Rusya’ya neden toz kondurmuyoruz?

02 Şub 2018

 

Gazeteciliğe başladığım 90’lı yılların başlarında da Ortadoğu meselesi diplomasinin en önemli gündemiydi.

Sınır aşan sular, Filistin davası, Körfez Savaşı, Kuzey Irak/Çekiç Güç ve İran hep sıcak konulardı.

Gazeteye geldiğimde güne merhum Mehmet Ali Birand’ı ve Cengiz Çandar’ı satır satır okuyarak başlardım güne. Faik Bulut’un Filistin analizlerini akıcı bir roman gibi okurdum. Cümlelerin altını çizer, bazen de yazıları keser saklardım. O yazılardan, analizlerinden çok fazla ipucu yakalayıp araştırmışlığım vardır.

Daha sonra Sedat Ergin, Murat Yetkin, Soli Özel ve Semih İdiz girdi okuma listeme. Bilgi dolu yazıları, aydınlatan analizleri, farklı açıları sunmaları sadece biz genç gazeteciler için değil, ülkenin diplomasisini yönlendirenler için de ders niteliğindeydi.

Sedat Ergin’in çarşamba günü yayınlanan “Rusya neden Suriye’de Türkiye’ye yardım ediyor” yazısını (http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/rusya-neden-suriyede-turkiyeye-yardim-ediyor-40726602) okuduktan sonra, diplomasi yazarlığında bu ekolün hâlâ sürüyor olmasından dolayı kendimi mutlu hissettim ve bu girizgâhı yapma ihtiyacı duydum.

PUTİN, MENBİÇ OPERASYONUNU DA İSTİYOR

Yazıdaki 7 madde, Suriye denkleminde Türkiye’yi yerleştirdiği konum ve Türkiye’nin büyük askerî gücünü sahaya sürmesi sayesinde Rusya’nın adeta bir taşla 7 kuş vurduğunu çok net bir şekilde gösteriyor.

“ABD’ye karşı güç kazanma”, “Türkiye’yi ABD’den uzaklaştırıp yanına çekme”, “ABD’nin en büyük kozu YPG’yi bir ayağı eksik bırakma”, “Bütün dünya Afrin’e odaklanmışken, güneyde muhaliflerin son kalesi İdlib’in Esad’ın eline geçmesini sağlama”, “Muhaliflerden sonra YPG/PKK’yı da güçsüzleştirerek müttefiki Esad’ı Suriye’deki tek otorite haline getirme” ve “Türkiye ile Esad’ı yeniden yakınlaştırma” Rusya’nın kazandığı avantajlardan sadece birkaçı..

Hal böyle olunca, ‘Zeytin Dalı’ harekâtından en üst düzeyde yararlanan Rusya’nın Türkiye’nin Menbiç’e operasyon yapmasını da desteklemesi kaçınılmaz görünüyor.

Rus diplomatlara göre “Türkiye’nin Menbiç’ten girip Irak sınırına kadar ilerlemesi” çok gerçekçi görünmüyor ama TSK’nın Özgür Suriye Ordusu ile Menbiç’e girmesi, ABD’ye Suriye’de vurulmuş en büyük darbe olur. ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptığı telefon görüşmesinden sonra, Beyaz Saray’ın Türk ve ABD ordularının çatışması ihtimalini gündeme getirmesi de Moskova’da “TSK’nın olası Menbiç operasyonunu fikir aşamasındayken engelleme girişimi” olarak değerlendiriliyor.

RUSYA’NIN DOKUNULMAZLIĞI MI VAR?

Evet, Ankara bu aralar Rusya’ya toz kondurmuyor. Suriye’de PKK’ya destek veren, teröristleri eğiten ve donatan ABD ordusundan gelen açıklamalara haklı olarak tepki gösterirken Rusya’dan gelenleri konuşmuyoruz bile...

Örneğin, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, çarşamba günü yaptığı basın toplantısında Afrin operasyonunda geride kalan 10 günde sivillerin de öldüğünü iddia etti. Bununla da yetinmeyip operasyonun sonuçlarından kaygı duyduklarını söyleyip, Türkiye ile YPG’yi adeta bir tutarak “tarafları” itidalli olmaya çağırdı. Zaharova uluslararası ajansların bu açıklamalarını bütün dünyaya servis edeceğini bilerek konuşuyordu.

Aynı saatlerde, Rusya topraklarında bir başka gelişme yaşanıyordu. Soçi’deki Suriye toplantısına katılan Baas heyetinde Türkiye’nin Reyhanlı’daki terör saldırısından sorumlu tuttuğu, terörist ilan edip kırmızı bültenle aradığı Miraç Ural da baş köşede yerini alıyordu.

“Moskova’ya verilen listede ismi yoktu, Esad’ın adamları sürpriz yaptı” yalanına siz inandınız mı?

Rusya topraklarına ayak basan her yabancıyı didik didik araştıran Moskova’nın hele hele Suriye’den kalkıp Soçi’ye gidecek birinden haberdar olmaması mümkün mü?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TSK destekli ÖSO’nun İdlib’e kadar ilerleyeceğini söylemişti. Erdoğan’ın Menbiç çıkışına destek veren Rusya’nın söz konusu İdlib olunca homurdanmaya başlaması da gözlerden kaçmıyor. Türkiye Afrin’i terör odaklarından temizledikten sonra Suriye’de Fırat Nehri’nin doğusunda tek hâkim güç olmak isteyen Rusya’nın gerçek yüzü ortaya çıkacaktır.

Bugün adım atarken, o güne de hazırlıklı olunması açısından sağduyulu analizlere, yapıcı eleştirilere kulak vermekte fayda var.

paylaş