Havada grev yasağı ve bir grev öyküsü

Hava yollarında grev yasağı getirildiğinde, bir kitabı yeniden gözden geçirme ihtiyacı hissettim. Zafer Aydın’ın “Kanunsuz” Bir Grevin Öyküsü Kavel 1963” adlı, TÜSTAV Sosyal Tarih Yayınları’ndan çıkan kitabı... Kavel işçilerinin bu onurlu duruşunun öyküsü kitapta belgeleriyle ayrıntılı olarak açıklanmış. Grevin henüz yasalaşma tartışmalarının olduğu 1960’lı yıllarda geçen kitap aslında bugünlerde yaşadığımız havada grev yasağına da ışık tutuyor. Fazla ayrıntıya girmeden kısaca bir göz gezdirelim...

Kavel işçisi greve çıktığında neler oluyor; Koç ailesinin hissedarı olduğu bu fabrikada patron önce direk ve açık tehdit ediyor. Sökmediğini görünce evlere T.Maden-İş’i ve grevi kötüleyen mektuplar ile haberler yollanmaya başlanıyor. Bunlar da tutmayınca sendika yönetiminden uzlaşmacı sendikacılar istifa ettirilip (4. Bölge Temsilcisi Fahri İngün) karşı sendika kurulmaya çalışılıyor. Ayrıca başka fabrikalardan getirilen işçiler ile müdahale edilmeye, grev karşıtı “patronlar dayanışması” oluşturulmaya çalışılıyor, sonra bir direniş karşıtı klasiği olan polis devreye giriyor gibi...

Kavel işçileri ise öncelikli olarak bir işçi sınıfı mücadele klasiği olan fabrika içi birlik ve dayanışmalarını yüksek tutuyorlar. Bu noktada Kemal Türkler ve T. Maden-İş Sendikası’nın kararlı tutumları büyük rol oynuyor. Tezgah başında çalışmadan oturulma kararının alındığı toplantıda Kemal Türkler’in; “Nasıl olsa çalışmıyoruz diyerek tezgah başında uyumayacaksınız, gazete okumayacaksınız ve işe geç gelmeyeceksiniz...” ve ardından “namus ve şeref sözü”(1) verdirmesi oldukça etkili olur. Ardından işçi sınıfının diğer öbeklerinden ve uluslararası sendikalardan gelen bazen nakdi, bazen fiili dayanışmalar, özellikle ailelerin, komşu fabrikaların ve İstinye halkının destekleri grevin sürdürülmesinde olumlu rol oynuyor. İşçiler evlerinde yiyemediklerini dayanışma sayesinde yiyebiliyorlar...

Kavel Grevi bu topraklarda ki ilk direniş değil... Elbette yüzyıllık tarih içerisinde tersane, demir yolu, tütün işçilerinin onlarca grev ve direnişi, 46’lı yılların sendikal sıçrayışının yarattığı birikimlerin tümü bu grevde etkili olmuştur. Yani, işçi sınıfının politik ve ekonomik mücadele tarihi deneyerek ve güç biriktirerek yalın bir şekilde ilerlerken, günümüzde iyice köşeye sıkışan burjuvazi ise daha antidemokratik, en basit özgürlük karşısında daha tahammülsüz, çıkarları sarsıldığında daha militarist ve terörist oluyor...

Havada grev yasağının, THY’nin özelleştirilme süreci, emperyalist-kapitalist sistemin büyüyen küresel ekonomik krizi, işçi sınıfının direnme gücünü tartarak diğer sektörlerde de grev yasağı getirme gibi birden fazla etmeni olduğu çok açık. Ancak, grevi yasalaştıran Kavel Grevi’nin günümüze örnek olacak özelliği havada grev hakkının nasıl geri alınacağının da ipuçlarını taşıyor. Yeniden gözden geçirdiğim bu kitapta aslında, işçi sınıfının mücadele tarihi boyunca zafere ulaşmak için aynı yöntemleri kullandığını bir kez daha anladım... İşçiler birlik ve dayanışmalarını sürekli hâle getirecekler, kendilerinden ve emekçi katmanlardan başka güvenecekleri kimsenin olmadığını bilecekler, örgütlerine sahip çıkacaklar. Biz, emek dostları da işçi sınıfı ve emekçi halkların sorunlarına çözüm önerirken bir yandan geçmiş mücadele deneylerinden nasıl yararlanacağımızı göz ardı etmeyecek, bir yandan da Eğitim-Sen Ankara 5 nolu Şube’nin yaptığı gibi güncel mücadele olanaklarını geliştireceğiz (2). Tüm işçi sınıfı dostlarının okuması ve değerlendirmesi umuduyla...

(1) Zafer Aydın, “Kanunsuz” Bir Grevin Öyküsü Kavel 1963” TÜSTAV Sosyal Tarih Yayınları-Ocak 2010

(2) http://emekdunyasi.net/ed/isci-sendika/18563-thy-iscileri-barcelonanin-g...

 

 

16 Haz 2012
paylaş