- Radikal
Amerikan yönetimi uzun süre Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’a havale ettiği Suriye dosyasında inisiyatifi ele alırken kafa karıştırıcı iki adımı birlikte attı: Nusra Cephesi’ni terör örgütü listesine alıp kasımdan beri oluşumuna yardım ettiği Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nu (SMDK) yegâne temsilcisi olarak tanıdı. Başından beri Nusra, Esad’ın devrilmesine hizmet eden bir unsur olarak ‘bizdensin’ muamelesi gördü.
Muhalefeti özgürlük savaşçıları olarak selamlayan hiçbir siyasi lider “Nusra hariç” demedi. Ta ki Nusra binlerce yabancı savaşçı ile sahada inisiyatifi ele geçirinceye kadar. Nusra ile birlikte 13 Selefi örgüt 19 Kasım’da “Şeriat devleti kuracağız” diye kendi gündemini ortaya koymasıyla destekçi cephede şaşkınlık yaşandı. Ne var ki Esad rejimine en ağır darbeleri vuran da Nusra’ydı. ABD Dışişleri oturmuş saymış; Sözcü Victoria Nuland’a göre Nusra, Kasım 2011’den beri en az 600 saldırı gerçekleştirdi.
Kaide’ye karşı ÖSO! ABD, Suriye’yi yakın plana aldığından beri Nusra’nın etki alanını minimize edecek yollar arıyor. ABD muhalefefin sivil kanadını birleşmeye zorladığı gibi yardımların kanalize edilmesi için askeri kanatta birlik istiyor. Nitekim Doha’da SMDK kurulurken Riyad’da askeri kanada ayar çekildi. Ardından 8 Aralık’ta Antalya’da muhalif birlikler Özgür Ordu Birleşik Komutanlığı’nı oluşturdu. ABD yeni yapıya Nusra’yı elimine etme misyonu biçiyor. Ama kolay değil. Görüşüne başvurduğum bir muhalifin değerlendirmesi şu: “SMDK’dan da askeri koalisyondan da bir şey çıkmaz. Bunlar hikâye.”
Sahayı izleyenlerin vardığı sonuç da savaşçıların % 10’unu oluşturan Nusra’nın oyun dışına itilemeyeceği yönünde. Bir kere her yeni çatı, kısa sürede çatırdıyor ve rakipler doğuruyor. Zira dün 5 örgüt ‘Hilafetin Yardımcıları’ adlı tugayı kurup Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) “Bize katılın” diye seslendi. Ayrıca ÖSO’da Nusra’yı bastıracak irade yok. Nitekim içinde Nüsra benzeri yapılar barındıran ÖSO ve İhvan ABD’nin kararını tehlikeli buldu.
Nusra’nın yükselişi Nusra küresel Kaide ağı sayesinde büyüyor. Bu ağla gizli örgütlerin yolları illaki kesişiyor. Ne para sorunları var ne de militan. Bu sayede güç, İhvan’la ilintili Tevhid Tugayı gibi ÖSO’nun omurgasını oluşturan birliklerden Nusra’ya kayıyor.
Ajansların sahadan geçtiği haberlere bakınca Nusra’nın sırrına dair ilginç bir tablo çıkıyor: Nusracılar Afganistan, Irak ve Çeçenya’da deneyim kazanmış savaşçılar, ÖSO üyeleri ise toy. Nusra modern silahları, ÖSO eline geçeni kullanıyor. Nusra mangalda et pişirirken ÖSO’nun azığı sandviç. Nusracılar kurşun geçirmez yelek kuşanırken ÖSO’cular ne bulsa giyiniyor. Hatta Nusra, ÖSO birlikleri arasında çıkan ganimet kavgalarında arabuluculuk yapıp otorite sağlıyor.
Türkiye’nin durumu nazik
ABD’nin niyetine dair kuşku büyük. Hedef, Nusra’yı günah keçisi yapıp ötekilere yardımı kolaylaştırmak olabilir. Sahada Kaide ile bağlantılı olmasalar da Nusra ile aynı ideolojiyi paylaşan bir düzine grup var. Körfez-Batı ittifakı savaşı büyütmekte kararlıysa muhatabı yine bu örgütler olacak. Bu durumda Lübnanlı ve Iraklılardan oluşan Ahrar el Şam ya da Türk ve Çeçen karışımı Guraba el Şam’ın Nusra’dan farkı nedir sorusu izahatı hak ediyor. Amerikan hassasiyetinin kaynağı şu: Libya’da Katar eliyle silahlandırılan kişiler, Bingazi’de ABD elçisini öldürünce Washington, Suriye’de de silahların ‘yanlış’ ellere geçmesinden endişe duyar oldu. Tam bu noktada müttefiklere yapılan uyarı kritik: Nuland, Nusra’nın kara listeye alınmasının ortaklara, yardım ettikleri gruplarla ilgili uyanık olmaları mesajı verdiklerini söyledi.
Aslında karar Katar’dan ziyade Türkiye’yi nazik bir duruma sokuyor. Çünkü Katar, erkenden çark edip SMDK’nın doğuşuna ev sahipliği ederken solcu ve liberalleri öne çıkardı. Beri tarafta Nusra ve türevleri yazdan beri Türkiye’nin lojistik desteğiyle sınır boylarında mevzi kazanıyor. Ceylanpınar’daki kaynaklara göre kuzeyde Kürt kontrolüne son vermek için Rasulayn’a giren Nusra ve Ahrarcılar sınıra özel otobüslerle taşındı. Tabii plan tutmadı ve savaşçılar ağır kayıplarla Türkiye’ye döndü. Neticede ABD, Esad rejimi için çöküş kaçınılmaz hale gelirse sürecin kendi kontrolünde olmasını istiyor. İşi şansa bırakmıyor. Ama üzerinde oynadığı zemin çok kaygan.