- Özgür Gündem
Tütün, küçük aile çiftçileri tarafından yapılan bir faaliyettir: Tütüncü aile 14 aya yayılan zaman diliminde toprağı 3-4 kez işler. Fidesini hazırlar. Tütünü diker, çapalar, gene çapalar, dip sıyırır, 1 el, 2 el, 3 el, 4 el olmak üzere yaprakları toplar, kurutur, balyalar. Yoğun ve incelik isteyen bir emek sonucu ekonomik değeri yüksek ürün elde edilir. Tütünü tütün makinesi ve traktörü olmayan yoksul çiftçiler de ekebilir ve ailesi ile birlikte bir arada çalışabilir.
DSP-MHP-ANAP koalisyonu döneminde Tütün Yasası çıkarıldı. Tütün yasasından sonra TEKEL’e destekleme alımı yaptırılmadı ve TEKEL’in olmadığı bir piyasada tütün üreticileri çokuluslu tütün şirketlerinin ve onların temsilcilerinin insafına terk edildi.
Sözleşmeli üreticilik
İlk defa 2002 yılında hazırlanan sözleşme ile tütün üretiminde “Sözleşmeli Üretim Modeli”ne geçildi. Philip Morris- Sabancı, BAT-Koç, JTI vb. çokuluslu şirketlerin sipariş miktarlarına göre alıcı firmalar köylere gelerek dikimden önce üreticilere sözleşme imzalatıyorlar. Karşılıklı bir pazarlık ve uzlaşma söz konusu değil. Firmalar tarafından üreticilere tek taraflı hazırlanan sözleşmeler dayatılıyor. Üreticiler, önlerine hazırlanarak getirilmiş olan sözleşmeleri imzalamaları halinde ancak tütün üretebiliyorlar. Yoksa tütün üretemiyorlar. Üreticilerin tütünün fiyatına, teslim ettikleri ürünün kilosuna, paralarını zamanında alamamalarına itiraz etme olanakları yok. Çünkü firmalar arasındaki ilişki ve iletişim çok güçlü. İtiraz eden çiftçiler firmalar tarafından sorunlu ilan ediliyor. Sorunlu ilan edilen çiftçilerle diğer firmalarda sözleşme yapmıyor, dolayısıyla üretemiyor. Elbette ki, çiftçiler için itiraz mekanizmaları var. Fakat itiraz mekanizmaları bir üreticinin tek başına hem zaman hem de maddi olarak üstesinden gelebileceği bir durum değil.
Çıkarılan tütün yasasıyla firmalara mahkum edilen çiftçiler için tütün üretmenin koşulları zorlaştı. Çiftçiler tütün üretemiyor. Yasanın çıkarıldığı dönemde Türkiye’de 5001 köyde tütün ekimi yapılmakta, tütün üretici aile sayısı ise 575.796 idi. Şimdi bu üreticilerin çoğunluğu tütün üretemiyor. Kente göç etmek zorunda kaldı. Bir kısmı da başka ürüne yöneldi. Üreticisi sayısı 2010’larda 50.685’e geriledi. 2011 yılında tütün üretim alanları 40-50 bin hektara kadar geriledi. 2010 yılında 53.018 ton tütün elde edildi. Geçimlerini tütünden kazanan Adıyaman, Bitlis, Diyarbakır, Tokat ve Samsun tütün üreticisi ailelerin çoğu şimdi üretemez durumda.
Fiyat Politikaları
TEKEL destekleme alımlarından çekildiğinden bu yana tütün üreticisinin fiyatlar konusunda yüzü hiç gülmedi. Son üç yılda durum şöyle: 2011 Yılı 1. nevi tütün 8.75, 2012 yılı 1. nevi tütün 12, 2 lira olarak gerçekleşti. 2013 yılı 1. nevi tütün ise 12, 2. Lira olarak belirlendi. Fiyatlara bakıldığında 2012 ile 2013 yılı fiyatı arasında bir fark yok. Yaklaşık aynı. Oysa bu süreçte üretim girdileri yüzde 30-40 civarında arttı. Lira geçen yıldan bu yana yüzde 13 değer kaybetti. Çiftçiler tütünlerini satarken ve firmalar satın alırken lirayı baz alıyorlar. Tüccarlar dışarıya tütünü satarken dolar esas alınıyor. Geçen yıl dolar 1700 lira idi, bu yıl 2000 lira civarında.
Üretici fiyatların artmamasından, üretim girdilerin artmasından sürekli zarar görmektedir. Tütününü satarken liranın değer kaybetmesinden ayrıca alım gücünü yitirmektedir.
Eğer, TEKEL destekleme alımlarına devam ediyor olsaydı, tütüncüler bugün bu olumsuzlukları yaşamıyor olurdu. Tütün fiyatları da, bugünün en az birkaç katını aşardı.
Tütün Üreticileri Sendikası’na sordum (TÜTÜN-SEN). Sendika; çiftçilerin sözleşmelerde sendikaların taraf olarak kabul edilmesi ve mevzuatın sendikayı taraf kılacak biçimde düzenlenmesini istiyorlar.
* DSP-MHP-ANAP Koalisyonu , Mayıs 1999