- Hürriyet
Türkiye'de bulunduğum sırada Suriye sınırını dolaşma imkânım oldu. Şanlıurfa Akçakale'den Kilis Öncüpınar'a gümrük kapılarını ve arada kalan yaklaşık 200 kilometrelik sınır hattını gezdim. Gözlemlerimi aktarmaya çalışacağım.
- Şanlıurfa Akçakale'nin hemen karşısında IŞİD'in kontrol ettiği Tel Abyad'ın Haziran ayında PYD'nin eline geçmesinden beri Akçakale gümrüğü kapalı.
Konuştuğum Türk yetkililer, kapıyı açmaya hazır olduklarını ama sınırın öteki tarafındaki Kürt kuvvetlerin buna yanaşmadıklarını anlattılar.
Sınırı geçmek için gelen Suriyeliler, kamplar dolu olduğundan yol kenarlarına çadırlar kurmuşlar.
Yasadışı geçiş yaptıran simsarlar ise yine sahnedeler.
Biz oradayken ertesi sabah bir aileyi sınırdan geçirmek için anlaşma yaptılar.
Her şey gümrük kapısının üstündeki kameraların gözü önünde oluyor.
- Akçakale'den batıya doğru 60 kilometre kadar gittiğinizde, Kobani'nin karşısına düşen Suruç'ta durum farklı.
Tel Abyad gibi Kobani de PYD'nin kontrolünde. Ama PYD burada sınırı haftada iki gün açmayı kabul ediyor.
Pazartesi ve perşembeleri, günde 200-300 araç Mürşitpınar sınır kapısından Suriye'ye geçiyor.
Peki PYD niye Tel Abyad'a Türkiye'den kimseyi sokmazken Kobani'ye dönüşleri serbest bırakıyor?
PYD'nin buna yanıtı güvenlik. Türk yetkililer ise PYD'in bu şekilde bölgenin demografisini değiştirmeye çalıştığını savunuyorlar.
Çünkü Kobani Kürt, Tel Abyad Arap kenti. Kobani'ye dönenler Kürt aileler, Tel Abyad'a dönenler ise Araplar.
- Gaziantep Karkamış'tan batıya yönünde Kilis Elbeyli'ye doğru ilerlemeye başladığınızda ise sınır boyunca IŞİD'in kazı çalışmalarına tanık oluyorsunuz.
Daha Karkamış'tan çıkar çıkmaz Suriye tarafında bir iş makinesi gördüm. Sınıra paralel bir hendek kazıyordu.
Az ilerisinde ise yanmış başka bir iş makinesi vardı. Mayına basıp patlamış.
Köylüler ise bunu "Türk askeri tankla vurdu" diye anlatıyor. Bölgede şehir efsaneleri çok yaygın.
- Sınır boyunca yerleştirilmiş nöbetçi kulübelerinin yine hepsi dolu değil.
Gerçi aynı bölgeyi geçen Mart ayında dolaştığımda durum bu anlamda daha vahimdi; bir iyileşme var.
Sınır köylerinden birinde köy imamıyla konuştum. "Sınırdan geliş-gidiş neredeyse kalmadı. Asker çok sıkı" dedi. Ama bazı köylüler ise hiçbir şeyin değişmediğini, yine herkesin sınırı geçtiğini anlattı.
Bölgede kime inanacağınızı bilmeniz çok zor.
- Peki ya halk nasıl bakıyor IŞİD'e? Görüştüğüm imam, "Bizim problemimiz yok" dedi. "IŞİD'e katılan oldu mu" dedim? Yokmuş.
"Siz IŞİD'in ideolojisindeki çarpıklıklar konusunda halkı aydınlatıyor musunuz" dedim. IŞİD Türkiye'nin liderleri için "tağut" diyor mesela.
İmamın "tağut" ne demek ondan bile haberi yok. "Biz Diyanet'ten gelen hutbelere göre bilgi veririz" dedi.
İmamların bu haldeyken halkı IŞİD ideolojisine karşı bilinçlendirmeleri nasıl mümkün olacak, hiçbir fikrim yok.
- IŞİD ve "ılımlı" denilen Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) arasındaki sıcak çatışmalarının görülebildiği Elbeyli'nin Hapse ve Ardıçlı köylerine gittim.
Köy halkı artık çatışma seslerine alışmış. Kimsenin ayrılmaya niyeti yok.
Hatta Ardıçlı'da köyün sahibiyle konuştum, "İşler aynen devam ediyor" dedi. Ancak iş sahadaki çatışmalara gelince...
Hava desteği olmayan Ahrar Eş Şam'ın IŞİD karşısında nasıl etkisiz olduğuna her gün nasıl tanık olduklarını anlattılar.
"Son bir haftadır iki defa bütün güçleriyle saldırdılar. Hatta Özgür Suriye Ordusu sınırdaki doğalgaz tesisini aldı. Ama sonra kontrol edemediler tekrar kaybettiler" dedi köylülerden biri.
IŞİD, burada da ÖSO'nun elindeki araçlara karşı hendekler kazıp el yapımı mayınlar döşüyor.
ÖSO da bu taktikler karşısında etkisiz kalıyor.
- Sınır geçişleri ise bu bölgelerde çok daha kolay gözüküyor.
Örneğin Kilis'e yaklaşık 35 kilometre mesafede tam sıfır noktasında Çıldıroba Köyü var.
Sınır telleri burada evlerin çitleri gibi duruyor. Ve bazı noktalarda artık tel bile gözükmüyor.
- Türkiye ise yaklaşık 130 kilometrelik Karkamış-Öncüpınar hattının Suriye'ye denk gelen Cerablus-Azez arasındaki bölgede IŞİD'den arındırılmış, "ılımlı" muhaliflerin kontrolüne girecek bir bölge yaratma hedefini halen kovalıyor.
ÖSO'nun kontrolündeki bölgeye komşu olan Öncüpınar sınır kapısına gidince öğrendim.
Meğer Erdoğan ve Suudi Kralı Selman'ın bu plan konusunda anlaşmaya vardıkları Mart ayında ÖSO bölgesine açılan Öncüpınar gümrük kapısı ilk defa 24 saat çalışmaya başlamış.
Daha önce 10 günlük sıra varken hemen eritmişler. Şimdi kamyonlar bazen yarım saat beklemeden geçiyor.
Bir tır şoförü, "Burası ambar gibi oldu. Biz malı gümrükte bırakıyoruz. Suriye tarafından bir araç gelip alıyor. Günde 300-350 tır giriyor. Malın yüzde 80'i çimento.
Kahramanmaraş'tan tır başına 26 ton çimento için 60 dolar kazanıyoruz" dedi.
- Sonuç? Türkiye mevcut Suriye politikasından vazgeçmiyor.
Ancak sorun şu ki... "Ilımlı" denilen, Ahrar Eş Şam gibi El Kaide'ye yakın örgütler tüm desteğe rağmen IŞİD karşısında ilerleme sağlayamıyor.
Artı... Bu radikal eğilimli örgütler savaş sayesinde iyice kurumsallaşırken, sınır bölgelerinde IŞİD'in ideolojisine karşı halk nezdinde kapsamlı bir mücadeleye de girişilmiyor.
Türkiye'nin geleceğini tehdit eden riskler artıyor.