- Karar
Kasım Süleymani suikastının yıldönümü sessiz geçince “İran’ın intikam sözüne ne oldu?” diye soruldu.
Halbuki, geçen sene 3 Ocak günü Irak’ın başkenti Bağdat’ta ABD tarafından öldürülen Süleymani’nin intikamı çoktan alındı.
Suikasttan bir ay sonra…
İdlib kırsalında…
Suriyeli sivillerden!
***
Anadolu Ajansı’nın 4 Şubat 2020 tarihli “Sivilleri vurdukları bombaların üzerine Süleymani’nin ismini yazdılar” başlıklı haberi:
”İran destekli terörist grupların sosyal medya hesaplarında yayımladığı görüntülerde Suriye’nin Halep ilçesi Han Tuman bölgesinin katyuşa füzeleri ile hedef alındığı görülüyor. Görüntülerde bir askeri unsurun katyuşa füzeleri üzerine ABD’nin Irak’ta hava saldırısında öldürdüğü Kasım Süleymani’nin ismini yazdığı görülüyor. Füzelerin söz konusu bölgede sivilleri hedef aldığı biliniyor. Han Tuman’ı özgürleştirme harekatı olarak adlandırılan operasyonda İranlı terörist gruplar, Halep kent merkezinden sivillerin yoğun olarak yaşadığı muhaliflerin kontrolündeki alanlara saldırıyor.”
Ne alâka diye sormayın, Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesi ile İdlib halkı arasında alâka kurmak için kafa patlatmayın; psikopatın psikopatlığında alâka aranmaz.
Ama durun…
Var aslında bir alâka…
Suriye’deki akıl almaz İran vahşetinin -utanmadan “İmam-ı Ümmet”lik taslayan Hamaney adına- mimarlığını ve mühendisliğini yapan adamdan bahsetmiyor muyuz?
Akıl alır bir intikam, Kasım Süleymani’nin hatırasına saygısızlık olurdu!
***
İran rejimi, binlerce masum Suriyelinin öldürülmesinden sorumlu olan Süleymani’yi milli kahraman gibi görüyor / gösteriyor ve bol bol heykelini dikiyor.
Milli kahraman ne ki?
Ümmet-i Muhammed’in çağımızdaki en büyük kahramanlarından biriymiş bu cani!
Tövbe estağfirullah.
Neyse ki İran siyasetinden de bu propagandaya tepkiler geliyor.
***
İranlı reformcu siyasetçi ve insan hakları aktivisti Faize Rafsancani (Eski İran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani’nin kızı), geçen gün sosyal medya hesabında Süleymani ile ilgili bir paylaşımda bulundu.
Meğer Süleymani, Suriye’ye askeri müdahaleden önce Haşimi Rafsancani’yi ziyaret edip bu konuda onun desteğini istemiş ama olumsuz cevap almış.
Babasının kızı Faize Rafsancani, “Süleymani’nin eylemlerinin ve bizim direniş politikamızın sonucu ne oldu?” diye soruyor…
“Direndiğimizi söylüyoruz ama bu direnişten nasıl şeref duyabiliriz?” diye isyan ediyor…
***
Geçenlerde Independent Türkçe’ye mülakat veren Faize Rafsancani, “İran İslam Cumhuriyeti’nin Esad rejimine verdiği desteği nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu şöyle cevaplamıştı:
“Beşşar Esad’ı desteklemek; beş yüz binden fazla kişinin kanının dökülmesi, beş milyondan fazla mülteci ve bir ülkeyi yok etmek pahasına bir diktatörün hayatta kalması için çalışmaktır. Acaba bu uygulamanın her ne hedefle ve stratejiyle olursa olsun felaketten başka bir sonucu var mı?”
Yukarıda mezkûr sosyal medya paylaşımında, kitabın ortasından konuşmaya devam ediyor Faize Rafsancani.
Diyor ki, özetle:
‘İnsan haklarına saygılıysak, Müslümanların yaşam hakkını önemsiyorsak, beş yüz bin Suriyelinin öldürülmesinde nasıl yer alabiliriz?’
***
Güya Müslümanların hamisi olan ve Suriye’deki mezalimini ABD’nin Müslüman aleyhtarı siyasetine direnişle izah eden İran devletine bir sorusu daha var Faize Rafsancani’nin:
‘Madem öyle, Müslümanları öldüren Rusya ve Çin’le niye sorunumuz yok?’