı 1980 sonrası dönemle karşılaştırıldığında, muazzam bir artış gösterdi. Kapitalizme ve emperyalizme karşı siyasal ve sosyal mücadelelerin kitlesel temeli olağanüstü biçimde genişledi.

Pusulasızlık
Ne var ki, kurulu düzene eylemli olarak muhalefet etmeye başlayan yeni öznelerin siyasal bilinci, örgütlenme düzeyi ve deneyimi, kaçınılmaz olarak, öfkelerinin çok gerisindeydi. Çünkü sosyalist ülkeleri çökerten neoliberal kapitalist karşıdevrim, devrimci partilerin çoğunluğunu umutsuzluğa itmiş, sosyalist ve devrimci hülyalarından vazgeçirmişti. Bu partiler, egemenlerin gözüne girmek için kendilerini gönüllü olarak kötürümleştirmişlerdi. Buna karşılık, yatık medyanın yıllarca süren tek yönlü şartlandırmasıyla kafası iyice bulanan kitleler, bilimsel öğretilerine sadık kalan ve en elverişsiz koşullarda devrim özlemini ayakta tutan partilerden uzak durmuştu. Sonuçta, devrimciler güçsüz düşmüş, mücadele alanlarına yeni çıkan kitleler ise pusulasız kalmıştı.

Arayış
Siyasal yaşama yeni uyanan kitleler, yollarını, çaresiz, el yordamıyla bulacaklardı. Nitekim, bir o yana, bir bu yana savruldular. Siyaset şarlatanlarının parlak sözlerine kapıldılar. Kendilerine her açıdan düşman parti ve örgütlerin bile zaman zaman peşine takıldılar.

Bu nedenle, Tunus ve Mısır’da halk devrimini gerçekleştiren yoksul halk kitleleri, iktidarı, emperyalizmin çok yönlü desteğini alan gerici-faşist Müslüman Kardeşler örgütüne kaptırdılar. Genel grevlerden ve aylarca süren halk gösterilerinden sonra İspanya’da iktidar, tam karşı uca, büyük sermayenin öz partisi sağcı Halk Partisi’ne geçti. Sayısız genel grev, miting, yürüyüş yapan Yunanistan işçi sınıfı ve emekçi halkı, iktidardan küçücük bir pay bile alamadı, iç ve dış dolar milyarderlerinin sağ-merkez koalisyonu hükümet oldu. Güney Kıbrıs’ta kapitalizmin kemer sıkma programını uygulayan Emekçi Halkın İlerici Partisi AKEL iktidarı, yerini sağcı Demokratik Seferberlik Partisi DİSİ’ye bıraktı. Devrimci özlemlerini bir yana bırakan partilerin iktidar süreci halk için anlamlı sonuçlar üretemiyor.

Teorinin önemi
Bu olumsuz gelişmelerin tek sevindirici yanı şu oldu: Sömürülen ve ezilen kitleler mücadele süreci içinde siyasetin gerçeklerini hızla öğrenmeyi bildiler. Temel hiçbir taleplerinin karşılanmadığını görünce, kısa bir sessizlik döneminden sonra yeniden dalga dalga harekete geçtiler.

Ders almayı bilenler için, yenilgi iyi bir öğretmendir. Tabii, en iyisi, yenilgiye uğramadan öğrenmektir. Yenilgiye uğramadan öğrenmenin yolu, öngörülü olmak, olaylara sağlam bir teorik bakışla yaklaşmaktır. Bu çalkantılı dönemde pusulayı kaybetmemek gerekiyor.

15 Mar 2013
paylaş