- Radikal
Yeni Meclis aritmetiğini düşünelim. Zayıflamış bir AKP, Suriye'de, Irak'ta, IŞİD'e karşı mücadelede Washington ile ne ölçüde yakın çalışabilir?
7 Haziran seçimleri Batı’da büyük yankı buldu.
Türkiye’deki otoriter gidişattan endişe duyan Avrupa Birliği için seçim sonrası ortaya çıkan siyasi tablo memnuniyet verici.
Oldukça gergin ve antidemokratik şartlarda geçen bir kampanya süreci sonrasında seçimlere hile karışmamış olması ve sandıktan zayıflamış bir AKP çıkması Avrupa Birliği açısından sevindirici.
Avrupa nezdinde memnuniyet verici bir başka gelişme HDP’nin barajı geçmiş olması ve Kürt siyasi hareketinin parlamentoda temsili.
Avrupa Birliği seçim sonuçlarını Türk demokrasisi çerçevesinden değerlendirirken Washington meseleye bölgesel politika, özellikle de Suriye perspektifinden bakıyor. Bu nedenle seçimlerin ortaya çıkardığı tablo Amerika için Avrupa için olduğu kadar parlak değil.
Ortadoğu’da kritik bir eşikten geçilirken Türkiye’nin zayıf bir iktidara veya siyasi istikrarsızlığa sürüklenmesi riski Washington için endişe verici.
Washington Post gazetesinin ünlü köşe yazarı David İgnatius’un 4 Haziran’da Suriye konusunda kaleme aldığı yazı hem bu kritik eşiği hem de Türkiye’den beklentileri anlatması açısından önemli.
Yazının başlığı ‘Esad Dönüm Noktasında’.
İgnatius yazısında Esad rejiminin, çatışma başladığından bu yana yaşadığı en zor günleri yaşadığını söylüyor.
Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye’nin desteklediği Fetih Ordusunun rejim karşısında önemli askeri başarılar kazandığından, Amerika ve Ürdün’ün desteklediği ılımlı cephenin de ülkenin güneyinde başarılı operasyonlar yürüttüğünden bahsediyor.
Diğer yandan Nusra ve IŞİD gibi grupların da rejim üzerindeki baskıyı artırdığını anlatıyor.
Tüm bu dinamiklerin hem rejimin ülke içindeki yandaşları hem de Rusya gibi dış destekçileri arasında endişe yarattığını ve Esad sonrası için hazırlıkların başladığını söylüyor.
İgnatius’a göre Obama yönetimi de Esad’ın zayıfladığını kabul ediyor ve Esad sonrası senaryolar Washington’da çok daha sık konuşuluyor.
Suriye’ye müdahale etme konusunda başından beri gönülsüz olan Amerikan yönetimi için Suriye’de bir dönüm noktasına geliniyor olması mevcut analizlerin gözden geçirilmesini gerektiriyor.
Ignatius bu yeni konjonktürde Türkiye’den Suriye konusunda beklentilerin artabileceğine işaret ediyor.
İgnatius’a göre Esad rejimin devrilişini hızlandırmak için Washington’da dillendirilen alternatiflerden bir tanesi Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesi ve bu müdahalenin Amerikan hava gücü ile desteklenmesi.
Türkiye’nin Suriye’ye müdahale etmesi AKP hükümeti gibi uzağı göremeyen bir Suriye politikası izlemiş bir hükümet için bile oldukça sorunlu ve riskli bir adım, onu bir tarafa bırakalım.
Daha gerçekçi bir başka soruya odaklanalım: Bölgede kaos devam ederken Türkiye Amerika’nın bölgede oynamasını istediği aktif rolü oynayabilir mi?
Yeni Meclis aritmetiğini düşünelim. Zayıflamış bir AKP, Suriye’de, Irak’ta, IŞİD’e karşı mücadelede Washington ile ne ölçüde yakın çalışabilir?
Önemli bir eşiğe gelinen Suriye çatışmasında, Washington’ın önünü göremediği, Obama’nın IŞİD problemini çözecek ‘bütüncül bir stratejimiz yok’ dediği Irak’ta, İran korkusunun tavan yaptığı bölgede Washington Ankara’dan istediği desteği alabilir mi?
İşte Pazar gün olan seçimlerin Amerikan yönetimini ilgilendiren kısmı bu.