- Yurt
Bunların 'sanatçı'sı, Kazlıçeşme'deki toplama AKP mitinginde amigoluk yapan 'saksıcı'-şarkıcı Doğuş'tur. Irza geçme ve hırsızlık suçlarından cezaları vardır.
Bunların ideoloğu Yiğit Bulut'tur. Bizim kahveye getirip bıraksalar, kimse oturup bir çay bile içmez, eminim. Dün akla hayale gelmedik biçimde saldırdığı AKP'ye bugün methiyeler dizmekte, Tayyip Bey'i övmek için insan havsalasını zorlayacak parendeler atmaktadır. İnsan kendisini onun yerine koyunca bile kâbus görmektedir.
Bunların gazetecileri, birbirleriyle yalancılık yarışına tutuşmuş bir güruhtur. Kimileri, “Camide toplu seks yapmış olabilirler,” diyerek fantezilerini açığa vurmuştur, kimileri hayali röportajlarını gazetelerinin manşetine taşıyacak kadar ipten kazıktan çıkmıştır. Gazetecilik ve etik alanındaki üstatları Hüseyin Üzmez'in ta kendisidir.
Bunların döneminde din adamı olarak Bursa'daki 'Badeci Şeyh' öne çıkmıştır. Filozofları Vali Avni'dir.
Bunların dünyaya açılan penceresi, Egemen Bağış'tır. “Ouokl!”diye sesler çıkararak dolaşmaktadır.
Bunların ideal belediye başkanı, hiç kuşkusuz Melih Gökçek'tir. Artık internet üzerinden ilkokul talebeleriyle atışmakta, onlar tarafından kafaya alınmakta ama asla durumunun farkına varamamaktadır.
Bunların 'milli irade'si, Tayyip Bey'in muhtelif yerlerindeki kıllar toplamıdır.
Ve elbette bunların Başbakan'ı Tayyip Bey olacaktır... Geçen cuma camide içki âlemi görüntülerini yayınlayacağını ilan eden ve tabii ki bir kez daha lafını yutan, temel siyaset yapma biçimi olarak yalanlara sarılan bir başbakan... Tayyip Bey bunların olabilecek en iyi başbakanıdır.
***
Peki, kim mi bunlar?
Polis nezaretinde, ellerinde sopalarla sokaklarda saldıracak insan arayan o faşist güruhtan söz ediyorum tabii.
AKP iktidarı, Mussolini ve Hitler faşizmlerinin en tipik güzergâhından ilerliyor. Muhalefetin üzerine polis ve ordu birliklerini sürdükleri yetmiyormuş gibi, bir de eli sopalı çetelerini yolluyorlar. O çetelerle polis arasındaki sınır belirsizleşiyor.
***
İktidar, sadece duran insanlara bile tahammülsüz, 'durarak polise mukavemet etmek'ten gözaltına alıyorlar duran insanları. Kendi hukuklarını, 12 Eylül Anayasası'nı bile çiğniyorlar.
Faşizm, hukuk sınırlarında tartışılabilecek bir şey değildir zaten. Hatta bir Arjantinli devrimcinin tabiriyle, “Faşizmle tartışılmaz, o yok edilir.”
***
Bir lise arkadaşım mesaj yollamış bizim mezunlar grubuna. Şöyle yazıyor:
“Evimde bile içim yanıyor, nefes alamıyorum, insanlığı, vicdanı sorguluyorum. Bu ülkede bir hukukçu olarak yalnızca tencere, tava çalmaktan, sokaklarda bağırarak zıplamaktan ve zayıf bedenimden medet umuyorum. Ve hâlâ bizim gibi vicdanı olanlara güveniyorum.”
***
Hiçbir şey bitmedi. Her şey yeni başlıyor. Meşruiyetini yitirmiş bir iktidarın faşizm hevesiyle karşı karşıyayız. Yürüyeceğiz, duracağız ama her yürüdüğümüzde, her durduğumuzda, vicdan sahiplerini büyüteceğiz. Geceleri saat 21:00'de sokağa taşan halk, vicdanı olan herkes, önümüzdeki hafta sonu da sokakları AKP'ye dar edecek...
