Yazı-tura ile anayasa değişti, ama iktidar kaybetti

18 Nis 2017

Adeta yazı-tura atarak bir anayasa değişikliği gerçekleşti, rastlantısal olarak evet kazandı. Hayır da kazanabilirdi! Bu analojiyi, bir ülkenin kaderinin nasıl pamuk ipliğine bağlı bir oylama ile çizilebildiğini anlatmak için yaptım. Komik yani!
Seçim önce çevrem epey panik içindeydi, onlara şöyle dedim: Referandumu kazanırlarsa bu iktidar sizlere ve ülkeye daha çok ve daha büyük kötülük yapamaz. Sakin olun...
Alçaklık mertebesinde yaşayan küfürbaz trolleri bir kenara bırakın, durumu gören aklı başında AKP’liler hiç hoşnut değil. Bugüne kadar görmeye alıştığımız, haritada bir kenara sıkışmış muhalif oylar genişlemiş ve tutuculuğun ana kıtası Orta Anadolu’ya kucak açmış. İstanbul’u, Ankara’yı kaybetmişler. İktidarın başına gelebilecek en büyük iki felaket. İzmir ise tam silip süpürmüş...
Bir baş aşağı gidişin kesin fotoğrafı var karşımızda.
Sosyolojik olarak, kentleşmeyi anlayamamış ve bunun “yasaları”na ayak uyduramamış bir arkaik parti durumuna giderek düşüyor AKP... Üretici ve yenilikçi, çağdaşlaşan güçler bir yana, AKP öbür yana.
 
‘Bu kadar yol, köprü yaptık’
Sözcüler şöyle diyor ekranlarda: Yahu kentlere bu kadar yatırım yapılıyor.. yol dersen yol. Köprü dersen bin tane.. geçişler geçişler.. modernleşme alabildiğine, yeni havaalanları.. büyük büyük gökdelenler... AVM’ler.. neden bu kadar yatırımın yapıldığı kentlerde gerileme oldu?
Çünkü kent sosyolojisi gökdelenler dikmek ve yüzlerce metre bir ucubenin içinde on binlerce insanı tıkmak.. yol, köprü ,havaalanı yapmak değil. Bunlar inşaat.
Kentleşme, demokrasiyle, özgürlüklerle birlikte geliştiği zaman kentleşme olur. Kentlerde yürüyüş ve protesto yapmak da kentleşmenin bir parçasıdır. İnterneti kısıtla; aklına esince Twitter’ı, YouTube’u devre dışı bırak.. haberleşmeyi engelle... Oysa tüm bunlardır kentleşme... Çağdaşlaşmadır.
 
İnsanlar değişir, sen kalırsın!
İnsanların kullandığı tüm modern alet edevat, yeni iletişim araçları ile birlikte özgürlükler birlikte gelişir. Dahası, AVM’ler de, her ne kadar tüketim mabetleri olarak gelişiyorsa da, onlar çağdaş dünyanın insanlarımız üzerindeki izdüşümleri, yansımalarıdır. İnsanlar AVM’leri doldurunca aynı zamanda modernleşme ile tanışırlar. Tüm bunlar insanları değiştirir.
Basın özgürlüğü, adalet, ekonomik özgürlükler, fırsat eşitliği, iyi eğitim, dünyaya özgürce açılma olanaklarıyla donanım, küresel yaratıcılık, siyasi özgürlükler, politik istikrar, Avrupa yenilik karnesi, kadın özgürlükleri, kadınların çalışma hakkı, yolsuzluk vb. gibi dünya ölçeğindeki onlarca endekslerde hep orta ve en geri basamaklarda ülkeyi tut, kentleşmeyi yol-köprüye indir... (Endekslere bir göz atın: www.cumhuriyet.com.tr/kose-yazisi/719529/iki_baslilik__Biri__Beka_yi__ digeri__Fena_yi_temsil_eder.html)
Bir kamuoyu araştırma şirketinin sahibi, üstelik iktidara yakın, dedi ki: “İktidarın kadınlardan aldığı oy yüzde 55 idi, yani erkeklerden yüzde 5 fazla, bu seçimlerde kadın erkek oy oranı eşitlendi.”
AKP gerici bir parti, elindeki en önemli alet “din”. Tabii ki sosyal yardımlar yapıyor büyük ölçüde, fakat devlet kaynaklarından AKP’nin sadakası olarak yapıyor.
 
Yüzde 40’ın altı mı?
Reis’i sahneye sürmesine rağmen, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı oyu bile alamadı. Üstelik MHP’nin desteğine rağmen! Bir de Büyük Birlik Partisi var tabii. Unutmadan, Güneydoğu’dan bazı Kürt oyları kalelerinden yüzde 10’lar-15’ler koparmasına rağmen...
MHP’den aldığı destek yüzde 7 mi, Kürt seçmen ve BBP’den toplam yüzde 1 mi aldı?.. AKP’nin oyu, 7 Haziran 2015 seçimlerine geri çekilmiştir. Üstelik, parti ve anayasa değil, sahnede tamamen Cumhurbaşkanı’nın bizzat kendisi oylanmasına rağmen.
Bu önemli bir çiziktir. Üst noktadan aşağı gidişin fotoğrafı.
Şunu da belirtelim: RTE’nin Avrupa ile büyük bir kamplaşma-düşman yaratmasına rağmen.
Bu cepheleşme ile yüzde 1 puanı daha kendine çekmiş midir? Evet... O zaman yüzde 40 ve altını görmüştür bile denebilir. Sandıklara yapılan yasadışı müdahaleleri Yüksek Seçim Kurulu’nun yasadışına düşerek yasal görmesi?.. Acaba bu yolla birkaç yüz bin oy gitmiş midir? Daha düzgün, net oranları birileri toplar, öğreniriz.
Şu var: AKP’ye oy veren en az yüzde 10-15 seçmen tek adamlığa karşı. Bu süreç işledi.
 
Kum saati işliyor
Tabii, reklam bombardımanı, kampanyalarda sıfır eşitlik... Bunları da katın.
Demek yeri göğü inletsen, seçmen üzerinde istediğin etkiyi yaratamıyorsun. O bildiği yoldan gidiyor. Belki de hatta geri tepiyor!
Anayasa değişti ama AKP kaybetti.
Birileri sanıyor ki, AKP birkaç düzeltme ile kendini toparlar yeniden, kentleri kazandırır. Zor... 180 derece değişmesi gerek... Değişir mi? Değişsin, isteriz. Mesela Cumhuriyetçileri serbest bırakmakla başlasın işe.
Yazı tura atıldı, anayasa değişti... Komik bir ülkeyiz.
İktidar için ise işleyen bir kum saatidir.

paylaş