Hakan Albayrak

11 Oca 2021

Kasım Süleymani suikastının yıldönümü sessiz geçince “İran’ın intikam sözüne ne oldu?” diye soruldu. 

Halbuki, geçen sene 3 Ocak günü Irak’ın başkenti Bağdat’ta ABD tarafından öldürülen Süleymani’nin intikamı çoktan alındı. 

Suikasttan bir ay sonra…  

İdlib kırsalında…  

Suriyeli sivillerden! 

*** 

Anadolu Ajansı’nın 4 Şubat 2020 tarihli “Sivilleri vurdukları bombaların üzerine Süleymani’nin ismini yazdılar” başlıklı haberi: 

05 May 2019

Fulgencio Batista, Küba’yı ABD’ye peşkeş çekip halkını sefalete sürükleyen bir diktatördü. 

1 Ocak 1959’da devrildi. 

Onu deviren Fidel Castro ve silah arkadaşları (26 Temmuz Hareketi) üç şeyin peşindeydi: Bağımsızlık, hürriyet ve refah. 

Ne yazık ki bu gayelerin üçü de gerçekleşmedi. 

Küba ABD uydusu olmaktan çıktı, ama bu sefer de Sovyet uydusu oldu. 

Diktatörlük ve yoksulluk, komünist rejim altında devam etti. 

Halbuki 26 Temmuz Hareketi -Fidel Castro’nun kardeşi Raul Castro ve Arjantinli arkadaşı Che Guevara gibi birkaç istisna hariç- bidayette ne komünistti ne de Sovyet meraklısı. 

Üstelik, Fidel Castro ABD ile iyi ilişkiler içinde olmak istiyordu. 

Hatta, dış ticarette Küba’nın en önemli partnerinin yine ABD olması gerektiğini düşünüyordu. 

19 Nis 2018

ABD, İngiltere ve Fransa’nın Suriye’de Esed rejimine ait bazı tesisleri bombalaması üzerine Ümmet-i Muhammed’i ve tüm insanlığı emperyalizme karşı seferberliğe çağıranlar, aynı çağrıyı Halep, İdlib yahut Doğu Guta’yı bombalayan Rusya’ya karşı yapmaktan imtina ettiler ve ediyorlar.

Rusya’yı emperyalist saymıyorlar, zahar.

Sayıyorlarsa da, ‘Büyük resme bakmak lazım. Rejim muhalifleri, Amerikan emperyalizminin hizmetindeler. Onların yenilgiye uğratılması, Suriye üzerindeki Amerikan projesini boşa çıkaracaktır. Bu mücadelede yardımına müracaat edilen Rusya da tabii ki emperyalisttir ve onun da Suriye üzerinde bazı hesapları var, ama bunlar Amerikan projesine göre daha az zararlıdır ve üstesinden gelinmeye daha müsaittir. Ehven-i şeri tercih etmemiz yadırganmamalı’ diyorlar sanki.

O takdirde, benzer gerekçelerle ABD’yi şuna veya buna tercih edenlere ilkesel bir itirazda bulunamazlar.

01 Nis 2018

Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu’nun Afrin’i ABD-İran-Esed destekli PKK/PYD rejiminden temizlemesine fetih denir mi, denmez mi?

Bence denir ve ben diyorum.

Buna itiraz edenlerin argümanları ikna edici değil.

Kimileri, fetih kelimesinin gayrimüslimlere ait bir beldenin Müslümanlar tarafından ele geçirilip İslam’a açılmasını ifade ettiğini ve çoğunluğu Kürtlerden oluşan Afrin ahalisi neredeyse tümüyle Müslüman olduğu için burada fetihten bahsedilemeyeceğini söylüyorlar.

Açma / açış, açılma /açılış anlamlarına gelen Arapça fetih kelimesi bir beldenin İslam’a açılması anlamında kullanılır, evet; ama genel olarak “bir ülke veya şehrin savaş yoluyla ele geçirilmesi” anlamında da kullanılır ve Türkçe sözlüklerinde daha ziyade böyle anlamlandırılır.

***

Araplar da fetih kelimesini “İslam’a açmak”ın yanı sıra zaptın nazik bir alternatifi veya Batı dillerindeki “liberation”un karşılığı olarak -yani kurtarış yahut kurtuluş anlamında- kullanırlar.

29 Oca 2018

umhuriyet Halk Partisi (CHP), Zeytin Dalı Harekâtı’nın arkasındaki muazzam halk desteğini görüyor ve bu millî mutabakat havasının haricinde kalmamayı önemsiyor.

Kılçık atmadan da duramıyor ama.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, geçen Salı günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne Afrin yolunda yoldaşlık eden Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) çattı.

“ÖSO birlikleri nereden nasıl oluşturuldu, şüpheli ve tartışma getirici”ymiş!

“ÖSO, El Kaide uzantılı kimi örgütlerden oluşan bir derleme birlik”miş!

“Türkiye’nin bu konuda dikkatli olması lazım”mış!

***

ÖSO’nun “nereden nasıl oluşturuldu”ğunu, kimler tarafından ne zaman kurulduğunu öğrenmek zor değil.

Şüphe ve tartışmaya mahal bırakmayacak kadar açık ve net bir tarihi var Özgür Suriye Ordusu’nun.

Bu tarihi okuduğunuzda görürsünüz ki, her şey sivil halkın üzerine kurşun ve bomba yağdırmayı reddeden Suriye Ordusu mensubu bir grup subayın inisiyatifiyle başladı.

Yıllardan 2011, aylardan Temmuz…

12 Mar 2016

Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük antiemperyalist hareketlerinden biri, 1970’lerin Ülkücü hareketi olmuştur. Dursun Önkuzu’nun bir grup sapık komünist tarafından vahşice katledilmesiyle başlayan ve bir grup sapık Ülkücü’nün gerçekleştirdiği Bahçelievler Katliamı ile doruğa çıkan kanlı “sağ-sol” çatışmalarını bir tarafından tutup savunacak değilim. Ülkücülerin “Esir Türkler” meselesini gündeme taşıyarak insancıl “Sovyet” imajına set çekmeleri ve üniversitelerde, bazı stratejik meslek kollarında yahut ‘mahalle hayatında’ solcuların durdurulamaz gibi görünen zafer yürüyüşünü durdurup onların memlekete tahakküm hesaplarını boşa çıkarmaları ise takdire şayandır. Adını koyalım: Rus emperyalizmine karşı bir mücadeleydi bu. Üç-beş istisna hariç, solcu gruplar Rus emperyalizmine hizmet ediyordu.

***