Amerika'nın ünlü gazetesi New York Times'ın 29 Mayıs 2012 tarihinde açıkladığına göre, Amerikan istihbarat örgütü CİA ile Amerikan Savaş Bakanlığı Pentagon, dünyanın dört bir yanında Amerika'ya muhalif en tehlikeli kişileri belirleyip hazırladıkları “öldürülecekler listesi”ni her Salı günü Obama'ya sunuyormuş. Obama da bu kişileri yargısız infazla öldürme emrini bizzat veriyormuş. İnsansız uçaklar kullanılarak öldürülen bu kişilerin yanında tesadüfen bulunanlar da bu saldırılar sırasında tabii ki ölüyormuş.
Yani, dünya kapitalist sisteminin imparatoru Obama bizzat bir mafya babası gibi, hak hukuk yargı demeden keyfine göre insan öldürtüyormuş. İmparatorun insanlık ve hukuk kurallarını böylesine çiğnediği bir dünyada, imparatorun uzak ülkelerdeki uç beyleri neler yapmaz? Uludere faciasını biliyorsunuz, ekmek parası peşindeki 34 Kürt köylüsü hiç yoktan öldürüldü, hâlâ hesabı verilmedi.
Tablo ortada
Irak'ta, Afganistan'da, Libya'da, Filistin'de, Yemen'de, Bahreyn'de, Suriye'de sömürgecilerin açtığı savaşlarda öldürülen milyonlarca insan. Yunanistan'da, İspanya'da, Portekiz'de, İtalya'da, Türkiye'de, Almanya'da, İngiltere'de, Amerika'da işinden atılan milyonlarca işçi. Mısırda, Tunus'ta, Arabistan'da, Pakistan'da, Somali'de, Kongo'da, Hindistan'da, Endonezya'da işsizlikten, yoksulluktan, ilaçsızlıktan kırılan milyonlarca emekçi. Köyünü, çiftini çubuğunu terk edip büyük şehirlere göç etmek zorunda kalan yoksul köylüler. Hâlâ grev hakkı verilmeyen, elektriğe, suya, doğalgaza, otobüse zamlar yağmur gibi yağarken bir simitlik maaş artışına mahkûm edilen memurlar. Kazanılmış haklarını bir bir kaybeden işçiler, grev hakları bir gecede gasbedilen havayolu işçileri. Günde on, on iki saat asgari ücretle çalıştırılan sigortasız, sendikasız emekçiler. Özgürlüğü, aklı, bedeni, kişiliği zincire vurulan milyonlarca kadın. Dili, kültürü, kendi kendini yönetme hakkı tanınmayan halklar.
Kısacası, dev bankaların ve şirketlerin sahibi bir avuç kapitalistin, dolar milyarderlerinin cennet hayatı yaşaması için cehennem hayatına mahkûm edilen milyarlarca insan.
Arayış
Bu böyle gitmez. Her kıtada binler, yüz binler, milyonlar sokaklara dökülüyor. Hakkını arıyor. Büyük patronların uşaklığını yapan devlet yöneticilerini, iktidar partilerini ayaklanarak veya seçim yoluyla deviriyor. Mısır'da Hüsnü Mübarek, Tunus'ta Zeynel Abidin Bin Ali, İtalya'da Berlusconi, Fransa'da Sarkozy, Yunanistan'da Karamanlis ve Papandreu gitti. Ama yerlerine gelenler de dolar milyarderlerine uşaklık politikasını sürdürüyor.
Mısır'da halk ayaklanmasının üzerinden bir buçuk yıl geçti, hâlâ iktidarı Amerikancı generallerin ve Amerikancı yobazların elinde bırakmak için türlü oyunlar oynanıyor. 23-24 Mayıs 2012'de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde dinci Müslüman Kardeşler örgütünün adayı Muhammed Mursi (oy oranı yüzde 24.78) ile generallerin adayı eski başbakan Ahmet Şefik'in (oy oranı yüzde 23.66) ikinci tura kaldığı, devrimci güçlerin adayı solcu-laik Hamdin Sabbahi'nin (oy oranı yüzde 20.72) üçüncülükte kalarak elendiği açıklandı. İkinci tur 16-17 Haziran’da yapılacak.
Tunus'ta şimdilik Amerika-Fransa yanlısı generaller ve dinci gericiler, iktidarı paylaşıp halkı ayazda bırakmanın yolunu buldular.
Yunanistan'da halk 6 Mayıs'ta yapılan seçimde sağcı Yeni Demokrasi Partisi (oy oranı 18.85) ile sosyal demokrat PASOK'u (oy oranı 13.18) iyice küçülttü; komünist olmayan sol güçlerin koalisyonu Syriza'yı ikinci büyük parti (oy oranı 16.78) yaptı.
Syriza devrim yapmaya gerek olmadan, Avrupa Birliği içinde kalarak ve reformlarla kapitalizmi düzelterek işleri çözebileceğini vadediyor. Yunanistan Komünist Partisi ise oylarını bir miktar arttırarak yüzde 8.48'e ulaştı. Partiler anlaşıp yeni hükümeti kuramayınca yeniden seçime gitme kararı alındı. Yeni seçimler 17 Haziran'da.
Fransa'da birinci turu 22 Nisan'da, ikinci turu 6 Mayıs'ta yapılan seçimi UMP’nin adayı sağcı Cumhurbaşkanı Sarkozy (ikinci turdaki oy oranı yüzde 48.37) kaybetti, Fransız Komünist Partisi'nin de desteklediği sosyal demokrat Sosyalist Parti'nin adayı Hollande (ikinci turdaki oy oranı yüzde 51.63) kazandı. Yine iki turlu parlamento genel seçimi ise 10 ve 17 Haziran'da yapılacak. Hollande kapitalist sistemi değiştirmeden halkı rahatlatacak reformlar yapma, işsizliği azaltma sözü veriyor.
Görüldüğü gibi, kapitalizmin neoliberal masallarının iflas ettiğini bizzat yaşayarak gören emekçi kitleler artık sokağa çıkıyor, grev, gösteri, miting, direniş yapıyor. Mısır ve Tunus'ta olduğu gibi ayaklanarak, Yunanistan'da ve Fransa'da olduğu gibi seçimle iktidardakileri düşürüyor. Sömürüden bıkan, kapitalistlere öfke duyan kitleler köklü reformlar yaparak durumlarını düzeltecek yeni iktidarlar arıyor.
Umut
Bu arayışın nasıl sonuçlanacağını yaşayarak göreceğiz. Umudumuz odur ki, kitleler kapitalizmin içinde kalarak köklü reform yapılamayacağını anlayacaklar. Bizzat kendilerinin iktidar olması ve kapitalizme son vermesi gerektiğine kendi tecrübeleriyle karar verecekler.
Devrim, yani halkın kendi kaderini bizzat kendi eline alması; işçilerin, emekçilerin, bütün sömürülen ve ezilen halkların kendilerine göre bir dünya kurması gündemde.
- Hülya Kortun
