10 maddede Joe Biden fotoğrafı

24 Oca 2016

O kadar iyi anlatıyor ki durumu.

Türk-Amerikan ilişkilerinin çelişkili halini o kadar güzel yansıtıyor ki, gezisinin programı.

İlk gün vurdu. İkinci gün sarıldı.

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın İstanbul ziyaretinin özeti işte bu.

Önce Türkiye’de yönetimin “hain” ilan ettikleriyle, onların yakınlarıyla buluştu, bu insanları onurlandırdı.

İkinci gün de resmi Amerikan retoriğine dönüş yapıp, Türkiye ile ABD’nin nasıl “stratejik ortak” olduklarını anlattı.

Dış politikada etrafı ihtilaflarla çevrilmiş, Rusya-İran-Irak-Suriye cenderesine girip ABD’nin ortaklığına hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na da bu durumu olduğu gibi kabullenmek düştü.

Gezinin bir fotoğrafını çekmeye çalışacağım. Ne oldu ve bölgesel konularda iki ortak nerede, durumu 10 maddede özetlemeye gayret edeceğim:

1-Joe Biden’ın cuma günü mağdur edilmiş gazeteciler, onların aileleri, Beyaz Saray’ın ifadesiyle “sivil toplum reformcuları” ve öldürülen gazetecilerin, insan hakları savunucularının yakınlarıyla olan programı, işin tartışmasız en can alıcı kısmıydı.

2-Washington’ın şimdiye kadar Türkiye’deki basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü eleştirilerinin somut bir sonuç yaratmadığı doğru.

Ancak Biden’ın programı, Ankara yönetiminin ülkeyi sıkıştıran “vatan hainliği” retoriğinin de reddiydi. Özetle, “Sen vatan haini diyorsun, ben cesur” dedi.

3-Son 1.5 yıldır ikinci kez Türkiye’ye geldi Biden. Ve ikidir İstanbul’a iniyor.

Ankara’ya gitmedi. Beştepe’deki cumhurbaşkanlığı sarayı, 2014’in sonunda kullanılmaya başlandı.

Ve şimdiye kadar ABD Yönetimi’nden, Türkiye’deki hukukun üstünlüğü sorunlarının kusursuz bir sembolü olan saraya kabine düzeyinde giden kimse olmadı.

Seneye bu vakitler Oval Ofisi boşaltıyor Obama.

O zamana kadar giden olacak mı, merak ediyorum.

4-Washington’ın Biden’ın programını oluştururken Erdoğan Yönetimi’ni rahatsız etmekten çekinmediği çok açık.

Bu durum, Ankara’nın başta Rusya, dış politikada komşuları tarafından sıkıştırılınca Atlantik ittifakına yönelmesinin de doğal bir sonucu.

Washington’ın Ankara üzerindeki etki gücü, Erdoğan’ın iç politikada kırılgan olduğu iktidarının ilk yıllarındaki kadar yüksek. 2002-2007 arası gibi.

5-Biden’ın programının da gösterdiği, Türkiye’nin iç politikası, şu anda Washington’ın Türkiye ile ilişkilerindeki en önemli tartışma konusu.

Gerçi duyurusu kaldırılmış ama bu hafta Amerikan Temsilciler Meclisi’nde de sırf Türk iç politikasının ele alınacağı bir oturum düzenlenmesi planlanıyordu.

Kürt meselesi ve özgürlükler ön planda olacaktı.

6-Washington, güneydoğudaki gerginlik bitmeden Türkiye’yle Suriye’de işbirliğini ilerletemeyeceğini anladı.

Çünkü Türkiye PKK’yla yeniden çatışmasızlık sürecine girmezse, ABD’nin Suriye’deki PKK uzantısı PYD ile işbirliği, Ankara-Washington aksını tehlikeye atacak.

Dediğim gibi, bu haliyle IŞİD’e karşı Amerikan-Türk işbirliği düdüklü tencerede yemek pişirmek gibi.

En ufak terslikte kapak uçar.

7-Başika’daki Türk askeri varlığı, Bağdat-Ankara arasında gerginlik yaratınca, Başkan Obama’nın sırf bu konuda Erdoğan’a 18 Aralık’ta telefon açıp “askerlerinizi çekin” dediğini biliyoruz.

Pentagon, bu meseleye Irak Başbakanı Haydar El İbadi’nin içerideki meşruiyeti açısından baktıklarını söyledi.

Biden’ın ziyaretinin de ortaya koyduğu, taktik olarak Washington’ı rahatsız eden bir durum yok aslında ama Bağdat’ın onayının olması isteniyor.

8-IŞİD’le mücadelede Washington, Ankara’yı sıkıştırmaya devam edecek.

Biden’ın özgürlükler üstünden vurduğu gün, ABD Savunma Bakanı Ash Carter da ona Davos’tan katıldı, “Türklerin daha fazlasını yapabileceğini” söyledi.

ABD’nin Kobani’de Kürtlere silah yardımı yaptığı Ekim 2014’teki duruma benziyor yaşananlar.

Ondan önce de Türkiye’deki üslerin koalisyona açılması için Amerikalılar Eylül 2014’te Erdoğan’la üç kabine (Savunma Bakanı Hagel, Dışişleri Bakanı Kerry ve ABD Başkan Yardımcısı Biden) düzeyinde toplantı yapmışlardı.

Olmadı. Sonunda silahlar gitti. Şimdi sınır güvenliğini söylüyorlar.
 
Olmazsa, gelecek olan belli. Kürtlere daha fazla destek.

9-Suriye’deki Cerablus’un karşısında Türklerin mayın temizliğini Pentagon yakından takip ediyor.

IŞİD kuşatması sırasında Kobani’ye Türkiye’den giren peşmergeler gibi bir şey mi düşünüldüğü en önemli soru.

Nasıl olsa operasyonel olarak işi öğrendi artık Ankara.

Türkiye’nin desteklediği ılımlı Suriyeli muhalifler, Kürtlerin girmek istedikleri IŞİD’in elindeki Cerablus’a Türkiye tarafından saldırıp Kürtlerden önce bölgeye yerleşirlerse işler epey karışır.

10-Ve son olarak önümüzdeki süreç...

Mart sonu nükleer güvenlik zirvesi için Washington’a gelecek Erdoğan.

Takvim de buna uygun işleyecektir. Hedefi, zirve sırasında Obama’yla ikili bir görüşme gerçekleştirmek.

Güneydoğudaki gerginlik azalmadan, Suriye’de 98 km’lik IŞİD kontrolündeki sınır, yabancı savaşçı geçişi ve kaçakçılığa karşı tamamen kapatılmadan görüşmenin olması kolay değil.

paylaş