2 Temmuz günü Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) hakkında yeni bir düzenleme meclisten geçti. Cumhurbaşkanın da onayladığı yeni düzenleme ile ÖYM’lerin ortadan kaldırıldığı iddia olunuyor. Bilindiği gibi ÖYM’ler eski Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM) devamı niteliğindeydi. DGM’lerin de 70’li yıllarda anayasaya girdiği düşünülecek olduğunda tartışmanın yeni olmadığı açık.
ÖYM’lerin hükümetin gündemine girmesi ise MİT Müsteşarı’nın şüpheli sıfatıyla ÖYM savcılığına çağırılmasıyla başladı. Aynı zamanda cemaat ile hükümet arasındaki siyasi bir hesaplaşmanın dışa vurumu olan soruşturmadan rahatsız olan Başbakan, aynı günlerde ÖYM’lere yönelik “devlet içinde devlet” imasında bulunmuştu. Hükümete yakın kaynaklarda da ÖYM’lerin tam olarak iktidarın kontrolünde olmadığı şeklinde yorumlar da artmaya başlamıştı.
Haziran ortasında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından yayınlanan kararnameyle amacına tam olarak ulaşamayan AKP, ÖYM’leri “devlet içinde devlet” ya da bir başka ifadeyle “kendine karşı bir devlet” olmaktan çıkartmak için hamle yaptı. İktidar partisinin teklifiyle 3. yargı paketi olarak adlandırılan paketin içine ÖYM’lerin, yerini diğer ağır ceza mahkemelerine bırakmasına olanak veren bir değişiklik ekledi. Peki değişiklik ne anlama geliyor?
İsim değişikliğiyle demokratikleşme olmuyor
Mevcut ÖYM’ler çıkar amaçlı organize suç örgütleri, uyuşturucu ticareti, devletin bütünlüğü ve anayasal sisteme karşı işlenen örgütlü suçlar ile casusluk suçları gibi bazı suç tiplerine bakmakla yetkiliydi. Yeni düzenlemeye göre bu tür davalar bölgesel ağır ceza mahkemeleri eliyle görülecek.
İlk başta normalleşme yolunda bir adım gibi duran bu değişiklik aslında pek de “normal” değil. Çünkü bu mahkemelerin uzmanlaşması için bölge düzeyinde kurulması ve sadece tanımlanmış katalog suçlara bakması öngörülüyor. Bu ne demek? Yani, mahkemelerin başındaki “özel yetkili” ibaresi kaldırılıp, normal ağır ceza mahkemelerinden farklı olan yeni tür ACM’ler kurulacak. Başka bir söyleyişle yeni maske altında ÖYM zihniyeti varlığını korumaya devam edecek. Ancak bu değişiklik idari bir yeniden yapılanma anlamına geldiğinden de mevcut mahkemelerde görevli hâkim, savcı kadrosunun yeniden belirlenmesi kolaylaşmış olacak.
Kısaca, hükümet bir yandan “demokratik hamle yapıyorum” derken eski anti demokratik sistemi koruyacak; diğer yandan da kendisine uymayan kadroları değiştirme olanağına kavuşacak. Anlayacağınız her şey eski tas, eski hamam.
Hukuk yine başka bahara...
AKP pek çok alanda olduğu gibi hukuk alanında da sadece kendi işine gelen hamleleri yapıyor. ÖYM’lerin kaldırılması talebi yıllardır bütün ilerici ve demokratik kamuoyunun haklı istemi olarak ön plana çıkmışken, taleplerin içeriğini görmezden gelip, sadece şekil değişikliğine gidiyor.
Terörle Mücadele Yasası (TMY) garabetininin devam ettiği, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda olağanüstü yargılama usulünün varlığını koruduğu koşullarda ÖYM’lerin kaldırılmasının göstermelik olduğu şimdiden belli. Dahası insan “yine gelen gideni mi aratacak acaba” demekten de kendini alamıyor.
- Murat Nergiz
