Karar

18 Eki 2020

 

Dış politikada düşmanlıkları olduğu kadar bazen dostlukları yönetmek gibi bir zorluk vardır. Türkiye ile Rusya arasında bir benzeri görülmedik şekilde gelişen ve şimdi kabından taşmakta olan ilişki de bu gruba girer. Bizim “Stratejik ortaklık” olarak davulla zurnayla ilan ettiğimiz onların ise “Sadece partneriz” diyerek ayakları suya değdirdiği bir ilişkinin en zor evresinde bulunuyoruz.

Niye böyleyiz bakalım.

Öncelikle, Rusya ile Suriye’de karşılıklı bir güven ilişkisi kalmadı. PYD’nin tasfiyesi ve etkisizleştirilmesi talebimiz ve Rusya’nın bu bahiste verdiği sözler yerine gelmedi. PYD/YPG heyetleri, Türkiye’nin gözüne sokacak şekilde Rusya ile görüşüyor.

Geçelim öteki tarafa… Libya’da ise zaten baştan beri karşı saflardaydık.

06 Haz 2019

 

Heder olmuş bir şair Nâzım Hikmet. Şiire ihanet ettiği ölçüde alkışlanmış, övülmüş. Onun şiire ihanetinin vatan ihanetinden önemli olduğunu düşünüyorum. Hatta şiire ihaneti göze almasa idi vatanına ihanet etmeyeceği kanaatindeyim. Onun için şiir en önde idi. Vatanı şiiri idi. Şiire ihanet ettiği için vatan haini oldu!

Onun vatan haini olmadığını yüksek sesle söyleyenler var elbette; daha ötesi en büyük vatansever olduğunu iddia edenler de.

Bunlar vatan hainliği damgasını her önüne gelen vurur cinsten kişiler olmasa dert etmeyeceğim. Eğer Nazım Hikmet vatana ihanet etmediyse, hangi şartlarda vatana ihanet edilmiş olabilir?

* * *

Milli Mücadele sürerken Moskova’ya gitti, tamam. Ondan Mehmed Âkif olmasını beklemiyoruz elbette. O sırada ona düşen işler de vardı. Moskova yolculuğu bir ideal uğruna, aalınıyor. Orada sıkı bir ideolojikleştirme eğitimi. Düşünmek değil, propaganda amaçlı bir eğitim ve öğretim bu. 24 Saat Marks, 24 saat Lenin!

Ey-Lenin çocuklar ey-Lenin!

05 May 2019

Fulgencio Batista, Küba’yı ABD’ye peşkeş çekip halkını sefalete sürükleyen bir diktatördü. 

1 Ocak 1959’da devrildi. 

Onu deviren Fidel Castro ve silah arkadaşları (26 Temmuz Hareketi) üç şeyin peşindeydi: Bağımsızlık, hürriyet ve refah. 

Ne yazık ki bu gayelerin üçü de gerçekleşmedi. 

Küba ABD uydusu olmaktan çıktı, ama bu sefer de Sovyet uydusu oldu. 

Diktatörlük ve yoksulluk, komünist rejim altında devam etti. 

Halbuki 26 Temmuz Hareketi -Fidel Castro’nun kardeşi Raul Castro ve Arjantinli arkadaşı Che Guevara gibi birkaç istisna hariç- bidayette ne komünistti ne de Sovyet meraklısı. 

Üstelik, Fidel Castro ABD ile iyi ilişkiler içinde olmak istiyordu. 

Hatta, dış ticarette Küba’nın en önemli partnerinin yine ABD olması gerektiğini düşünüyordu. 

10 Şub 2019

Savaş en genel anlamıyla örgütlü bir yapının diğerine karşı şiddet içeren güç kullanımı ve bu güç kullanımına karşı gelmenin yarattığı durum olarak tanımlanabilir. Bireysel şiddet savaş tanımı dışındadır ve genel kabul gören anlayış savaşı devletlerin yaptığı yönündedir. Pek çok farklı savaş türleri arasında ortak nokta kan dökülmesi, savaşların insan hayatına ve fiziki yıkıma yol açmasıdır.

Araştırmalar beş bin yıllık bir zaman dilimi içinde dünyada en az 14 bin 500 savaş yapıldığını, 3 milyar 500 milyon insanın hayatını savaşlar yüzünden kaybettiğini gösteriyor. Sadece MÖ 480 ile 2002 yılları arasındaki savaşlarda ölenlerin tahmini sayısı 455 milyon olarak tespit edilmiş. Kalevi Holsti 30 Yıl Savaşları (1618-1648) sırasında Almanya’nın o zamanki nüfusunun üçte birinin yok olduğunu, 12 bin kadar köy ve kasabanın tamamen yıkıldığını yazar.

03 May 2018

Northwestern Üniversitesi’nden Enes Çallı, Suriye’deki kimyasal saldırılara dair sosyal medyada karşılık bulan gelişmeleri kapsamlı bir şekilde değerlendiriyor.

İngiliz Independent gazetesi 15 Nisan 2011 günü “Arap Uyanışı-Uzun Süredir Yolda” başlıklı bir yazı yayımladı. Yazının konusu ise Orta Doğu’daki Arap isyanlarıydı. Tunus, Mısır ve Suriye’de olan kalkışmaların incelendiği makalede, Suudi Arabistan’daki gösteriler için  Veliaht Prens Muhammed bin Nayef’in emriyle, rejimi protesto edenlerin üzerine ateş açılması talimatı verildiği belirtiliyordu. Ancak küçük bir sıkıntı vardı, zira yazarın bahsettiği emir aslında hiç verilmemişti. Independent gazetesi 3 Ağustos 2011 günü düzeltme metni yayımlamak zorunda kaldı. Böyle bir emrin hiç verilmediğini kabul etti ve Prens Nayef’ten özür diledi.

19 Nis 2018

ABD, İngiltere ve Fransa’nın Suriye’de Esed rejimine ait bazı tesisleri bombalaması üzerine Ümmet-i Muhammed’i ve tüm insanlığı emperyalizme karşı seferberliğe çağıranlar, aynı çağrıyı Halep, İdlib yahut Doğu Guta’yı bombalayan Rusya’ya karşı yapmaktan imtina ettiler ve ediyorlar.

Rusya’yı emperyalist saymıyorlar, zahar.

Sayıyorlarsa da, ‘Büyük resme bakmak lazım. Rejim muhalifleri, Amerikan emperyalizminin hizmetindeler. Onların yenilgiye uğratılması, Suriye üzerindeki Amerikan projesini boşa çıkaracaktır. Bu mücadelede yardımına müracaat edilen Rusya da tabii ki emperyalisttir ve onun da Suriye üzerinde bazı hesapları var, ama bunlar Amerikan projesine göre daha az zararlıdır ve üstesinden gelinmeye daha müsaittir. Ehven-i şeri tercih etmemiz yadırganmamalı’ diyorlar sanki.

O takdirde, benzer gerekçelerle ABD’yi şuna veya buna tercih edenlere ilkesel bir itirazda bulunamazlar.

16 Nis 2018

Döne Kuvvet'in kızı Nadire, Reyhanlı Belediyesi yakınında bir hediyelik eşya mağazasında çalışıyordu. Öğle yemeği için eve gelmişti. O sırada evde o gün şehir dışından ziyaretlerine gelmiş diğer kızı Kübra ve henüz 1.5 yaşındaki kızı Fatma Nur da vardı. Fatma Nur, teyzesiyle birlikte gitmek istedi. Torunun başına kırmızı kurdelasını bağlayıp teyzesiyle dükkana gönderen Döne Hanım, biraz sonra büyük bir gürültüyle sarsıldı. Belediyenin yanına doğru koştu. Yer yarılmıştı. Kızını ve torununu birbirine sarılmış olarak buldu, ceset parçalarını kendi eliyle topladı. İsyan ederken çekilmiş o fotoğrafı Reyhanlı Katliamı'nın da sembolü oldu.

11 Mayıs 2013 günü Reyhanlı'nın en merkezi noktalarında üç dakika arayla patlayan iki bomba yüklü araç, Döne Hanım'ın kızı ve torunu gibi 55 insanı aramızdan aldı.

Katliamın failleri yakalandı. Başta bir numaralı sanık Nasir Eskiocak olmak üzere, dokuz sanık 53’er kez ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldılar.

16 Nis 2018

ABD liderliğinde İngiltere ve Fransa hava kuvvetlerinin Suriye operasyonu beklendiği gibi hızlı ve sert ama beklenenden çok kısa sürdü. Herhalde tarihte bu kadar gürültü koparan ama bu kadar erken biten başka askeri harekat olmamıştır.

Üstüne üstlük bütün taraflar birbirinin hassasiyetleri konusunda fazla dikkatliydi. ABD yönetimi operasyonun bütün önemini neredeyse “sınırlı ve dar kapsamlı” oluşuna bağlayacak kadar hassastı. Ruslar ise birkaç göstermelik tepki cümlesi dışında, Suriye rejiminin karşılık verirken kullandığı füzelerin yeni değil “30 yıl önce edinilmiş” olduğunu söylemeyi ihmal etmedi. Üstüne üstlük bombardımanın üzerinden 12 saat geçmeden “İşbirliğine hazırız” demeyi de gurur meselesi yapmadı. İngilizler ise baştan sona “Başka çare yoktu” deyip durdu.

***

Bu kısa ve ama pek “anlamlı” harekâtın sonuçları nedir? Özetleyelim…

1-) İran daha sert tepki verdi ama o blokta asıl patron olan Rusya, Esad için değil dünyanın, bölgenin bile yanmasını istemiyor. Çıkarları garanti edildikçe Esad için kendisini tehlikeye atmayacağı anlaşıldı.

12 Nis 2018
ABD Başkanı Trump, Beşar Esad’ın abluka altında tuttuğu, dahası Astana anlaşmalarına göre çatışmasızlık bölgelerinden sayılan Doğu Guta’da kimyasal silah kullanarak katliam yapmasına tepki göstermiş!
Ve “Esad’ın büyük bedel ödeyeceğini” söylemiş!
Esad büyük bedel ödeyecekmiş! 24 saat içinde ya da 48 saat içerisinde ABD Başkanı Esad’a büyük bedel ödetme kararını verecekmiş!
“Miş –mış” diyorum çünkü, Trump’ın bu açıklamalarının Esad nezdinde dahi bir kıymeti harbiyesi yok, el ele vermişler, dünyadaki bütün vicdanlarla dalga geçiyorlar. Saf olmanın, vicdanınızı rahatlatmak için dahi olsa ‘belki bu sefer’ umudu beslemenin, anlamı yok arkadaş, Esad bırakın bedelin büyüğünü ödemeyi, yaptıklarından dolayı serçe parmağı dahi zarar görmeyecek...
01 Nis 2018

Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu’nun Afrin’i ABD-İran-Esed destekli PKK/PYD rejiminden temizlemesine fetih denir mi, denmez mi?

Bence denir ve ben diyorum.

Buna itiraz edenlerin argümanları ikna edici değil.

Kimileri, fetih kelimesinin gayrimüslimlere ait bir beldenin Müslümanlar tarafından ele geçirilip İslam’a açılmasını ifade ettiğini ve çoğunluğu Kürtlerden oluşan Afrin ahalisi neredeyse tümüyle Müslüman olduğu için burada fetihten bahsedilemeyeceğini söylüyorlar.

Açma / açış, açılma /açılış anlamlarına gelen Arapça fetih kelimesi bir beldenin İslam’a açılması anlamında kullanılır, evet; ama genel olarak “bir ülke veya şehrin savaş yoluyla ele geçirilmesi” anlamında da kullanılır ve Türkçe sözlüklerinde daha ziyade böyle anlamlandırılır.

***

Araplar da fetih kelimesini “İslam’a açmak”ın yanı sıra zaptın nazik bir alternatifi veya Batı dillerindeki “liberation”un karşılığı olarak -yani kurtarış yahut kurtuluş anlamında- kullanırlar.

Sayfalar