- Yurt
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlamak istemeyen anlayış ‘Cerablus’un Kurtuluşu’nu büyük heyecan ve coşkuyla kutladı.
Yeni Şafak; Yavuz Selim’in 24 Ağustos 1516’da Suriye’ye girdiği Mercidabık Meydan Muharebesi’ni hatırlatarak 500 yıl sonra ‘Osmanlının şahlanışı’nı kutladı.
Hükümet Yeni Şafak’ın bu heyecanını önceden sezebilseydi kesin Cerablus’u değil 60-70 kilometre güney batıda bulunan Mercidabık kasabasından girerdi Suriye’ye.
Orada da IŞİD’çiler var ve IŞİD dergisinin adı Mercidabık.
Çünkü ruh hastası IŞİD’çilere göre büyük meydan muharebesi burada yaşanacak ve İslam ordusu yani kendileriyle kafirler ordusu burada karşılaşacak.
Peygamber Ocağı TSK; ‘kafirler ordusu’ olmamak için Mercidabık’tan değil Cerablus’dan girdi Suriye’ye.
“Önemli olan Cerablus ya da Mercidabık değil Şam’a uzanıp Emevi’de namaz kıldıktan sonra Kahire’ye gidip Sisi'yi devirmektir’.
Hikayenin oldukça gırgır ve matrak tarafı var. Ama iş biraz da ciddi. Örneğin IŞİD’i Cerablus’dan kovmak. Burası da biraz gırgır.
Çünkü Türk Ordusu gelmeden IŞİD’çiler kasabayı bırakıp gitmişti. Yani büyük fırsat kaçırmışlardı.
Zavallılar dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye gelmiş ve buradan Cersblus’a girerek şehit olmak için IŞİD’e katılmışlardı.
Tam da şehit olup cennete gidecek ve hurilerine kavuşacakken, Emir Hazretleri onlara “Türk kardeşlerinize dokunmayın” dedi.
Üstelik Türk kardeşlerinin yanında savaşanlar en az onlar kadar ‘hakiki Müslüman’dı’.
Yani ruh hastası, katil ve sapık.
Hiç kimse 'bu tiplerin Türkiye'de ne işi var ya da Türk tankları nasıl olur da bunlara destek veriyor' diye sorgulamadı.
Sonra da birileri ‘üç TIR için’ kıyameti koparıyor.
Üç değil, 30 değil, 3 bin değil şimdiye kadar 30 bin TIR gönderildi bu ruh hastalarına.
Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Özsakallı’nın Cersblus'a gidip o katillerle tokalaşıp kucaklaşması ayrı bir hikâye.
Katil olduklarını kanıtlayan yüzlerce hatta binlerce fotoğraf ve video var.
Gelelim şu PYD ve ‘Kürt Koridoru’ konusuna.
Çok yazıp anlattım: Hayatımda bu kadar aptalca bir yorum görmedim.
Sözde PYD ‘Suriye’nin Türkiye ile olan 900 kilometrelik sınırı boyunca bir Kürt devleti kuracakmış’.
Suriye'de en çok 3 milyon Kürt kardeşimiz var.
2011 öncesinde Suriye'de PYD, IŞİD, Nusra ve benzeri gruplar yoktu.
Yani Ankara'nın şimdi şikayet ettiği iki tehlikenin nedeni kendisidir.
Yani AKP’nin ‘çok derin stratejik’ politikasının sonucudur.
Şimdi çıkıp şikayet etmesinin alemi yok. Kendin ettin ama Türkiye buldu.
Tabii Suriye, Irak, Libya ve Yemen yıkıldıktan sonra.
Dönelim PYD ve ‘Kürt Koridoru’na.
ABD ve Batılı ülkelerinin desteği olmasaydı PYD asla bu güce kavuşamazdı.
Suriye’de olaylar başladığında AKP birçok kez PYD lideri Salih Müslim’i misafir etti ve ‘Esad’a karşı ayaklanması karşılığında istediği her şeyi vereceğini’ söyledi.
Dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu bunun için Erbil’e gitti ve Barzani’yi arabulucu olarak kullandı ama olmadı.
Bu da yetmedi Ankara, Obama’nın ‘sopalı ricası’ üzerine Iraklı Kürt Peşmerge’nin Türkiye topraklarından geçerek Kobani’ye geçmesine izin verdi ve PYD’nin IŞİD’i yenmesine katkı sağladı.
Yani IŞİD’i IŞİD yapan AKP, PYD’nin büyük güç olması için gereken her şeyi yaptı.
Şimdi de çıkmış artistlik yapıyor.
“Keserim de, biçerim de”.
Kimi?
Suriyeli Kürt kardeşlerimizi.
Vay efendim ‘Kürt Koridoru’ oluşturacak ve Akdeniz’e ulaşacaklar.
ABD olmazsa adamlar nefes bile alamaz.
Yani sizin düşmanınız Kürtler değil ABD ve Batılı müttefikleriniz.
Adamlar Suriye, Irak ve şimdi de Türkiye’yi karıştıracak ama siz yine de onlara ‘stratejik müttefik’ diyececeksiniz.
Genetik bir sorun.
Dönelim konumuza.
PYD, Suriye’nin Türkiye olan sınırının yaklaşık 500 kilometresini kontrol ediyor.
Çünkü AKP sesini çıkarmadı ve Suriye Ordusu onlarla savaşacak durumda değil.
Üstelik PYD’nin kontrol ettiği bölgede Kürtler’in oranı yüzde 40 civarında.
Peki diyelim ki PYD tam değil de, yarım koridora razı oldu o zaman Ankara sesini çıkarmayacak mı?
Çıkarmayacaksa PYD, Suriye’nin Türkiye ile olan sınırının 500-550 kilometresini kontrol edecek ve bu sınır boyunca Türkiye Kürdistanı’na komşu olacak ve burada Irak’ta olduğu gibi Suriye Kürdistanı’nı kuracak.
Geriye İran kalır.
Öcalan’ın ‘Demokratik Konfederasyon’ projesi.
Gelelim koridorun batı kanadını oluşturan ve yaklaşık 100 kilometre olan Cerablus-Azez hattına.
Burada hiç Kürt yok.
Menbiç’te yok.
Azez batısında Kürt çoğunluklu Afrin kasabası var ve sonrasında yine Alevi Araplar, Türkmenler, Ermeniler ve Hıristiyanlar var.
Peki sözde koridor için işgal edilmesi beklenen bu bölge nasıl PYD tarafından kontrol altında tutulacak.
Ağırlıklı olarak Arap ve Türkmen olan bu bölgenin insanı hiç direnmeyecek mi PYD’ye.
Türkiye ve Suriye sesini çıkarmayacak mı?
PYD bu 900 kilometre genişliğinde ve 60-80 kilometre derinliğindeki ‘Kürt devleti’ni doldurmak için yeteri kadar Kürdü nereden bulacak?
Belki de Türkiye’den! Kürtler; Türkler, Araplar, Persler ve diğerleri gibi bu coğrafyanın gerçek ve ortak sahipleri.
Siyonist örgütlerin tersine.
Bu örgütler dünyanın dört bir yanından Yahudiler’i toplayarak Filistin’e taşıdı ve İsrail Devleti’ni kurdular.
Arap ve Müslüman ülkelerin yönetimleri ihanet içindeydi.
100 yıldır bu coğrafyada savaşlar yaşandı, yaşanıyor Filistin için.
100 yıldır bu coğrafyada Kürt sorunu var.
‘Arap Baharı’ bu işlerin fantezisi. İhanetler devam ediyorsa o zaman bir değil bir çok koridor kurulur ve biz bön bön bakar mehter takımıyla büyük meydan muharebelerine hazırlanır dururuz.
Hem de Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü açarken!