Faruk Aksoy

07 Ara 2017

 

Gezi olayları ile başlayan “itiraz, ayaklanma ya da saldırı” süreci, Türkiye’nin siyaset dilini belirlemeye devam ediyor.

Olayları hatırlatmak, gündemde tutmak isteyen siyasi bir akıldan bahsetmek mümkün, fakat bizim memlekette semboller, abartılan başlıklar sanıldığı kadar da etkili değil.

Anıtlaştırılan hadiselerin hepsi unutuldu, kimse Gezi’de hayatını kaybedenleri konuşmuyor, Gezi karikatürlerine gülmüyor, şerbetlenmiş aylaklıklara, “Ne günlerdi yahu” demiyor, sadece Gezi’nin dili canlı tutuluyor, ancak bu kadarı yapılabiliyor, çünkü bizim toplum, haddi aşan isyanı kutsamıyor.

Dil çok önemli, o kadar önemli ki, hüznü mizaha, acıyı alaya çevirebilecek, insanı madara edebilecek kadar önemli…