Ömer Ödemiş

31 Ara 2018

Utanmasalar böyle söyleyecekler. Suriye meşru ordusunun Membiç kent merkezine girerek Suriye bayrağını dikmesi, Suriye üzerinden planlar yapanları neredeyse ters köşeye yatırdı. ABD’nin bölgeden çekilme kararı sonrasında, PYD gerekçesi ile kente girme hazırlıkları yapan TSK ve devşirme ÖSO Rusya’nın tavrı üzerine beklemek durumunda kalmış, görüşmelerle böylesi bir adımın yolunu açmaya yönelmişti. Bu gün Moskova’ya gitmesi beklenen Türk heyeti konuyu Rus askeri yetkililerle görüşecek ve Membiç’e giriş için onay almayı planlıyorlardı. Ancak ziyaret açıklandıktan sonra Rus yetkililerden ardarda Membiç konusunda açıklamalar geldi. Ruslar TSK ve ÖSO’nun Afrin benzeri gibi Membiç’e girilmesine onay vermiyor, Suriye ordusunun kasabaya girmesi konusundaki net tavrını koyuyordu.

29 Ağu 2018

Sekiz yıldır devam eden Suriye savaşının sonuna yaklaşıldı. Emperyalist ve gerici güçlerin Suriye devletini yıkmak amacıyla cihatçı terör gurupları üzerinden başlattıkları savaşta Suriye halkı kazandı. Suriye devletinin yıkılamayacağını, savaşı kazandığını hemen herkes bugün kabul etmek durumunda kalmıştır. Ancak kimi gerici Arap ülkeleri ve Cihatçı güçlerle işbirliği yapan Ürdün ve Türkiye gibi kimi ülkeler “Cihatçı katiller”in sığındığı son noktaya dönük yapılacak operasyonu durdurmak için yoğun bir çabaya göstermeye başladılar. Bu amaçla pek çok yalanı seslendirerek dünya kamuoyunu İdlib operasyonunu engellenmesi yönünde hareketlendirmeye çalışıyorlar. Bir yandan kamuoyu oluşturmaya çalışırken diğer yandan da İsrail sınırından İdlib kentine taşınan “Beyaz miğferler” isimli istihbarat/provokasyon yapılanmasıyla kimyasal silah yalanına zemin oluşturmaya çalışıyorlar.

26 Kas 2017

 

Özgürlük yaşam kadar önemliydi. Onurlu Suriye halkı özgür yaşamı seçti. Ve kazandı.

Soçi’de yapılan görüşmeler ve sonrasında yapılan açıklamalar, Suriye ordusunun ve müttefiklerinin sahadaki kazanımlarının diplomatik alanda tescil edilmesi anlamına gelmektedir...

Emperyalizmin ve gericiliğin Suriye devletini parçalama girişimi, tüm ahlaksız ve insanlık dışı yöntemlere rağmen başarısız olmuş, Suriye halkı onurluca direnerek özgürlüğünü kazanmıştır. AKP'nin gerici müttefiklerinin ve emperyalizmin kirli Suriye politikası 2 yıl kadar çökmüş, Suriye ulusu özgürlüğü için direnmeyi seçmiştir.

10 Ağu 2017

Suriye’de yaşanan süreç değişen güçler dengesiyle yeni bir evreye girmiş görünüyor. Emperyalist ve gerici güçlere karşı yedi yıldır direnen ve önemli kazanımlar elde eden Suriye ordu güçleri ve ittifak güçleri son günlerdeki ilerlemelerini sürdürüyor. Şam ve Deyrezor bölgesinde önemli mevzileri kazanan ve cihatçı terör güçlerini yenilgiye uğratan ordu birliklerinin Rakka kentine ulaşmak üzere olduğu belirtiliyor.

Son olarak Irak ve Ürdün sınırları ile Humus, Hama ve Deyrezzor illerinin ortasında kalan El Suhna kasabasını IŞID'ten kurtaran Suriye ordusu bu stratejik başarı ile bölgedeki etkinliğini daha da attırdı. Rakka ve Deyrezzor kentine yakınlaşan ordu birlikleri ile bölgede bulunan ABD ve Kürt silahlı güçlerinin çok kısa süre sonra karşılaşma ihtimalinin bölgede gerginliği daha da arttıracağı olası bir çatışmanın da yaşanabileceği belirtiliyor. Özellikle PYD'nin ABD'den Suriye ordusunun Deyrezzor’a girmemesi için caydırıcı tedbirler almasını istemesi bölgede önümüzddeki süreçte olası yaşanacak olumsuz gelişmelere işaret etmektedir.

13 Tem 2017

 

Çok uzun süredir merakla beklenen ve bölge dengesini ciddi biçimde etkileyecek olan Kürtlerle Suriye devletinin bundan sonraki ilişkisi adım adım netleşiyor gibi.


Gerici Arap ülkelerinin ve AKP iktidarının ABD ile işbirliği içerisinde Suriye'ye başlattıkları saldırı sonrasında, Suriye Devleti pek çok kesimi silahlandırdı. Farklı etnik kökenden olan ya da farklı inançta ve ilişkiler içerisinde olan bu kesimleri silahlandırarak bulundukları bölgelere yönelik saldırıların olması durumunda, ordu güçleri yetişinceye kadar savunmalarını istedi. Ermenileri, Hristiyanları, Alevileri, Kürtleri ve büyük Arap aşiretlerini silahlandırarak çok fazla miktarda olmasa da, maaşa bağladı.

06 Oca 2017

Fırat Kalkanı adı ile Suriye topraklarına giren Türk ordusu 134. gününde iki kayıp daha verdi. El Bab kasabasına dönük yaklaşık bir aydır abluka uygulayan ÖSO destekli Türk askerî birlikleri, adını 'İslam Devleti' diye kısaltan IŞİD örgütünün direnişi ile karşılaştı.

Türk askerleri IŞİD'in (İslam Devleti) bu beklenmedik direnişi nedeniyle, kasabaya giremediği gibi, operasyonu sürdürmekte ısrar etmesi halinde, daha büyük kayıplar verecek gibi görünüyor. Operasyonun başlamasından bu yana 134 günde 42 Türk askeri yaşamını yitirirken müttefik güç olarak tanımlanan devşirme ÖSO’nun ise 400 civarında kayıp verdiği belirtiliyor.

Gelişmeleri kısaca özetlersek, tablo şöyle; Suriye topraklarına Cerablus'tan giren Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) bağlı birlikler, El Bab kasabasında ciddi bir direnişle karşılaştı. TSK yaklaşık bir aydır çeperinde mevzilendiği El Bab kasabasına giremedi. Rus Hava Kuvvetlerinin ve koalisyon uçaklarının yoğun hava bombardımanı yapmasına rağmen karadan ilerleyemeyen Türk askerî gücü, kayıplarının önemli bölümünü intihar saldırıları sonucu verdi.

11 Eyl 2016

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ABD’nin 2003’te Irak’ı işgaline karşı kuruldu. O zamanki adı Irak El Kaide örgütü idi. Suriye de yaşanan süreç sonrasında Şam ismini de alarak Irak Şam İslam Devleti adını aldı. Örgüt Rakka kentini ele geçirdikten sonra İslam Devleti olduğunu açıklayarak başkenti olarak Rakka’yı ilan etti.

Kuruluşunun ilk zamanlarında El Kaide ve ona bağlı diğer Selefi örgütlerden büyük bir farkı olmayan IŞİD, daha sonraki süreçte İslamcı ideolojileri ve mezhepleri reddederek diğer yapılardan kendini önemli ölçüde ayırdı. Yani, Peygamberden sonraki dönemlerde,Hz Muhammed adına yapılan pek çok uygulama ve içtihadı reddederek, asıl islamın yalnızca Kuran’da yazılanlar olduğunu ilan etti. Kuran’ın tartışılamayacağı, mezheplerin Muhammed döneminde olmadığını vb. söylemleri kullandı. IŞİD’ın bu çizgisi kısa sürede büyük bir sempati topladı. Mezheplerle ve çeşitli ideolojik yorumlarla (tarikatlar, cemaatler vs) parçalanan İslam’ı yeniden toparlıyor diye algılandı. Bu durum kısa sürede hızla genişlemesini ve yaygınlaşmasını sağladı.

26 Ağu 2016

AKP iktidarı büyük bir askeri atak yaparak, ÖSO, Feylak el Sham, Tahrir Ordusu, Nureddin Zengi Tugayı, Sultan Murad Tugayı gibi cihatçı terör gruplarıyla ittifak halinde, sınırımızın hemen dibindeki Cerablus kasabasına girdi.

Yaklaşık 3 yıldır IŞİD’ın elinde olan kasaba, nerdeyse hiç çatışmasız olarak ele geçirildi. "Fırat Kalkanı" olarak isimlendiren operasyonda Çeçen teröristlerde de bulunuyordu. ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) diye adlandırılan silahlı yapının içinde aynı zamanda 150 civarında Türk özel birliklerinden askerin de yer aldığı açıklandı.

22 Ağu 2016

Suriye savaşının sona yaklaşmasıyla sirlikte, silahlı Kürt gruplarla sorunların başlayabileceğini daha önce değişik zamanlarda yazmıştım.

Savaşın yoğun şekilde yaşandığı dönemde, gerek Suriye devlet güçleri gerekse silahlı Kürt grupları kendi alanlarında ciddi bir varlık mücadelesi verdikleri için hiç kimse birbirine dokunmadı. Dokunmadığı gibi, Suriye devleti savaşın başlarında, pek çok kesim gibi ağırlıklı olarak sınır bölgesinde yaşayan Kürtleri de silahlandırarak saldırılarda bölgelerini korumalarını istedi.

Yerel güçleri silahlandırmak önemli bir savunma politikasıydı. Suriye devleti Alevileri, Hıristiyanları, Ermenileri, bazı Sünni aşiretleri silahlandırırken, Türkiye sınırına yakın bölgelerde yaşayan Kürtleri de silahlandırdı. Silah verdiği her kişiye aynı zamanda 20 bin Suriye lirası maaş da bağladı. Böylelikle silahlı Kürt hareketi kendi yerleşim alanlarına dönük saldırılarla mücadele etmeye, yaşam alanlarını korumaya yöneldi.

13 Ağu 2016

Erdoğan’ın Rusya ziyareti sonrasında, AKP’nin 6 yıllık Suriye politikasında ciddi değişiklikler bekleniyor. Özellikle Rusya’nın talebi ile Suriye’ye dönük adımların atılması ve kısa sürede bölge ülkeleri dahil ilişkilerin normalleştirilmesi bekleniyor.

Tayyip Erdoğan’ın Rusya ziyareti sırasında V. Putin’in özellikle Hakan Fidan’ın gelmesini istediğini yazmıştık. Bu nedenle Hakan Fidan, Rusya’yı ziyaret eden heyete katılmış ve Rusların önüne koyduğu belgelerle bizzat yüzleşmesi sağlanmak istenmişti. Edindiğimiz bilgiye göre, bu amaç gerçekleşmiş, kimsenin yalan söylemisine izin verilmemiş ve somut olarak nelerin yapılabileceği Türk heyetinin önüne konulmuş durumda.

Sayfalar