Karar

15 May 2023

Kemal Derviş gibi şahsiyetleri geniş kitlelere tanıtmak etik değerlerin ve bilginin değerini tanıtmak demektir.

Derviş milyarlarca dolara hükmetti, tek kuruşluk dedikodu çıkmadı… 2001 yılında ağır krizdeki ekonomiyi yapısal reformlarla ayağa kaldırdı…

Yapısal reformlar’ kavramının iktisat kitaplarına geçen bir örneğini ortaya koydu.

Güç zehirlenmesine kapılmadı. İşe başladığında nasılsa, zirvelerde de öyle kaldı ve öyle ayrıldı.

İLKE İNSANI

2002’nin ilk aylarıydı... Merhum Mesut Yılmaz, Kemal Derviş’i partisine istiyordu; seçimleri kazanınca onun başbakan olacağını ilana hazır olduğunu söylemişti. Yılmaz’ın istediğiyle, değerli dostum Cem Kozlu’nun evinde bunu Derviş’e anlatmıştık. İlhan Nebioğlu da oradaydı. Derviş memnuniyetini ve teşekkürlerini bildirdikten sonra şöyle demişti:

03 May 2022

Viyana Silahsızlanma ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Merkezi'nden askeri uzman Hanna Notte, Rusya'nın Suriye ve Ukrayna'da kullandığı askeri taktiklerin paralellik gösterdiğine dair dikkat çeken tespitlerini paylaştı.

Rusya ve Ortadoğu'da güvenlik anlayışı ve silahlanma kontrolüne ilişkin çalışmalar yapan Viyana Silahsızlanma ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Merkezi'nden Hanna Notte, Rusya'nın Suriye ve Ukrayna'daki taktiklerini kıyasladı. Rusya'nın her iki ülkedeki taktiklerinin değerlendirilmesinin önem taşıdığına dikkat çeken Notte, konuya ilişkin DW'nin sorularını yanıtladı.

DİKKAT ÇEKEN BEŞ PARALELLİK

29 Nis 2022

Kendilerine özgü tarihsel etmenler sebebiyle NATO üyeliğine hep mesafeli yaklaşmış iki Baltık ülkesi olan Finlandiya ve İsveç’in savunma öncelikleri ve aidiyetleri, 24 Şubat gününden itibaren konjonktüre göre güncellenmiş bir tercihe doğru ilerliyor. Sovyetler Birliği ile 20’nci yüzyıl ortalarında kanlı savaşlar yaşamış olan Finlandiya, savaş sonrası düzende yanı başındaki komşusu karşısında tarafsız kalma tercihinde bulunmuştu. 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı gayrimeşru bir şekilde işgal ve ilhak etmesi ise Baltıklar’da yeni güvenlik ve savunma mimarisinde fay hatlarının hareketlenmeye başladığı konusunda bir algı doğurdu. Zira Finlandiya ve İsveç, İttifak’ın dışında kalan yegâne Nordik ülkeleri olup, 1994 yılından beri NATO’nun Barış için Ortaklık Programı’nda yer alıyorlar. Örneğin NATO öncülüğünde Afganistan’da gerçekleşen ISAF operasyonda yer aldılar. Geçtiğimiz haftalarda Estonya semalarında gerçekleşen NATO’nun çokuluslu Ramstein Alloy tatbikatına savaş uçaklarıyla katıldılar.

08 Nis 2022

Rusya’nın Ukrayna işgali bazı bölgelerde sonuç alamamış olsa da, bazılarında haritayı değiştirecek tempoda devam ediyor. Kızılordu’nun Kiev’den çekilmesi Putin’in amaçsız kaldığını da göstermiyor. İşler planladığı gibi gelişmese bile hala gücü ve motivasyonu varken Ukrayna’da ilerleyebildiği kadar ilerleyip, pazarlık gücünü yüksekte tutabileceğini hesaplıyor. Hesabı böyle olunca devam ediyor gibi görünen müzakereleri umursamadığı da anlaşılıyor. Putin, bunu zaman kazanmak için bir propaganda aracına dönüştürmüş durumda ve Bucha katliamında da görüldüğü gibi müzakere mantığından bir hayli uzaktadır.

26 Eyl 2021

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’ta açılan görkemli Türk Evi’nde gazetecilere söylediği şu iki söz, dış politikadaki halimizin fotoğrafıdır.

Evvela ABD ile ilişkiler:

Biden ile iyi başladık diyemem, şu andaki gidiş pek hayra alamet değil...”

HALBUKİ Erdoğan Biden’la iyi ilişkiler kurmak için “soykırım” kavramını kullanmasına tepki göstermemişti… Kabil havaalanını savunmasına talip olmuştu… BM’deki konuşmasında Ukrayna ve Kırım sorunları için Rusya’yı eleştirmişti… Ama Biden’la ayaküstü bir görüşme bile olmadı. Evet, “hayra alamet değil.

Erdoğan’ın öbür sözleri Rusya hakkında:

Biz Rusya ile ilişkilerde şu ana kadar herhangi bir yanlış görmedik…”

Bu iki söz eksen kaymasının fotoğrafıdır: Batıdan uzaklaşan Rus-Çin blokunda “her hangi bir yanlış” görmeyen bir eksen kayması…

PUTİN RUSYASI

06 Haz 2021

Kanada nere, Doğu Türkistan nere?

Ama çocuklar üzerinden yürütülen bir asimilasyon programı birbirinden on binlerce kilometre uzaktaki bu iki coğrafyayı birbiriyle irtibatlı hale getiriyor. Tabii duyarlılığı olanlar için.

Kanada’ya hakim olan beyaz yönetim, Yerlileri asimile etmek için 1800’lerde başlayan bir uygulamayı devreye sokmuş. Yerli çocukları, sırf bu iş için ülke çapında açılan Kilise Okullarına yatılı olarak almış ve dönüştürmeye çalışmış. Bu arada çocuklar cinsel istismara uğramış, üzerlerinde deneyler yapılmış ve yüzlercesi hayatını kaybetmiş.

Olay, uzunca bir süredir Kanad’anın gündeminde, hatta 2008 yılında parlamentoda yerli halktan özür de dilenmiş.

Olayın sıcak gündem haline gelmesi British Columbia eyaletinin Kamloops kentindeki yatılı kilise okulunun bahçesinde 215 çocuğun cansız beden kalıntısının bulunduğuna dair haberler dolayısıyladır.

11 Oca 2021

Kasım Süleymani suikastının yıldönümü sessiz geçince “İran’ın intikam sözüne ne oldu?” diye soruldu. 

Halbuki, geçen sene 3 Ocak günü Irak’ın başkenti Bağdat’ta ABD tarafından öldürülen Süleymani’nin intikamı çoktan alındı. 

Suikasttan bir ay sonra…  

İdlib kırsalında…  

Suriyeli sivillerden! 

*** 

Anadolu Ajansı’nın 4 Şubat 2020 tarihli “Sivilleri vurdukları bombaların üzerine Süleymani’nin ismini yazdılar” başlıklı haberi: 

16 Ara 2020

“ABD' nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası." CAATSA’nın uzun adı böyle.

2017 yılında Rusya’nın ABD seçimleri, Ukrayna ve Suriye savaşlarına müdahalesine karşı ABD Senatosu’nda kabul edilmiş bir yaptırım paketi.

Yasada sıralanan ABD’nin hasımları listesinde Rusya dışında İran ve Kuzey Kore de var.

Yani Türkiye, hasım olarak değil, hasım olan Rusya’dan S-400 aldığı için bu yaptırımların muhatabı.

Herhalde bozulan müttefikliği, hasımlığa çevirmemek için yaptırımlar siyasi karar alıcılara uzatılmadı. Rusya’nın silah ihracına bakan resmi kurumu Rosoboronexport’le S-400 alımı sözleşmesini imzalayan Savunma Sanayi Başkanlığı’yla (SSB) sınırlı kaldı.

Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir ve çalışma arkadaşları sanki kendi inisiyatifleriyle bu alımı yapmışlar gibi doğrudan yaptırımların hedefi oldu.

16 Ara 2020

Amerika’nın Türkiye hakkındaki “yaptırım” kararı elbette esef verici bir hadisedir. Fakat Türkiye’ye ciddi zarar verecek şiddette değildir. Nitekim kur ve borsa hiç olumsuz etkilenmedi.

AB zirvesinden çıkan “yaptırım” da yumuşaktı. Atina ve Paris’in saldırgan tavrı AB’da kabul görmemiştir.

İki gerçek ortaya çıkıyor: Türkiye Batı için vazgeçilebilir bir ülke değildir… Türkiye de Batı’dan vaz geçemez.

Sorunlara çözüm arayışında diplomatik usuller hakim olmalıdır.

Hele de iç politika uğruna dış sorunları körüklemekten sakınmak gerekir: Batılı politikacıların aşırı sağ oylar için, bizde de iktidarın hamasetle oy artırmak için bunu yapması hataydı.

08 Ara 2020

Aşı konusu da maske işi gibi olmasın demiştim bir iki ay önce. Ne yazık ki oldu. Hem de daha kötü oldu... Çin aşısına kalmayalım diye manşet atmıştı KARAR. Ne yazık ki kaldık… Vaktinde atılmayan adımların bu saatten sonra atılmaya başlanması kayıpları geri getirmeyecek.

Şu anda dünyada Korona Virüsü’ne karşı aşı geliştiren çok sayıdaki ilaç firması içinde Almanya’da çalışan iki Türk bilim insanının buldukları ve Amerikan Pfizer firmasıyla ortak ürettikleri “Biontech aşısı” üçüncü faz testlerinin ara sonuçları ilk açıklanan ürün. Bu bakımdan ve ayrıca yeni bir teknolojiyle üretildiği için dünyanın en fazla ilgisini çeken de bu aşı oldu. İngiliz AstraZenca ve Amerikalı Moderna firmalarının aşı çalışmalarının da üçüncü faz ara sonuçları açıklandı. Rus devlet kuruluşu Gamaleya’nın aşısı da bu kategoride.

Sayfalar