Çiftçiler ne yapsın?

05 Tem 2014

Şekerpancarı çok yararlı bir bitkidir. Ürününden insanlar, artıklarından hayvanlar yararlanır. Yumrulu olduğu için toprağı gevşetir. Toprak havlanır. Toprağın içindeki mikroorganizmaların daha iyi çalışmasına ortam sağlar. Toprakta kalan parçaları toprağa besin olur. Toprağı besin bakımından zenginleştirir. Toprağın su tutma kapasitesini arttırır. Kendisinden sonra ekilen tahıla bu artıklar besin olur, verimliliği arttırır. Bir dekar şekerpancarı, bir dekar çam ormanın üç katı oksijen üretir. Havayı temizler. Şekerpancarı küçük aile çiftçileri için önemli geçim kaynağıdır. Kazandıklarıyla toprağa ve köye tutunur. Faydaları saymakla bitmez.

Hükümet, bu kadar faydalı bir ürünü yetiştiren çiftçi sayısını arttırmak yerine, azaltmak için çalışmalar yürütür. Hammaddesi mısır olan nişasta bazlı şeker kotasını arttırır. Kotanın arttığı-arttırıldığı oranda şekerpancarı üretimi azalır. Yazının girişinde saydığım faydalarda azalma yaşanır. Mısır üretimi bakımından yeterli olmayan, ithalatçı olan bir coğrafyada hükümet bu politikaları uygular. Yerli çiftçiyi mağdur eder, yabancı tarım şirketlerinin önünü açar. Onlara kazandırır.

Verimsiz kumsal topraklarda yetişen tütün de, büyük sigara tekelleri istiyor diye geçmişte yerle bir edilmişti. Verimsiz kumsal topraklarda yetişen şark tütününü küçük aile çiftçiliği yapan köylüler üretirdi. Tütünün yetiştirildiği toprakta başka hiçbir ürün yetişmezdi. Toprağı değerlendirirlerdi. Şark tütünün kalitesi çok iyi olduğu için namı dünyayı sarmış bir üründü. İhraç edilir, döviz sağlardı. Bu ürünün yetiştirilmesinde yoksul çiftçi aileleri birlikte çalışarak geçimini sağlardı. Memleket hazinesine tütün gelirlerinden yüklü paralar akardı. Fabrikalarında işçiler çalışır kazandıklarıyla eve ekmek götürürlerdi. Tütün alımı yapan TEKEL özelleştirildi, yoksul köylü tütün üretemez oldu. Meşhur şark tütünün köküne kibrit suyu ekildi.

Şekerpancarı ve tütün üretemeyen çiftçiler, başka ürünlere yöneldi. En çok da zeytin yetiştiriciliğine geçiş yaptı çiftçiler. Zeytin yetiştiriciliği Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde hızla yayıldı. Geçmişte 80 milyon zeytin ağacı varken şimdilerde zeytin ağacı sayısı 150 milyonlara dayandı. Bu ağaçlardan elde edilen zeytin ve zeytinyağına pazar bularak ve çiftçileri rahatlatması gereken hükümet, şimdi de zeytinciliği baltalamak ve yok etmek için yasa tasarısı hazırladı. Zeytinliklerin altını oyacak ‘köstebeklerin’ yararına Meclis’e kanun tasarısını indirdi. Tasarı komisyonlarda geziniyor.

Peki, oradan oraya savrulan çiftçiler ne yapsın, ne eksin, ne üretsin? Üretmesin mi?

Madenci şirketlerin önünü açmak için hükümetler, her türlü yollara başvuruyorlar. Yerüstünde elde edilen gelir yeraltından elde edilenden daha fazla ve zararsızdır. Prof. Dr. Kenan Kaynaş belirtiyor; “Altın madenciliğinden 10 yıllık çalışma sonunda elde edilmesi planlanan gelir 40 milyar dolar. Bölgede tahıl, sebze, meyve, zeytin, zeytinyağı, çam fıstığı gibi bitkisel ürünlerle birlikte hayvansal ürünlerden elde edilen yıllık gelir ise 7,5 milyar dolar. Bu 10 yılda 75 milyar dolar ediyor ki, 10 yılın sonunda altın madenciliğinden elde edilecek gelirin yaklaşık iki katı Kaz Dağları’nın bereketli topraklarında yapılan tarımdan elde edilecek.” Üstelik çiftçiler işsiz kalmayacak, göç etmeyecek; bildikleri işi yapmaya, gıda üretmeye devam edebilecekler.

Maden şirketleri için bu kadar çırpınan Hükümet, çiftçileri ve halkı niye düşünmüyor?

paylaş