- ABC Gazetesi
Suriye'de beş yıldır yaşanan süreç yeni evreye girmiş görünüyor. YPG ve müttefiki güçlerin, ABD ve Fransız silahlı güçleri ile birlikte başlattığı Rakka’ya gidiş operasyonu Minbic kasabasına takıldı. Suriye ordusu aynı süreçte Rus hava gücü ile birlikte Rakka’ya batı kırsalından operasyon başlattı ve kısa süre sonra Rakka kenti sınırlarına girdi.
"ERDOĞAN YENİLGİNİN İNTİKAMINI ALIYOR"
PYD ve ABD güçleri Halep-Rakka arasındaki yolu kontrol altına aldıklarını duyurdu. Ancak Halep'te IŞİD değil, Türkiye destekli Fetih Ordusu ve Nusra güçleri yeni bir saldırı başlatmış ve Suriye ordusunun ilerlemesini durdurmayı hedeflemişti. Türkiye sınırlarından Halep kırsalına taşınan yüzlerce cihatçının görüntüleri Rusya tarafından paylaşılmış ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad bu durumu; “Erdoğan’ın Suriye de yaşadığı yenilginin intikamı” olarak değerlendirmişti.
AKP iktidarının “ılımlı İslamcılar” diyerek desteklediği, ÖSO, Nusra ve Fetih Cephesi gibi cihatçı güçler, Suriye ordusunun Rakka’ya yöneldiği bir süreçte Halep kentine ciddi bir saldırı başlatarak, onlarca sivil insanın yaşamını kaybetmesine yol açtılar. Suriye savunma birlikleri Halep saldırısını durdurdu. Ancak kırsaldan atılan füzelerle çok sayıda sivil yaşamını kaybetti. IŞİD katillerine karşı olduğu ikiyüzlüce açıklayan AKP iktidarı, aslında bu operasyona verdiği destekle, IŞİD’in temizlemesini ve Rakka’nın düşürülmesini engellemeye çalışıyor.
ASIL HEDEF RAKKA DEĞİL
Suriye ordu güçleri ve Rus savaş uçakları Rakka operasyonunu bütün hızıyla sürdürüyor. YPG ve ABD silahlı güçlerinin Rakka kentine girme olasılığı zayıf görünüyor. Ki, yakın bir zamanda operasyona katılan güçlerin yaptığı açıklamada, hedefin Rakka kentini düşürmek olmadığı, amacın Rakka bölgesinden gelecek olası bir saldırıyı engellemek olduğu açıklandı. Bu açıklama ile AKP ve yandaşı güçlere “telaşlanmayın” mesajı verilmek istendi. Aynı süreçte Nusra ve Fetih ordusunun Halep kentine başlattıkları saldırı, bu gelişme ile ilgili planlanmıştı.
Suriye ordusu bu güne kadar her nereyi alacağız diye operasyon başlatmış ise o bölgeyi ne pahasına olursa olsun aldığı görülüyor. Palmera, Kesab, Adra, Lazkiye kırsalı vb. gibi pek çok örnekte bu durumu görüyoruz. Rakka kenti Suriye ordusu tarafından bu yaz bitmeden temizlenecek ve özgürleştirilecektir. YPG ve ABD güçlerinin Rakka hamlesi tutmayacak ve YPG ile Suriye Ordusu bu bölgede karşı karşıya gelmeyecektir. Rusların bu operasyondaki kararlılığı ve hızı bu oyunun bozulmasında önemli bir etken oldu. Rus savaş uçakları yeniden eski yoğunlukla operasyonlara katılmaya başladı ve ciddi sonuçlar aldı.
Lazkiye kırsalından yani Türkiye sınırının sıfır noktasından Lazkiye kent merkezine atılan füzeler de, Suriye ordusunun ilerlemesini durdurmaya ve çatışmaları farklı bir alana çekmeye dönük bir hamle. AKP’nin asıl derdi İdlib kenti. Rakka operasyonun bitmesi sonrasında ilk temizlenecek olan bölge, Türkiye’nin de “ılımlı muhalifler” diye açıkça desteklediği Fetih Ordusu tarafından işgal edilen İdlib. Türkiye sınırının hemen yanı başındaki bu kent yaklaşık bir yıldır, Türkiye sınırından içeri giren binlerce terörist tarafından işgal edilerek üs haline dönüştürülmüştü.
Türkiye sınırında olan İdlib kenti Suriye’ye geçişte önemli bir rol oynuyor. Silah, teçhizat ve pek çok lojistik malzeme bu bölgede terör gruplarına ulaştırılıyor. Hatay’ın Altınözü kasabasının sıfır nokrasında ki bu bölge AKP’nin güvenli bölge hedeflemesinde de geçen bölge. Özellikle Lazkiye ve Halep kentlerine geçiş güzergâhında olan bu kent, Suriye de hesaplaşmanın son noktası olacaktır.
Suriye'de Kürtler ordu ile savaşmayacaktır
YPG ve ABD’nin birlikte başlattığı Rakka operasyonu sonrasından bu durum pek çok kesim tarafından seslendirilmeye ve olası bir çatışmanın zemini oluşturulmaya çalışıldığı görülüyor. YPG’nin Suriye'de katliamların ve savaşın sorumlu bir ülkenin askeri gücü ile birlikte başlattığı operasyon Suriye devlet güçleri tarafından hoş karşılanmış ve egemenlik ihlali olarak görülmüştür. Bir başka ülkeye ait askeri gücün -ki bu ülke ABD gibi 5 yıldır yaşanan katliamların sorumlusu bir ülkedir- kendi topraklarında izinsiz olarak yer almasını doğru bulmamış ve asıl amacını gizleyen bir girişlim olarak değerlendirdi. Onlarca ülkeden cihatçı güçlerin Suriye sahasına taşınarak, meşru devleti yıkmak amacıyla katliamlar yaptıran ABD ve müttefiki ülkelerin Suriye halkının özgürleştirilmesinde samimi olmadığı açık. ABD silahlı güçlerinin Kürt silahlı güçleriyle birlikte yaptığı bu hamle, YPG özelinde Kürtlerle Suriye ordusunu karşı karşıya getirerek çatıştırmayı amaçlıyor.
Cihatçı güçlerin bölgede çok uzun süre daha kalamayacağını gören ABD, ikinci bir kartını, Kürt kartını öne sürmeye yönelmiştir. Irak benzeri fiili bir durum yaratarak, Kürtler üzerinden bölgede etkili olabileceği yeni alanlara ulaşmayı ve Suriye ordusunu Kürt silahlı güçleriyle çatıştırarak zayıflatmayı, savaşın biçimini değiştirmeyi hedefliyor. Yani iç dinamikleri hareketlendirerek ülkenin asli unsurlarını karşı karşıya getirmek istiyor. Kuşkusuz YPG’nin ABD’den beklentileri de bu hedefin canlandırılmasında önemli bir gerekçe olmuştur.
YPG, Suriye sürecinin başından beri tutarsız tavırlar sergilemiş, kimi zaman Türkiye ile birlikle yol yürürken kimi zaman ise ABD ile ortak adımlar atmaya yöneldi. Savaşın ilk dönemlerinde sınıra yakın bir bölgede olmaları ve saldırı tehdidi altında bulunmaları nedeniyle Suriye ordusu tarafından silahlandırılan bölgede yaşayan Kürtler, bu güne kadar Suriye ordu güçleri ile ciddi hiçbir çatışmaya girmemişlerdi. Tarihte de Kürtlerle devlet güçleri arasında etnik kökenden kaynaklı yaşanmış bir çatışma yok.
Diğer bir önemli bir nokta ise YPG, Suriye'de yaşayan Kürtlerin yüzde 20 civarında bir kesimini temsil ediyor. 20 bin civarında olduğu ifade edilen silahlı gücü de Suriye ölçeğinde süreci etkileyecek ya da belirleyecek bir güç değil. ABD’nin YPG üzerinden giriştiği bu son hamle Suriye'de tutmayacak ve hedeflediği çatışma yakın bir zamanda gerçekleşmesi zor görünüyor. Cihatçı katillerle başlattığı ancak sonuç alamadığı savaşı, Kürtler üzerinden etnik bir çatışmaya çevirmeyi amaçlayan ABD ve müttefiki güçler bunda başarılı olamayacaklardır. Suriye halkı tarihsel birlikteliğini koruyarak bu zor süreci atlatacak ve bağımsız, özgür bir halk olarak tarihteki yerlerini alacaktır. Bunun dışında hesabı olanlar hezimet yaşayacaklardır. 5 yıldır direnen Suriye halkının verdiği mesaj budur.